Hey, bana bir haftanın bu kadar uzun olduğunu daha önce neden söylemediniz? Sizleri çok çok özledim ♡♡
Sizi bölümle baş başa bırakmadan evvel birkaç şey söyleyeceğim.
İlki, bölümün haftada bir mi yoksa iki üç gün de bir mi geleceğine siz karar vereceksiniz. İkincisi ise eğer bölüm haftada bir gelirse minimum bu uzunlukta olacak.Üçüncüsü ise daha kişisel bir mevzu, sizi sıkmak istemesem de bilginizin olması gerek. Dayım kanser hastası ve şu anda durumu hiç olmadığı kadar ağır. Bunu bana acıyasınız diye ya da acıtasyon olsun diye belirmiyorum. Bunu, eğer olur da vefat ederse bölümün gecikme ihtimali olduğu için belirtiyorum. Ben yine de her ihtimale karşı birazdan yeni bölüme başlayacağım. Sizi yarı yolda bırakmayacağını bilin çünkü ben de en az sizin kadar keyfinden geç bölüm yazan yazarlardan nefret ederim.
Sizleri çok çok seviyorum!!!
Keyifli okumalar!!!♤♤
Devran kendini yataktaki boşluğa, elindeki eczane poşetini de yanına attı. Avuç içlerini arkasına yaslayarak daha rahat bir pozisyon alırken bir kurt misali keskin gözleri yardımıyla beni izlemeye başladı. Elinden gelse üzerime atlar, üstümdeki tek parçayı da avını parçalarçasına parçalardı, biliyordum. Gözler...
Gözler ayna misaliydi, her şeyi apaçık belli ederdi.
Emre ile vedalaştıktan sonra tüm dikkatimi ona verdim ki, onun da her daim istediği şey buydu. Gözlerim, dikkatim, zihnim... kısacası her halimle ona odaklanmamı istiyordu. Eh ben de isteğine uymaya bayılıyordum lâkin şu anlık tek isteğim bir an önce hapı içmekti. Ardından ne kadar isterse istesin isteğine uymaya râzıydım. Bir klişe seline kapılıp gitmek isteyeceğim son şeydi. Evlilik dışı bebek sahibi olan o kadar çok insan vardı ki, bu listeye adımızın yazılmasını istemiyordum. Bu, elbette ki utanılacak bir şey değildi ama ben planlı bir hamilelikten yanaydım.
Yüzüme anında içten bir tebessüm yerleştirip Devran'a döndüm. "Hoş geldin." Dudaklarımdan çıkan kelime sıradan olsa da bana hissettirdiği duygu benim için sıradan değildi. Kendimi evli gibi hissetmeme yol açmıştı, iyiydi ama. Kötü değildi. Devran başını sol omuzuna doğru yatırıp çıplak ayaklarımdan başlayarak süzerken "Hoş buldum yavrum," dedi. Sanki sesinin çıkmasını sağlayan ses telleri değil de kalbiydi.
Bedeninin dik kalmasını sağlayan ellerinden tekini tok bir ses çıkacak şekilde dizine vurdu. Gözlerim kısaca kemikli eline kaydı. Elini bacağı boyunca hareket ettirirken "Gel bakalım yamacıma," diye fısıldadı. O benden bir şey isterdi de, yapmaz mıydım? Kalbim heyecanla hızlandı. Bir tek bakışı ya da lafıyla kalbimi kilometreleri koşarak kat etmişim gibi hızlandırabiliyordu. Yetenekli adamdı hani.
Devran'ın önüne kadar gelirken elimdeki telefonu aşağı düşmeyecek şekilde yatağa fırlattım. Telefon tok bir ses çıkararak yatağa düştü. Aralık duran bacaklarının arasına vardığım an dizindeki eli belime kaydı. Tüm kıvrımlarımı ezbere bildiği, tutuşundan belliydi. Büyük avucu kalın kazağın üzerinden tenimle buluştuğu an ışıkları bir gece vakti gök yuzünü aydınlatan bir alevin içerisine atıldım. Cayır cayır yanarken bildiğim tek şey yalnız başıma yanmadığımdı.
Bedenimi usulca kendine çekti. Bu, kucağına oturmam için nazik bir ricaydı, sözlü söylemesine gerek yoktu. Bacaklarım, bacak arasındayken yan bir şekilde dizinin tekine oturdum. Güzel yüzü bu anı bekler gibi bedenime, göğüs arama yaklaştı. Oturduğum için ondan bir miktar üstte olmamdan kaynaklı, göğüslerim yüzüyle aynı hizadaydı.
Elimin teki kalçam diziyle buluştuğu an boynuna sarıldı, parmak uçlarım ensesindeki saçların arasına girerken Devran'da nefessiz kalmış da ihtiyacı olan bir yudum soluk benim kokum gibi soluyordu. Dudaklarını sol göğsümün üzerine, kalbime bastırdı. Nabzımı dudaklarında hissetmesi işten bile değildi çünkü zavallı organ sevdiği adamın ona dokunmasıyla göğüs kafesimden çıkmak ister gibi atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başı Yok Sonu Çok
General FictionBu kurguda argo, küfür ve yetişkin içerik barındıran sahneler bulunmaktadır. ●○●○● "Beni sokmaya çalıştığın kalıpta olmadığımı sen de ben de gayet iyi biliyoruz." Ne kast ettiğini gayet net anlamıştım sanırım. Ona sürekli abi dememi kast ediyordu. "...