57.Bölüm

20.1K 972 28
                                    

LEYLA İLE MECNUN 57. BÖLÜM

Meltem gün boyunca sabahtan başlayan mide bulantılarıyla uğraşmış yediği öğle yemeğinin hemen hepsini akşam yemeğinin ise büyük bir kısmını çıkartmıştı. Böyle giderse midesinde bir şey kalmayacağını düşünüyordu. Hem çıkartıp hem de aynı zamanda nasıl besleneceğini anlamıyordu. Fakat Afra ısrarla 'Yediklerinin bazılarını sindirmişsindir kussan bile zorla da olsa yiyeceksin' diyerek onu zorlamıştı. Bebeğinin varlığını daha tam olarak hissedemese de sağ olsun o kendisini çok kötü bir yolla hatırlatıyordu.

Poyraz'ı tüm gün görememişti. Sabahki sözlerinden sonra onun tekrar odasına gireceğini tahmin ediyordu. Her ne kadar bunu istemese de kocası istediği zaman bunu engelleyemeyeceğinin farkındaydı. Yinede onunla konuşmak gibi bir niyeti yoktu. Madem girmek istiyordu girecekti fakat ona ne bakacaktı ne de onunla tek kelime edecekti. Onu görmezlikten gelmesine aldırmıyorsa 'Buyursun gelsin' diye düşünüyordu.

Poyraz ise tüm gün işte karısını düşünmüş sabahki kötü hali aklına geldikçe kendini çok kötü hissetmişti. Eve gelmek üzereyken aktara uğrayarak karısının o çok sevdiği iğdelerden almıştı. Tabi Meltem'in yanına girdiğinde ona ne tepki vereceğini çok merak ediyordu. Gerçekten bağırıp çağırarak onu odadan kovacak mıydı? Yoksa onun gelişini kabullenip sessiz mi kacaktı?

Eve geldiğinde Reşat Bey'i salonda tek başına oturup kitap okurken buldu. Dedesi yaşlı ve eski kafalı bir adam olabilirdi ama okumayı ve araştırmayı çok severdi. Her gece yatmadan sessiz bir ortamda kitap okur bundan da büyük bir zevk alırdı.

''Hayırlı akşamlar dedeciğim. Ne okuyorsun?''

Reşat Bey gözlüklerini eliyle hafifçe gözlerinden aşağıya doğru çekerek Poyraz'a bakmış;

''Sana da hayırlı akşamlar oğlum. Yeni başladım. Mesnevi tarzında bir kitap uzun zamandır okumak istiyordum. Ev sessizken bende okuyayım dedim.'' Demişti.

''Ne güzel. Bende tüm gün işlerle uğraştım. Biraz yoruldum açıkçası. Biliyorsun sana bahsetmiştim yeni ihaleden biraz.''

''Evet bahsetmiştin bir sorun yok değil mi?''

''Yok her şey yolunda sadece rakipler biraz zorluyor çalışıyorum ama malum aklımı bugünlerde pek işe veremiyorum. Bakalım, biz elimizden geleni yapacağız gerisi nasip...''

''Ali, biliyorum zor günler geçiriyorsun oğlum. Birde işlerin tüm yükünü sırtlandın. Hakkını nasıl ödeyeceğimi bilmiyorum. Benim yüzümden düzenin kalmadı...''

''O nasıl söz dedem... Asıl ben senin hakkını nasıl ödeyeceğim. Yıllarca kahrımı çektin. Kırk yaşından sonra hem öksüz hem de yetim sayılabilecek bir bebekle uğraştın. Bu yaşa kadar getirdin. Her şeyini bana bıraktın, şimdi benim sana yaptıklarımın hakkı mı olurmuş? Hem bizim düzenimizi sen değil ben bozdum. Son yaşanan olaylarda bir suçlu varsa o da benim. Ama değişecek sana söz veriyorum yeniden huzurlu günlere kavuşacağız. ''

Reşat Bey; torununun her şeye rağmen inançlı ve gelecek için hala umutlu olduğunu görünce içten içe sevindi. Evet, belki bu yaşa kadar onu kendisi getirmişti ama yaşadığı şeyler hiçte kolay değildi. Belki de onun yaşadıklarını kendisi yaşamış olsaydı çoktan pes eder hayattan ümidini keserdi. Ama torunu her şeye rağmen hatalarıyla yüzleşiyor ve ders alıyordu. 'Allah'ım ailesini yeniden kazanmasına yardım et.'' Diyerek sürekli onun için dualar ediyordu.

''O elindekiler nedir?''

''İğde... Meltem çok sever bir kez söylediğini hatırlıyorum. Daha mevsimi değildi o zaman bulamamıştım ama aklıma geldi gelirken aktara uğradım yeni çıkmış bende dayanmadım aldım. Belki canı çekmiştir.''

LEYLA İLE MECNUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin