Herkese merhaba;
Hikayemizin okunma sayısı 100 bin'i geçmiş. Ne mutlu bana.Ne mutlu hikayemizi seven ve destekleyen arkadaşlarıma. Hepinize çok çok teşekkürler ediyorum. Çünkü daha watpdaddeki üçüncü ayımız dolmadan her iki hikayemde 100 bini geçti. Daha ne olsun...
Bildirimlerime bakıyorumda baştan sona hikayeyi oylayanların sayısı gün geçtikçe artıyor.Bu arada her bölümde okuyucularımdan birini etiketleyip bölümü ithaf ediyorum .Sırayla yapmaya çalışıyorum herkesi ama adını unuttuklarım lütfen kızmasın. Daha on iki bölüm var hepinizi etiketleyeceğim mutlaka. Bu arada sizleri diğer devam eden hikayem olan ''Güneş Doğudan Yükselir'e'' davet ediyorum. Onu da en az bu hikayem kadar seveceğinizi düşünüyorum. Ve şimdi upuzun ve beklediğinize değecek yepyeni bir bölüm ekliyorum..Melis ve Cenk' çiler hazırmıyız?Haydi o zaman keyifli okumlar...Ha bu arada yıldızı tuşlamayı untumayalım..Çok çok öpüyorum sizleri...
******************
Leyla İle Mecnun Bölüm 59
******************
Ben sana hep üşüyordum,
Çünkü kıştım.
Nakıştım, bakıştım.
İnkar etmiyorum da bunu,
Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.
Ve lütfen inkar etme;
Sana en çok ben yakıştım.
Özdemir Asaf...
Poyraz neredeyse tüm günü çalışma odasında geçirmişti. Kaybettikleri ihale çok büyüktü. Dedesi her ne kadar fazla bir şey demese de kayıplarını telafi etmek için çok daha fazla çalışması gerektiğinin farkındaydı. Doğum gününün de dedesi tüm mal varlığını üzerine geçirdiğini belirten belgeleri vermişti ona. Fakat o şirket başkanı sıfatıyla girdiği ilk ihalesinde şirketi büyük zarara uğratmıştı. Aklını bir türlü işlere vermiyordu. Böyle giderse dedesinin kırk yıl boyunca çalışıp didinerek kazandığı her şeyi batıracaktı. Beş parasız kalmak aslında umurunda değildi sadece ona verdiği güveni boşa çıkarmayı istemiyordu. Bir an arkasına yaslanarak gözlerini kapattı. Aklına gelen görüntüler üzerine gülümsemeye başladı.
Doktor karısının karnında o aleti gezdirirken ekrana boş boş bakmış siyah, karaltılı şeylerden bebeğini seçmeye çalışmıştı. Gerçi bir şeye benzetememişti daha çok küçük olduğunun farkındaydı ama yinede doktorun ona dinlettiği kalp sesleri bebeğinin varlığını hissetmesine neden olmuş içinin garip bir huzurla dolmasını sağlamıştı. Birden ayağa kalkarak yukarıya, karısının odasına doğu yürümeye başladı. Bugün hiç yanına uğramamıştı. Ne yaptığını merak ediyordu. Merdivenlerden çıkarken Afra'ya rastladı;
''Afra! Meltem ne yapıyor?''
''Biraz önce uyudu Poyraz Bey. Sabah çok erken kalkmıştı zaten, hastaneye gidip gelmekte onu biraz yordu. Bende yemeğe iniyordum şimdi.''
''Tamam, sen git hadi! Ben onun yanında kalırım.''
''Peki. ''
Poyraz kapıyı yavaşça açıp neredeyse parmaklarının ucunda ilerleyerek karısının yatağının yanına geldi. Yan taraftaki sandalyeye oturarak biraz daha yatağa yaklaştırdı. Bir süre uyurken onu izledi. Onun iki hafta sonra burada olmayacağını bilmek canını o kadar yakıyordu ki... Üstelik şimdi birde bebeğinden ayrı kalmanın üzüntüsü eklenmişti buna.
''Aşkım, bir tanem, meleğim... Keşke her şey daha farklı olabilseydi... Keşke bizi bu hale getirmemiş olsaydım. Keşke o yalanları sana söylememiş olsaydım. Hayatımda yaşadığım o kadar keşke var ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYLA İLE MECNUN
RomanceDubai'den İstanbul'a esen sert ve cazibeli bir rüzgar. Poyraz.... Dubai'nin en zengin ve itibarlı ailelerinden Zarraf'ların en büyük torunu ve varisi... Adı gibi sıcak esen güzel ve naif bir rüzgar.. Meltem...İstanbul'da kendi ayakları üzerinde durm...