LEYLA İLE MECNUN GELECEK BÖLÜMLERDEN BİR KESİT
GECE & BATU
Saatlerdir aynı bankta oturmuş denizi seyrediyordu genç kadın. Telefonun ne zamandır titrediğini bilmiyordu. Kimse rahatsız etmesin diye sabah sessize almıştı. Ekranda yazan elli beş cevapsız aramanın hepsinin kocasından olduğunu tahmin edebiliyordu hatta ona ulaşamadığı her arama için etrafına okkalı küfürler salladığını da...
Eli bir türlü telefonuna gitmiyordu hem açsa ne diyecekti ki? Ne anlatacaktı ona. Ya da asıl sorun nasıl anlatacaktı.
Annesinin aksine hep küçük hayalleri olmuştu onun. Onu seven bir eş, yapmaktan zevk aldığı bir iş ve bir ya da birkaç tane çocuk...
Kocası çok önceleri ona hamilelikle ilgili bir şaka yapmış otuz yaşında üçüncü çocuklarına hamile kalmasını istediğini söylemişti. O an bunun tuhaf hatta komik olduğunu düşünmüş ama daha yeni sevgili oldukları için onun hayallerine itiraz etmemişti. Fakat nereden bilebilirdi ki bu hayallerin asla gerçekleşmeyeceğini...
Sekiz saat önce;
''Gece hanım buyurun oturun lütfen.'' Diyerek karşısındaki koltuğu göstermişti. Gece tedirgin bir halde oturarak doktorun yüzüne baktı;
''Bakın testleri tekrar etmemin bir nedeni vardı bazı şeylerden emin olmalıydım. Kusura bakmayın dünden beri hastaneye gelip gitmek zorunda kaldınız ama dediğim gibi emin olmalıydım ve artık eminim.''
İşte Gece'nin beklediği an gelmişti. Doktor birazdan ona hamile olduğunu söyleyecekti. Heyecanlımıydı peki? Evet, hem de fazlasıyla...
Aslında herkese daha hazır olmadığını söylese de Lale bebeği her kucağına aldığında içi tuhaf oluyordu. Kalbi hızla atıyor onu koklayıp bebeklerin kendine has kokusunu hissedince içi sanki huzurla doluyordu.
Üstelik şimdi birde en yakın arkadaşı hamileyken içindeki annelik hormonları onu gittikçe zorluyordu.Bir kez Meltemle doktor gitmiş ultrasonda bebeğin hareketlerini izleyince nefesini sonuna kadar tutmuş gözleri dolmuştu.Son aylarda adet düzensizlikleri başlamıştı ama bu ay tam on gün gecikmişti.Batu'ya bundan hiç bahsetmemişti.Eğer hamileyse ona sürpriz olmasını istiyordu. Batu'nun dile getirmese de ne kadar çok baba olmak istediğini biliyordu.
''Gece hanım iyi misiniz?'' doktorun sesiyle daldığı yerden sonunda çıkabilmişti.
''İyiyim, peki hamile miyim doktor bey söyleyin artık lütfen..''
''Hayır Gece hanım hamile değilsiniz maalesef. Durum bundan çok daha farklı.''
Anlamamıştı Gece, hamile değildi orasını anlamıştı ama nasıl farklı bir durumdu ki bu?
''Anlayamadım?'' dedi sessizce;
''Bakın Gece hanım sizinle açık konuşacağım.Yapılan testlere ve ultrason muayenelerine göre tüplerinizin %90 oranında tıkalı olduğu anlaşıldı.Bu durumda hemen tedaviye başlamalıyız. Önce tıkalı olan tüpleri ilaç tedavisi uygulayıp normal yumurtlama düzenine geçilmesi sağlanmalı daha sonra durumu tekrar değerlendirip eğer başarı sağlanamadıysa ufak bir operasyon ile tüplere müdahale etmeliyiz.Tabi bunun garantisi yok..Hemen iğleşme olmayabilir. O zamanda tüp bebek tedavisine başlamamız gerekir.Yalnız sizi uyarmalıyım bu çok uzun ve yorucu bir süreç . Anne ve baba adaylarını yoran bazen yıllar süren bir süreç. Sonuç olumlu olabileceği gibi hiçbir zaman çocuk sahibi olamamanızda mümkün...''
Doktorun söyledikleri kafasında yankılanırken son cümlesi beyninin içinde dolaşıp duruyordu
''Çocuğunuz olmayabilir.''
Nasıl olabilirdi ki böyle bir şey? Kendi annesini düşündü, Allah onun gibi bir kadına bile anne olma şerefini bahşederken kendisinden nasıl esirgerdi isyan etmek istemiyordu ama bu haksızlık değil de neydi...
Gözleri dolmuştu. Elleri titremeye başlamış hayatında ilk kez ne yapacağını bilmez bir halde kalakalmıştı.
