LEYLA İLE MECNUN 43.BÖLÜM
Odaya vuran güneş çoktan sabahın olduğunu hatırlatırken genç kadın zorlukla gözlerini açmıştı. Işığın etkisiyle tekrar kapadığı gözlerini kısarak yavaşça yan tarafa uzandı. Tek eliyle boş yastığa dokunduğunda kocasının orada olmadığını hissedip yüzünü buruşturdu. Yeniden gözlerini açtı. Evet, yastık bir köşede öylece duruyordu ve üzerinde yatan kimse yoktu halbuki bu sabahta tıpkı diğerleri gibi onun kollarında uyanmak isterdi. Yatakta yavaşça yana kayıp boş yastığına uzandı bu kez. Belki kokusunu duyar ve gözlerini tekrar kaparsa onu hissedebilirdi. O anda eline değen kağıt parçasıyla şaşırarak hafifçe doğruldu. Kağıdı okudukça yüzündeki asık ifade kendini gülümsemeye bırakmıştı,
''Günaydın kadınım... Karım, canım, nefesim... Her şeyim. Uyandığında yanında olmak isterdim ama söz, bu ilk ve son olacak. Bundan sonra her sabah birlikte gözümüzü açacağız hayata. Seni seviyorum...
Poyraz'ın erkenden hastaneye gitmesi gerektiğini biliyordu. Ama yinede üzülmüştü uyandığında onu göremediği için. Sonra geceyi düşünerek kendi kendine gülümsedi. Yorgun bir gecenin ardından kocası ona sıkıca sarılmış üstelik bir tanede masal anlatmıştı. Gerçi masalın sonunu tam olarak dinleyememişti yorgunluktan ama yine de güzeldi.
Ona her akşam bir masal anlatacağını söylediğinde önce şaka yaptığını sanmıştı ama Poyraz o özel anlardan sonra Meltem'in bedenini iyice kendisine yapıştırarak onu sarmalamış ve Bin Bir Gece masallarından ilkini anlatmaya başlamıştı. Bir ara neden bu masalı seçtiğini sorduğunda ise ona''Ben de tıpkı Şehrazat gibi yanımda kalman için sana her gece bir masal okuyacağım. Bir gün masallar bitince benden asla gidemeyeceksin''demişti.
Meltem Poyraz'ın o an ne demek istediğini anlayamamış sadece kendisini kocasının güvenli kollarına bırakmıştı. Halbuki geceler birer birer tükendiğinde Poyraz'ın dediklerinin altındaki gerçeği öğrenip demek istediği şeyi acı bir şekilde öğrenecekti...
******
Gece sabaha kadar doğru dürüst uyuyamamış sonunda merakına yenilip telefonunu açmaya karar vermişti. Açıkçası Batu'nun onu kaç kez aradığını merak ediyordu. '' Ya hiç aramamışsa'' düşüncesi onu birden sinirlendirmişti.
Telefonu açtığında bir sürü cevapsız çağrı ile yazılı ve sesli mesajları gördü. Çoğu sesli bırakılmıştı. Önce seslilerden başlayarak tuşlara basarak sırayla dinlemeye başladı,
''Gece nerdesin neden telefonu kapalı?'' ile başlayıp ''Gece merak ediyorum artık, lütfen beni hemen ara'' ile devam eden ve ''Ben sana o telefon kapanmayacak demedim mi deli mi edeceksin beni kadın'' diye biten bir sürü mesaj bırakılmıştı. Bu mesajları dinleyip sevdiği adamın değişen ses tonunu duydukça onu ne kadar özlediğini fark etti. Sonra sesli mesajları bırakıp yazılı olanlara bakmaya karar verdi. Yine Batu'dan bir sürü mesaj vardı. Ve bir tane de Meltem'den. Hemen açıp okumaya başladı;
''Gece nerdesin sen? Reşat Bey kalp krizi geçirdi. Batu sana ulaşamamış hastaneler. Lütfen ara şu çocuğu...''
Birden okuduğu mesajla beraber yataktan fırlayarak kalktı. Hemen Batu'yu aramaya başladı. Telefon çalıyordu ama kimse cevap vermiyordu. Odanın içinde elinde telefon bir sağa bir sola hızla yürürken bir yandan da tırnaklarını kemirmeye başlamıştı bile.
En sonunda Meltem'i aramaya karar verdi olayın aslını neler olduğunu sadece ondan öğrenebilirdi. Üçüncü çalışta Meltem'in mayışmış sesiyle karşılaştı,
''Alo Meltem nerdesin, hastanede misiniz? Reşat Bey nasıl? Batu ne yapıyor?''
''Gece... Sensin değil mi? Şükür yani... Kızım nerdesin sen? ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYLA İLE MECNUN
Roman d'amourDubai'den İstanbul'a esen sert ve cazibeli bir rüzgar. Poyraz.... Dubai'nin en zengin ve itibarlı ailelerinden Zarraf'ların en büyük torunu ve varisi... Adı gibi sıcak esen güzel ve naif bir rüzgar.. Meltem...İstanbul'da kendi ayakları üzerinde durm...