Toprağın kokusunu ciğerlerime çektim. Ait olduğum yerden çok uzaktaydım, bu ev bana ait değildi. Yerine oturmayan bazı şeyler vardı.
Ben Suçlu değilim, onlar Suçlu.
Bu hayatı yaşamam benim Suçum değil.
Bu hayata katlanmamda benim Suçum değil.
Suç...
Ne kadar yorum gelirse o kadar yazma hevesim geliyor, siz yaparsınız:)
Keyifli okumalar.
***
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
6.BÖLÜM | SARHOŞ
O esnada müzik bitti, gözlerimi açtım. Bir rüyadan uyanmış gibiydim, kollarının arasından çıktım. Savaş'a bir şey demeden, masanın olduğu tarafa adımlarımı hızlandırdım. Savaş'ta benden hemen sonra gelmişti. Aramızda ölüm sessizliği vardı. Biraz zaman geçtikten sonra Savaş aniden elini belime koydu, yutkundum bu ani hareketinden dolayı. Yanımıza yaşlı bir çift gelmişti. Gayet şık giyinimli bir kadın ve ondan aşağı yanı kalmayan bir beyefendi. Savaş'a adam elini uzattı.
"Hoş geldin kerata." Dedi, yaşlı adam. Kadın Savaşın yanaklarını sıkmaya başladı. Bütün sevgi gösterilerini yapmakta kararlı gözüküyordu. Sanırım tanışıyorlar. Bende gülmemek için zor durdum.
"Hala dur!" Demek halasıydı. Kadın yanaklarından öptü, omuzlarına vurdu.
"Sus bakayım, eşek sıpası!" Eniştesi bana baktı, içtenlikle gülümsedi.
"Hanım kızım sen kimlerdensin?" Elini uzattı, bende tuttum. Aşağı yukarı sallamaya başladık.
"Babaannem Zeliha Aksoy." Gülümsedi.
"Sende Nisa, olmalısın." Elimi bıraktı, başımı onaylar bir şekilde salladım.
"Ta kendisiyim." Savaş ve halasına baktım. Halası arada sırada Savaşın yanağını sıkıyordu. Savaş o kadar memnundu ki sormayın gitsin! Kulağına yaklaştım ve sessizce fısıldadım.
"Eşek sıpası," Kahkaha attım. Başını ağır hareketlerle bana çevirdi.
"Nisa, kaşınıyorsun." Omuz silktim.
"Evet, kaşınıyorum." Halası bana baktı, Savaş ile aramıza girdi. Düşündüğüm şeyi umarım yapmazdı.
"Oy oy maşallah, maşallah. Ne de güzel kızsın sen." Savaşın yüzünde alaylı bir tavır vardı. Ellerini kaldırdı, yanaklarımı sıkmaya başladı. Bu kadının yanaklar ile bir sorunu mu var? Kurtulmak için Savaşa masum masum baktım. Ellerini havaya teslim olur gibi kaldırdı.
"Kapanın elinde kalır, ben karışmam." Kadın vazgeçecek gibi değildi. Benim yanaklarımda koparılacak yanak, değil.
"Yanaklarımı müsaadeniz varsa eğer alabilir miyim?" Halası sonunda yanaklarımı, bıraktı. Hızlıca Savaşın yanına geçtim, kulağıma sessizce fısıldadı.
