Şimdi sizler ile acayip güzel bir şey yapacağız. Ne dediğinizi duyar gibiyim. Böyle sol alt köşede minicik, ufacık, mini minnacık bir yıldız var. Gördünüz değil mi? İşte ona basacağız.
Kırmızı kalplerinizi bekliyorum.
Keyifli okumalar.
***
18.BÖLÜM | MERAK İÇGÜDÜSÜ
"Banyoya benim ile beraber girmek mi istiyorsun?" Sesli bir şekilde yutkundum. Kolunun altından çıktım. Alnımı kaşıdım.
"Ne alakası var, ben konuşmak için." Savaş, tişörtünü bir çırpıda çıkardı. Ellerimi gözüme bastırdım.
"Senin ile konuşmamız lazım." Dedim. Bir süre ses gelmedi. Sonrasında ellerimi yüzümden yavaşça çektim. Savaş, yoktu. Etrafa baktım. Banyo'daydı galiba, kapısı da açıktı.
"ÇIK ORADAN, KAÇAMAZSIN!" İçeriye giremeyeceğimi adı gibi biliyor. Ayaklarımı sinir ile yere vurdum. Odadan hızlıca çıktım. Çıktığım an;
Babaannem, emir, amcam ve Savaşın babası!
Şu anda çok yanlış anlamış olabilirler. Emir, sinsice gülümsüyordu. Amcam sinirliydi. Babaannem ve Savaşın babasının da, amcamdan pek farkı yoktu.
"H-hoş geldiniz." Şu anda karşımda beni suçlayan gözler vardı. Çok yanlış anlamışlardı. Kendimi açıklamak zorunda hissettim. Kapıyı gösterdim.
"Biz Savaş abim ile konuşuyorduk ta." Emir, sırıtarak gitti. Onun ardından Savaşın babası gitti. Amcam ve Babaannem kaldı.
"Ne işin var senin bu odada, Nisa?" Dedi amcam, sinirli gözüküyordu.
"A-amca dedim ya konuşuyorduk." Amcam ellerini yüzüne bastırıp ovaladı. Sonrasında elini indirdi. İlk kez onları böyle görüyordum. Boğazımdaki yumrudan kurtulmaya çalıştım.
"Oğlum, in hadi sen."Dedi babaannem. Amcam gitti. Babaannem yanıma gelip, elini omzuma koydu. Sonrasında gülümsedi.
"Sen ona bakma kızım, şirkette bir sorun çıktı. Gel bakayım benim senin ile konuşacaklarım var." Başımı salladım. Babaannem ile bir odanın önüne geldik. Kapıyı açıp içeriye girdi babaannem. Onun hemen peşinden bende girdim.
Raflar vardı. Rafların üzerinde kitaplar. Tam ortada büyük bir masa önünde sandalyeler vardı. Babaannem rafların birinden bir kutu çıkardı. Bende kapıyı kapattım.
"Otur, kızım." Masanın önünde olan sandalyelerin birine oturdum. Kutu ile beraber oturdu. Önümüzde duran sehpaya kutuyu koydu. Sonrasında kapağını açtı.
"Bu kutu senin için." Bakışlarımı kutuya çevirdim. Fotoğraf... Titreyen ellerimi kutuya uzattım. Fotoğrafı yavaşça elime aldım. Gözlerimden akan yaşları serbest bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUÇLU | TAMAMLANDI
RomanceToprağın kokusunu ciğerlerime çektim. Ait olduğum yerden çok uzaktaydım, bu ev bana ait değildi. Yerine oturmayan bazı şeyler vardı. Ben Suçlu değilim, onlar Suçlu. Bu hayatı yaşamam benim Suçum değil. Bu hayata katlanmamda benim Suçum değil. Suç...