Toprağın kokusunu ciğerlerime çektim. Ait olduğum yerden çok uzaktaydım, bu ev bana ait değildi. Yerine oturmayan bazı şeyler vardı.
Ben Suçlu değilim, onlar Suçlu.
Bu hayatı yaşamam benim Suçum değil.
Bu hayata katlanmamda benim Suçum değil.
Suç...
Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatmayı unutmayalım.
Kırmızı kalplerinizi bu satıra bırakabilirsiniz.
Keyifli okumalar. <3
***
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
51.BÖLÜM | KINA
"Hayatım." Savaş'ın seslenmesi ile kitaptan başımı kaldırdım. Zaten o da gelmişti, benim tekrardan seslenmeme gerek kalmadı.
"Efendim hayatım?" Dedim, Savaş yanıma oturdu ve ilk önce karnımı öptü. Daha sonrasın da bana baktı.
"Sana bir şey söyleyeceğim ama heyecanlanma." Böyle dediğinde tek kaşım havaya kalktı.
"Söyle." Dedim, Savaş alnını kaşıdı ağzının içinde bir şeyler mırıldandı ama anlamadım.
"Savaş şunu düzgünce der misin?" Dediğimde, elini alnından indirip güzel bir şekilde konuşmaya başladı.
"Hani benim bir arkadaşım vardı ya, Uraz. Onun bugün kınası var, gidelim mi?" Dediğinde, Uraz'ın kim olduğunu hatırlamaya çalıştım.
Sanırım nişanına gittiği adamdı. Hafızam bu aralar çok iyi değil.
"Ne zaman?"
"Bugün." Gözlerim fal taşı gibi açıldı.
"BENİM HİÇBİR HAZIRLIĞIM YOK." Savaş, elini karnımın üzerine koydu.
"Sakin ol güzelim."
"Of Savaş ya!" Yerimden zorlukla kalktım ve odama çıktım.
Kendime kıyafet aramaya başladım. Bunun tribi Savaş'a çok kötü atacağım. Kınaya kalmış saatler, bana şimdi haber veriyor.
***
"Kınasına seni bırakayım." Dedi, ama ona bakmadım. Şu anda ona çok iyi bir trip atıyorum. Dakikalardır benimle konuşmaya uğraşıyor fakat onunla tek bir kelime bile etmedim. Allığımı sürdükten sonra ayna da kendime baktım.
Savaş'ta arkamdan yaklaştı ve bana sarıldı. Elleri karnıma dolandığın da yine trip atmaya devam ettim. Bu kadar geç söylenmez. Ama beyefendi böyle hareketler yapmaya devam ederse yelkenleri suya indireceğim.
"Hayatım sen böyle yapınca olmuyor ama." Dedi, cevap vermedim.
"Sikeyim." Dedi, ağzının içerisinde. Kısık bir ses tonu ile.
Üzerime kırmızı renginde bir elbise giyinmiştim. Saçlarım gitgide uzuyor, eski haline dönüyordu. Ellerimle saçlarıma şekil verdiğimde, karnımda bir sancı hissettim. İki büklüm oldum.
"Ah." Ağzımdan istemsizce inleme çıktı. Savaş yanıma geldi.
"Ne oldu?" Ses tonu çok endişeliydi. Beni yatağın kenarına oturttu. Eylül tekme atıyor, bunu hissediyorum.
