Toprağın kokusunu ciğerlerime çektim. Ait olduğum yerden çok uzaktaydım, bu ev bana ait değildi. Yerine oturmayan bazı şeyler vardı.
Ben Suçlu değilim, onlar Suçlu.
Bu hayatı yaşamam benim Suçum değil.
Bu hayata katlanmamda benim Suçum değil.
Suç...
Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatmayı unutmayalım.
Satır aralarını boş bırakmayın, canımın içleri. <3
Keyifli Okumalar.
***
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
9.BÖLÜM | SAVAŞ YAN ETKİLERİ
"Savaş, ateşin var." Savaş gözünü dahil açamadı. Banyoyu bulmak için hızlı adımlarla salondan çıktım. Giyinmek için girdiğim odanın karşısındaydı, kapısı da açıktı. İçeriye girdim. Dolapları karıştırdım. Bulduğum havluyu elime alıp dolabın kapağını kapattım. Musluğu açtım, havluyu ıslattım. Suyunu sıktıktan sonra Savaşın yanına geri geldim. Küçük bir çocuk gibi kollarını bedenine sarmış öylece yatıyordu. Yanına oturdum. Gömleğinin birkaç düğmesini açtım. Islak olan havluyu alnına koydum. Koyduğum an Savaş titredi.
"Bu iyi gelir." Alnında biraz beklettikten sonra, boynuna koydum. Dokunmaya çekinsem de göğsüne koydum. Ateşin sesinden başka bir ses yoktu. Biraz zaman geçtikten sonra, alnına elimi koydum. Biraz düşmüştü, derin bir oh çektim.
Kanepenin yanında duran ince örtüyü Savaşın üzerine örttüm. Sonrasında mutfağa gittim. Buralar bana yabancı birinden yardım istesem kimse yok. Dolaplara tek tek bakmaya başladım. Ev kısa bir süre önce kullanılmış, çünkü dolaplarda fazla olmasa da yiyecek var. Alt dolabı açtım, poşetin içinde gördüğüm şey ile keyfim yerine geldi. Kendimi hırsız gibi hissediyorum. Poşeti tezgaha koydum. Sonrasında buzdolabını açtım. Salça ve tere yağını çıkardım. Onları da tezgaha koydum. Sağ en köşedeki alt dolabı açıp içerisinden geniş bir tencere çıkardım.
Ocağı yaktıktan sonra tencereyi üzerine koydum. Tencere biraz ısınınca tere yağından tahta kaşık yardımı ile koydum. Yağın erimesini bekledim. Yağ eriyince salçayı ekledim. Salça kızıncaya kadar, su kaynattım. Su kaynayınca tencereye ilave ettim. Küçük bir tabak çıkarıp, tarhanayı tabağın içine boşalttım. Kaynayan suyu tabağa ilave ettikten sonra kaşık ile karıştırdım. İyice karıştıktan sonra tencereye döktüm. Tahta kaşığı elime alıp karıştırmaya başladım. Çok güzel kokuyordu. Altını kısıp salona gittim. Savaş, kanepeden doğrulmaya çalışıyordu. Yanına hızlıca gidip kolundan tuttum. Ateşi daha yeni düşmüşken, hareket etmese daha iyi olur.
"Hastasın yatman gerek." Savaş yüzüme baktı, sonrada mutfağa çevirdi bakışlarını.
"Çorba mı kokuyor bu evde?" Başımı evet anlamında salladım.
"Hasta olduğun için yaptım." Sırtını kanepeye yasladı. Ellerini dizine koydu.
"Zehirlenmeyiz değil mi?" Gözlerimi devirdim. Elimi alnına koydum, koyduğum an bedeni kasıldı.
"Ateşin düşmüş. Şimdi çorbada içersin hiçbir şeyin kalmaz." Savaş, pencereye doğru baktı. Elimi çekip mutfağa gittim. Çorbanın altını azcık daha açıp karıştırmaya başladım. Üst raflarda duran tuzluğu alıp azıcık tuz attım. Sonrada karıştırmaya devam ettim.
