LEYLA İLE MECNUN 32. BÖLÜM
Meltem hatırladığı konuşmayla gülümsedi bir an. Evet, annesi çok doğru söylemişti. Poyraz bu dünyada 'diğer yarım' diyebildiği tek kişiydi. Leyla konusunu Meltem'e söylememekle hata yapmış olabilirdi ama pişman olmuştu, sonuçta oda zamanında çok acı olaylar yaşamıştı. Pişmanlığı ve çaresizliği yüzünden okunuyordu.
Meltem o gece Poyraz'ın anlattıklarından sonra zaman istemiş ve Poyraz'da ona istediği zamanı vermişti. Belki de bu dergi olayı olmasaydı onun kendi ayağı ile ona gelmesini bekleyecekti. Poyraz'ın bu kadar sabırlı ve anlayışlı olması her ne kadar Meltem'i şaşırtsa da hoşuna gitmişti. Demek ki 'Bana güveniyor.'diye düşünmüştü. Ve kararını vermişti. Evet, onu affedecekti. Gelecek günlerini Poyraz'dan daha fazla ayrı kalarak geçirmek istemiyordu.
Tam Poyraz'a dönüp konuşmaya başlayacağı sırada kapının çalınmasıyla susmak zorunda kaldı. Poyraz kapıyı duymazlıktan gelerek hala ayakta Meltem'in bir şey demesini bekliyordu. Ama kapının açılmadan susmaya niyeti yoktu. Anlaşılan kapıdaki kişi çok sabırsızdı.
''İstersen kapıyı açta öyle konuşalım susmaya niyeti yok sanırım.'' Diyerek gülümsedi.
Meltem'in kendisine gülümsemesiyle bile heyecanlanmıştı Poyraz. Şu an kapıdakini öldürebilirdi. 'Umarım' diyordu içinden 'umarım önemli bir şeydir. Yoksa elimden kimse alamaz o kişiyi.''
Poyraz kapıya doğru ilerlerken Meltem'de masadaki şaraptan bir yudum alarak sevdiği adamın gelmesini bekliyordu. O an masada bulunan telefonundaki cevapsız aramaları fark etti. Uyurken sessize almış duymamıştı. Şarjı da bitmek üzereydi. Hemen içeriye yatak odasına geçip valizinden şarj aletini bulup telefonu taktı. Sonra birden kapıdan gelen erkek sesleri ile garip bir şekilde kapıya doğru çekildiğini hissetti. Kapı aralıktı. Poyraz kapının önünde bir adamla konuşuyordu. Adamın yüzünü tam olarak göremiyordu. Biraz daha yaklaşıp konuşmalarına kulak kabarttı.
''Peki, efendim atık buradaki görevimiz bitti o halde.''demişti adam. Ne göreviydi ki bu?
''Tamam, paranızı hesabınıza yatıracağım bir daha beni arama...''
''Tamam Poyraz Bey. Efendim son bir şey daha var elimizde bugün çekilen fotoğraflar kaldı bunları ne yapalım.'
''At çöpe fark etmez benim için, ne de olsa canlısı yanımda artık.''diyerek gülümsemişti.
''Emredersiniz Poyraz Bey.'' Diyerek elindeki zarfı kapının yanındaki çöpe atıp uzaklaşmıştı genç adam.
Meltem, Poyraz'a görünmeden banyo tarafına geçmiş, Poyraz ise Meltem'i bulmak için tekrar terasa çıkmıştı. Onun terasa çıkmasından faydalanıp hemen kapının önündeki çöpe ulaştı genç kadın. Ve eline o zarfı aldı. Belki de açmaması lazımdı sonuçta kendisine ait değildi ama açması için sanki şeytan dürtüyordu. Yavaşça zarfı açtı. Birden yüzü asıldı çünkü içinden çıkan şeyler hiçte hoşuna gitmemişti.
'' Ama bunlar benim resimlerim''
Çekildikleri yerler ve saatler ayrıntılı olarak yazıyordu. 'Ne yani Poyraz beni her dakika takip mi ettirmiş?' dedi içinden. Gözleri dolmuştu. Yutkundu ve elindeki zarfla terasa doğru yürümeye başladı.
****
Melis, odasında yatağına uzanmış elindeki davetiyeye bakıyordu. El yazısıyla işlenmiş M ve C harflerine... Dile kolay tam altı senedir bu günü bekliyordu ve sadece bir hafta sonra sevdiği adamla evlenecekti. O kadar beklemişti ki...
Onunla aynı evi, aynı yatağı paylaşacağı zamanı bir zamanlar sadece hayal ediyordu ama şimdi gerçek olacaktı. Eliyle karnını okşadı. Bunda karnındaki minik mucizenin payı büyüktü. Aslında bebeğini bu şeklide kullanmaktan hoşlanmıyordu ama biliyordu hissediyordu işte, evlenince Cenk'te ona alışacak onu sevecekti. Okuduğu romanlarda izlediği filmlerde hep böyle oluyordu. Genç kız ve adam zoraki bir şeklide evleniyorlar ve zamanla aynı evde birbirlerine aşık oluyorlardı. Evet evet, ona da aynı şey ocaktı. Şimdi sadece mecbur bırakılmanın verdiği hırçınlık vardı Cenk'te. Yoksa onun ne kadar duygusal olduğunu çok iyi biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYLA İLE MECNUN
RomanceDubai'den İstanbul'a esen sert ve cazibeli bir rüzgar. Poyraz.... Dubai'nin en zengin ve itibarlı ailelerinden Zarraf'ların en büyük torunu ve varisi... Adı gibi sıcak esen güzel ve naif bir rüzgar.. Meltem...İstanbul'da kendi ayakları üzerinde durm...