Arkadaşlar; Okunma sayısına göre oylar ve yorumlar çok az lütfen okuyup beğendiyseniz bunu göstermekten çekinmeyin...Fazladan oy kabul edilir...Keyifli okumalar...
LEYLA İLE MECNUN 8.BÖLÜM
Poyraz eve ıslık çalarak girmişti çok mutluydu Meltem'le harika bir gün geçirmiş ve günlerdir çalışmalarının sonucunu ilk kez almıştı. Meltem ona ilk kez bu kadar yakın durmuş ve güvenmişti biraz daha uğraşırsa onu her şeye ikna edebilirdi. Salona geçti saat ikiyi geçmesine rağmen hiç uykusu yoktu bardağına viski koyarak pencerenin önündeki koltuğa oturdu gülümseyerek Meltem'i düşünmeye başlamıştı. Işıkları yakmamış gecenin sessizliğini dinliyordu. Tam o sırada arkasından yaklaşan bir çift ayak sesi duydu ve ardından birden yanan ışıklardan gözleri kamaştı. Mavi gözleri iyice kısılmıştı,
''Bakıyorum da gece gezmelerine devam ediyorsun. Bende seni işlerin başına göndermiştim ama daha farklı ilgi alanların oluşmuş anlaşılan.''
''Dede...? Sen ne zaman geldin? Yani bir şey mi oldu? Neden buradasın?''
''İstersen gideyim Ali... Hesap mı soruyorsun şimdide?''
''Estağfurullah dedecim... Sen böyle habersiz gelmezdin de o yüzden söyledim...''
''Hala hoş geldin dememeni Türkiye de alışkanlıklarının değişmesine bağlıyorum...'' diyerek ailedeki yerini hatırlatmıştı yaşlı adam. Çünkü o ailenin reisiydi ve kimse ona neden, nasıl, niye gibi hesap soruları soramazdı.
''Pardon dede... Hoş geldin.'' diyerek elini öptü dedesinin. Ona saygısı babasından daha büyüktü çünkü üzerinde emeği çoktu. Annesi doğumda ölünce babası onu dedesine bırakmış bir süre kendine gelememişti. Çocukluğu dedesinin yanında geçmişti, daha sonraları babası Reşat Bey'in zorlamaları ile şirkete gelmek zorunda kalmıştı. Mustafa Bey'in büyük hayalleri yoktu babasının zoruyla çalışıyordu eşi öldükten sonra tek isteği emekli olup inzivaya çekilmekti bu yüzden her şeyi Poyraz'a yıkmıştı sanki o Poyraz'ın babası değil de Poyraz onun babası gibiydi...
''Geç otur anlat bakalım... Kim bu kadın?'' Her zamanki yaşlı kurttu yine. Poyraz açık vermemeye çalıştı,
''Hangi kadın?''diyerek anlamazlığa gelmişti tabi dedesini az çok tanıyordu bir şeyler öğrenmeden onu rahat bırakmayacağını da.
''Seni bu saatte uyutmayıp düşündüren, aynı zamanda gülümseten kadın?''
''Leyla...'' sözcüğü dökülmüştü dilinden. Dedesi ise birden gülen yüzünü asarak ses tonunu artırıp konuşmaya başladı,
''Ali yapma! Leyla öldü kaç kez söyleyeceğim. Hala mı be oğlum.'' dedesi farklı anlamıştı Poyraz bunu anlayınca dedesine bakıp gülümsedi,
''Dur dur yanlış anladın yani Meltem aslında Leyla da diğer adı Meltem. Yani o adı gibi sıcak tatlı güzel...''
Reşit Bey önce anlamamıştı, sonra Batu'nun anlattığı şeyler aklına gelince Meltem ismini anımsadı,
''Vay Meltem demek? Peki, kimlerden sana uygun mu? Türk herhalde.''
''Bakıyorum hemen başladın soy sop araştırmasına.'' Dedesi işte hiç değişmeyecekti hemen sülale araştırmasına girmişti her zamanki gibi,
''Ali bunlar önemli ailesini bilmek tanımak lazım. Yarın tanıştırıyorsun bizi. Ailesi ne iş yapıyor? Babasını tanıyor muyuz? Hadi geçtim onları ne zaman evlenmeyi düşünüyorsunuz? Ben bir sürü torun istiyorum ona göre...'' Dedesi bu kez abartmış torun işine kadar el atmıştı.
''Dur dede. Ne yaptın sen ya... Ben günlerdir uğraşıyorum ancak elini tuttum sen neler diyorsun?'' Reşat Bey daha da keyiflenmişti. Poyraz'ı zorladığına göre kesin çok iyi bir kızdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYLA İLE MECNUN
RomanceDubai'den İstanbul'a esen sert ve cazibeli bir rüzgar. Poyraz.... Dubai'nin en zengin ve itibarlı ailelerinden Zarraf'ların en büyük torunu ve varisi... Adı gibi sıcak esen güzel ve naif bir rüzgar.. Meltem...İstanbul'da kendi ayakları üzerinde durm...