Doktor kendisine tedavi için bir takvim çıkartmış randevularını vermiş bir an önce tedaviye başlamak gerektiğini özellikle vurgulamıştı.
Hastaneden nasıl çıktığını bilemeden dakikalarca yürümüş en sonunda ayakları bedenini daha fazla taşıyamayacak hale gelince sahilde bir banka yığılıp kalmıştı.
*****
Gözyaşları hala akıyordu. Artık kalkıp eve gitmesi gerektiğinin farkındaydı ama kımıldayacak hali yoktu. Eve gidince Batu'nun hesap soracağını biliyordu ama ne kocasına ne de bir başkasına laf anlatacak hali yoktu tek istediği yatağa yatıp yorganı kafasına çekip sessizice ağlamaktı.
O anda yanına oturan başka bir bedenin varlığını hissetti .Kafasını çevirip kim olduğuna bakmasına gerek yoktu kendine has erkeksi kokusunu nerde olsa tanırdı zaten.
''İyi misin?''
Dedi o ses...Sert değildi .Tonunda merak ve endişe vardı sadece.Kafasını kaldırıp yavaşça onun gözlerine baktı. Okyanus kadar derin mavi gözlerine,
Halbuki ne çok isterdi bu gözleri çocuklarında görmeyi..
''Ben...bilmiyorum..sanırım değilim. Batu ben...ben..'' konuşamıyordu işte, nasıl cümleye başlayacağını bilmiyordu.Asla baba olamayacaksın demeye dili varmıyordu.Onun konuşmayacağını hissetmiş gibi ellerinden tutmuştu genç adam,her iki eline de ufak birer öpücük kondurmuş karısının bedenini yavaşça kendisine çevirerek gözlerine bakıp konuşmaya başlamıştı.
''Gece'm bak bana! Eğme başını lütfen. Bu dünyada ölümden başka her şeyin çaresi vardır. Bununda var. Birlikte bulacağız çaresini, gerekirse yurt dışına gideceğiz doktorun söylediği her şeyi yapacağız ve sonunda beraber aşacağız bu günleri. Ben her koşulda hep yanında olacağım seni hiç yalnız bırakmayacağım ve günün birinde istediğimiz çocuklara sahip olacağız.''
''Sen? Nasıl?''
Neden soruyordu ki sanki? Zarraf adının açamayacağı hiçbir kapı yoktu, Adı gibi emindi ki onu bulmak için hastaneden polise birçok kurumu ayağa kaldırmış herkesi canından bezdirmişti. Az ileride bekleyen ambulans bile kocasının kendisini bulduğunda karşılaşacağı her şeye hazırlıklı olduğunun göstergesiydi.
''Ben bilemiyorum Batu, asla anne olamayabilirim. Ben korkuyorum. Hayatımda ilk kez çok korkuyorum. Yıpranmaktan, seni aşkımızı yıpratmaktan korkuyorum. Sana babalık duygusunu hiç yaşatamamaktan korkuyorum.''
''Hayır böyle bir şey olmayacak tedavin bitince sen anne bende baba olacağım. Düşünki olmadı o zaman yurttan annesiz babasız çocuklardan evlat ediniriz .Hatta bir değil iki tane ediniriz. Onlara sıcak bir yuva vermek en büyük iyilik ve sevap bence.''
''Gerçekten mi?Peki ya soyadın Onun devamını falan istemeyecek misin?''
Batu güldü;
''Gece ben padişah torunu değilim.Sahip olmak istediğim tek çocuk senin annelik yapacağın çocuk olacak..Ve sakın Gece Zarraf bunun için benden uzaklaşmaya kalkma unutma ben senden daha inatçıyımdır seni asla bırakmam.''diyerek karısının küçük bedenini kendisine yapıştırdı.Sıkıca sarıldığında göğsünü ıslatan gözyaşlarını fark edip gözlerini dolmasına engel olamamıştı.
Gece ise hayatta bu adamı hak etmek için ne gibi bir iyilik yaptığını bilmiyordu. Ömrü
boyunca bunun için şükredecekti. İyice kocasına sokulup onun sıcaklığını doyasıya hissetti. Bu zor süreci beraber atlatacaklardı.Her şeyde olduğu gibi bunu da beraber aşacak çocukları ile mutlu günlere adım atacaklardı.Hiç bir şeyden olmadığı kadar emindi buna...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYLA İLE MECNUN
RomanceDubai'den İstanbul'a esen sert ve cazibeli bir rüzgar. Poyraz.... Dubai'nin en zengin ve itibarlı ailelerinden Zarraf'ların en büyük torunu ve varisi... Adı gibi sıcak esen güzel ve naif bir rüzgar.. Meltem...İstanbul'da kendi ayakları üzerinde durm...