39.Bölüm: "Tutku"

7.7K 494 268
                                    

Bölüme başlamadan küçük yıldızımızı parlatmayı unutmayalım.

Kırmızı kalplerinizi ve başlama saatlerinizi bu satıra bırakabilirsiniz.

Keyifli okumalar.

***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

39.BÖLÜM | TUTKU

Artık tamamen sabah olmuştu. Doktor odaya gelip, genel kontrolleri yaptı ve taburcu olabileceğimi söyledi. Doktor odadan çıkınca, Savaş alış-veriş poşetlerini çıkardı. Poşetlere şöyle bir göz gezdirdim.

"Bunları sana aldım, giyin de çıkalım." Poşetleri aldım. Savaş odadan çıktığı an ise poşetlerin içine baktım.

Kırmızıydı hepsi, gözlerimi devirdim.

Üzerimdeki hastane kokusu sinmiş kıyafeti zorlukla çıkardım. Canımın acısını ilk defa umursamadan bu kıyafetleri giyeceğim.

Her insan acıya dayanıklı olmalı.

Poşetlerde ki kıyafetleri giyindim. Giyinerken hep şunu düşündüm;

Ben o uçurumdan nasıl kurtuldum?

Savaş'ın sesini duydum düşerken, sonrası karanlıktan ibaret. Düşünmeyi bir köşeye bırakıp, etajerin üzerinde duran suyu aldım.

"Yine dört ayağının üzerine düştün." Onun sesini duyduğumda gözlerimi kapattım. Babaannemin seslerini duyuyordum. Gözlerim kapalı içtim suyumu, son damlasına kadar içtim.

"Yine ölmedin, yine ayaktasın. Annen olacak o kadında böyleydi." Seslerinin susması için kendim sesler çıkardım. Şarkının sözlerini mırıldanmaya başladım. Onun sesini bastırmak için. Gözlerimi açtım. Ses gitmişti, zihnimin oyunu sonunda bitmişti. Yavaşça kalktım, ama hızlı adımlarla odayı terk ettim. Savaş dışarıda bekliyordu. Beni görünce karşıma geçti.

"Hazırsan, yürü." Odunluğundan ödün vermeyen Savaş'a şu anda karşılık vermedim. Arkasından ilerlemeye başladım.

Canım acıyor, umursamadım. Canımın acımasına alışmak istiyorum.

Asansöre bindik, sırtımı en sert yere yasladım. Bunu neden yaptığıma dair en ufak bir fikrim bile yok. Ama kendime zarar vermek geliyor içimden.

"Ne yapmaya çalıştığını anlıyorum. Eğer bunu yapmaya devam edersen seni öperim." Savaş'a baktım, konuşacak mecali kendimde bulduğumda dudaklarımı araladım.

"Öp." Dedim, çünkü ben yapmaya devam edeceğim. Başımı tekrardan önüme çevirdim. Asansör içeceğimiz kata geldiğinde Savaş önden çıktı. 

SUÇLU | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin