Herkese merhaba;
Arkdaşlar hikayemizi nasıl buluyorsunuz? Lütfen yorum ve beğenilerinizi benimle paylaşın. Bir kaç arkadaşım dışında fikrini yazan pek olmuyor. Beğenmediğinizi eleştirdiğiniz yada yanlış bulduğunuz yerleri mutlaka paylaşalım konuşalım. Buradaki beğeniler kadar okuyucuların fikirleri de benim için çok önemli..Bu site dışındaki pek çok sitede bir çok dostluklar arkadaşlıklar kurduk bu hikaye sayesinde..Kitaplar insanları birbirne yaklaştırır ve yüzlerini görmeseler seslerini duymasalar bile fikirlerini duyup birbirlerini etkilemesini sağlarlar..Bizim hikayemizin kitap olma gibi bir durumu yok ama burada yazılan emek verilen her hikaye benim için kitap değerindedir zaten.Herkese keyifli okumlar diliyorum. Ve Nazımın en güzel şiirlerinden biri ile hikayemizin 46. bölümüne başlıyorum..
*****
."En güzel deniz: henüz gidilmemiş olanıdır.
En güzel çocuk: henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz: henüz yaşamadıklarımız.
ve sana söylemek istediğim en güzel söz
henüz söylememiş olduğum sözdür".
.LEYLA İLE MECNUN 46.BÖLÜM
''Batu...''
Adamın adı sessizce çıkmıştı dudaklarından. Ne diyecekti şimdi ona? Bu durumu nasıl açıklayacaktı? Bir süre birbirlerine baktılar. Gözlerinden bir şeyler okumaya çalıştı genç kadın. Kızgın mı? Kırgın mı? Yoksa başka bir şey mi? Ama okuyamadı...
Batu ise hala Gece ve Alp denilen o adamın neden yan yana olduklarını düşünüyordu. Adam hangi arada fırsat bulmuş ve Gece'nin hayatına yeniden sızmayı başarmıştı? Ya Gece? Ne zamandır yeniden eski nişanlısıyla görüşmeye başlamıştı? Arabasının anahtarını Gece'ye uzatarak;
''Araba yolun karşısında. Git ve beni bekle. Birazdan geliyorum.'' Dedi.
Gece; Batu'nun Alp'le yalnız kalmasının iyi bir fikir olduğunu düşünmüyordu. Kesin kavga çıkacaktı. Belki de daha da büyüyecek araya polisler karışacaktı. Durup dururken tüm bu olaylara sebep olacağını düşündükçe sadece kendine kızıyordu.
''Batu ben...''
''Gece sana git ve arabada beni bekle dedim.''
Bu kez sesi daha sertti. Gece bile bu ses tonundan ürkmüştü. Gözleri dolu dolu olmuş elleri terlemeye başlamıştı. Alp, Gece'nin korktuğunu görünce ona doğru bir adım atmak istedi fakat Batu'nun bir anda Gece'yi kolundan tutup arkasına çekmesi ve bedenini bir anda ona karşı siper etmesiyle olduğu yerde kalmak zorunda kaldı.
''Ne yaptığını sanıyorsun sen onu korkutuyorsun?''diyerek yinede Batu'ya karşı diklenmeye çalıştı. Batu'nun boyu kendisinden daha uzundu buna rağmen sevdiği kadın için ona kafa tutması önemli değildi.
Gece daha fazla sorun çıkmasını istemiyordu. Bu yüzden Batu'nun arkasından yavaşça öne çıktı;
''Batu tamam ben arabaya gidiyorum. Ama lütfen sende hemen gel.Alp sende git lütfen..''
Diyerek arabaya doğru yürüdü. Kapıyı açıp koltuğa oturduğunda gözleri karşıda birbirlerine öfkeyle bakıp diklenen iki adamdaydı.
''Sana aylar önce ondan uzak durmanı söylediğimi hatırlıyorum. Sen hatırlamıyorsun galiba?''
''Evet çok iyi hatırlıyorum. Ama senin de unuttuğun bir şey var. Bende sana ondan asla vazgeçmeyeceğimi ve bir gün kendimi affettireceğimi söylemiştim. Ve sen bunu unuttun sanırım''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYLA İLE MECNUN
RomantikDubai'den İstanbul'a esen sert ve cazibeli bir rüzgar. Poyraz.... Dubai'nin en zengin ve itibarlı ailelerinden Zarraf'ların en büyük torunu ve varisi... Adı gibi sıcak esen güzel ve naif bir rüzgar.. Meltem...İstanbul'da kendi ayakları üzerinde durm...