Bu sabahta tıpkı diğerleri gibi gülümseyerek güne başlamıştı Meltem. Üzerindeki hafif gölgenin ve burnuna dolan erkeksi kokunun sahibini bildiği için dudakları istemsizce kıvrılmıştı. Mantığı hala evli olduğunu idrak edemese de vücudu ve hormonları bunu her gece fazlasıyla anlamış durumdaydı. Aklına gelen düşüncelerle uyku halinde bile kızardığına emindi. Halinden memnun olsa da kocasını bu halde bekletmeye daha fazla razı gelemedi ve yavaşça gözlerini açtı.
Poyraz her sabah yaptığı gibi tek kolunun üzerine başını koymuş karısının yüzüne doğru yaklaşmış onu seyrediyordu.
'' Günaydın...''
''Sana da günaydın sevgilim.''
''Bir haftadır her sabah beni izlemekten bıkmadın mı?''
Poyraz boşta kalan eliyle Meltem'in alnına gelen saçları geriye attı sonra eğilerek küçük bir öpücük kondurdu.
''Bir ömür boyu seni izlesem bıkmam.''dedi.
''Sabahları nasıl görünüyorum peki sevgili kocacığım?''
Poyraz gülümsedi. Baş parmağını Meltem'in iki kaşının arasında gezdirerek konuşmaya başladı;
''Kaşların... Uyanmaya başlarken bu ikisi çatılarak birbirlerine yaklaşıyor.'' Daha sonra parmağını aşağıya burnuna kaydırdı;
''Sonra bu küçük burnun... Sanki bir sincap gibi büzüşüp yukarı kalkıyor ve etrafı kokluyor.''
Bu kez işaret parmağıyla dudaklarına dokundu. Meltem onun dokunuşlarıyla kendinden geçmeye başlamıştı bile;
''Ve en son dudakların... İki yana açılarak dünyanın en güzel gülümsemesini armağan ediyorlar bana . Ve ben bu manzarayı her sabah izlemeye bayılıyorum.''
Meltem sevdiği adama baktı sanırım itiraf sırası kendindeydi;
''Seninle evli olmaya hala alışamadım yanlış anlama hala inanmakta zorlanıyorum her şey o kadar ani ve çabuk oldu ki...Ama her saniye bunu hatırladıkça kalbim sonsuz bir mutlulukla doluyor.En çokta sabahları anlıyorum bunu...''
Poyraz karısının sözlerini aşkla dinliyor ağzından çıkan her sözü gözleriyle takip ediyordu.
Karısı önce parmağıyla kaşlarına dokundu;
''Sabahları uyanırken ben azıcık huysuz olurum. Genelde kaşlarımı çatarak başlarım güne. Ama bir haftadır kaşlarımı çatar çatmaz üzerimdeki gölgeni hissediyorum önce. Sonra burnuma kokun doluyor. Bu sincap halim ondan yani...''ikisi de kıkırdamıştı birden. Sonra eliyle geceliğinin açıkta bıraktığı göğsüne dokundu.
''Sonra o koku kalbime ulaşıyor. Birden hızla kan pompalamaya başlıyor çarpmasına engel olamıyor heyecanlanıyorum. Sonrada beynime ''Kızım bu hissettiğin varlık senin kocan''mesajı gidiyor . O anda dudaklarım kıvrılıyor gülümseme ihtiyacı duyuyorum. Çünkü çok mutlu olduğumu hissediyorum. Ve gözlerimi açtığımda bana bakan yüzünü görüyorum. O an dünyada benden mutlu bir kadın olmadığını düşünüyorum.''
Poyraz karısının güzel itiraflarından sonra dayanamayarak dudaklarına yapıştı. Uzun soluklu bir öpücükten sonra, bu yaşadıklarının rüya olmadığını iyice hissetmişti;
''Her şey gerçek, sen gerçeksin, şu an kollarımdasın.''
''Evet gerçeğim ve sanırım karnımın guruldaması bu gerçekliği fazlasıyla doğru kılıyor.''
Karı koca birbirlerine gülerek sarıldılar. Tam bir haftadır adanın tadını doyasıya çıkartıyorlardı. Gündüzleri denize girip güneşi doyasıya yaşıyorlar, akşam üzerleri sahilde el ele uzun yürüyüşler yapıyorlar, geceleri ise tüm gün birbirlerini arzulayan bedenlerini doyurmakla geçiriyorlardı. Her ikisi de bu hallerinden fazlasıyla mutluydu. Meltem bazen 'Keşke bu adada sonsuza kadar Poyrazla yaşayabilseydim' diye düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYLA İLE MECNUN
RomanceDubai'den İstanbul'a esen sert ve cazibeli bir rüzgar. Poyraz.... Dubai'nin en zengin ve itibarlı ailelerinden Zarraf'ların en büyük torunu ve varisi... Adı gibi sıcak esen güzel ve naif bir rüzgar.. Meltem...İstanbul'da kendi ayakları üzerinde durm...