Bölüme başlamadan, küçük yıldızımızı parlatmayı unutmayalım.
Olmazsa olmaz, kırmızı kalpler bu satıra.
Beğendiğiniz, satırlara aiyana yazarsanız memnun olurum.
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyor olacağım. <3
Keyifli okumalar, canımın içleri.
***
26.BÖLÜM | ŞİRKET
Bir kabustan uyanırcasına, yataktan sıçradım. Nefes nefese uyandım. Rüya görmüştüm, ellerim istemsizce dudaklarıma gitti. Bu rüyanın tabirine bakmam gerekli. Hiç hayrı alamet değil, Savaş beni öpmüştü. Öperken şu sözleri söylemişti.
"Bir gün bu dudaklar dudaklarıma kapanacak, demiştim. İşte o zaman bizim ölüm günümüz olacak."
Kalbimin üzerine elimi koydum. Yorganımı yan tarafa koyup, ayaklarımı aşağıya sarkıttım. Küt küt atıyordu, nefes alış-verişlerimi düzene sokmak için bekledim.
Başımı ellerimin arasına aldım. Ona karşı bir şeyler hissediyor muyum? Bunun cevabını kendime bile veremiyorum. Hava karanlıktı, telefonuma uzanıp ekranını açtım. Saat gecenin bir yarısıydı. Telefonu tekrardan aynı yerine koyup, üzerime baktım. Bornoz duruyordu. Yataktan kalkıp, ışıkları açtım. Sonrasında gardırobun yanına gidip bir kaç parça kıyafet aldım. Hızlı bir şekilde giyip, kapının olduğu tarafa yürüdüm. Sessizce açıp karanlık koridora adımımı attım. Galiba herkes uyuyordu. Derin, nerede acaba?
Kapımı arkamdan çekerek, yürüdüm. Merdivenin trabzanlarına tutunarak, inmeye başladım. Son basamağa geldiğimde, hızlıca mutfağa girip birden ışığı yaktım. Karanlığa alışmış gözlerim, ışığı görünce bir tuhaf oldu. Karşıda gördüğüm kişi ile yutkundum. Tezgaha kalçasını yaslamış su içiyordu. Bir şey demeden, dolaptan bir tane bardak aldım. Musluğu açıp su doldurdum.
"Uyumadın mı sen?" Dedim, önüme döndüm, üzerime üzerime yürüyordu. Elindeki bardağı daha yeni fark etmiştim. Üzerime eğilip, bardağı yana koydu.
"Uyudum." Dedi ve geri çekildi. Bana yakın olduğu an aklıma rüyam geldi. Savaş'ın dudaklarına baktım. Savaş, ellerini cebine koyup yürümeye başladı. Suyu bir yudumda içip peşinden gittim. Kolundan tuttum.
"Konuşabilir miyiz?" Durdu ve arkasına döndü. Gözleri tuttuğu koluma kaydı. Hemen geri çektim, o ise yürümeye başladı.
"Dışarıdayım, gel. Anahtarı almayı unutma." Dedi ve gitti. Yarım kalan suyumu içmek için tekrardan oraya döndüm. Suyu bir tıkışta içip, hızlıca dış kapının olduğu tarafa gittim.
Savaş'ı yürürken görünce kapıyı arkamdan çekip, koşar adımlar ile yanına ilerledim. Hava soğuktu. Şu anda resmen kanım dondu! Savaş'ın yanına kadar geldiğimde, yavaş bir şekilde yürümeye başladım. Boş sokakta, geziyorduk. Laf lafı açsın diye, ilk adımı ben attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUÇLU | TAMAMLANDI
RomansaToprağın kokusunu ciğerlerime çektim. Ait olduğum yerden çok uzaktaydım, bu ev bana ait değildi. Yerine oturmayan bazı şeyler vardı. Ben Suçlu değilim, onlar Suçlu. Bu hayatı yaşamam benim Suçum değil. Bu hayata katlanmamda benim Suçum değil. Suç...