Işık ve Mert göz göze gelmişlerdi. Işık yavaşça Mert'e yaklaşıp " hoşgeldin Mert Ali " diyerek elini uzattı.
Mert ona yarım bir gülüş verdi.
" Yabancıymışım gibi davranmasana ,gel buraya." Işık'ı kendisine çekip sarılmıştı. Işık, onun bu hallerine alışkın olduğu için şaşırmamıştı hiç.Etraftaki gözler onları merakla izlerken Mert, Işık'tan uzaklaşarak , Işık'ın yanına gelen Vedat'a döndü. " Hoşgeldin demek yok mu abiye?" Vedat isteksiz bir şekilde " hoşgeldin Mert " dedi. Mert onların kendini böyle karşılamalarına şaşırmamıştı.
Mert, Işık ve Vedat' ın arkasından gelen Alihan babaya döndü " baba" Alihan baba gözlerinin içi parlarcasına Mert'e baktı. " Oğlum!"diyerek birbirlerine sarıldılar.
Maria Hanım ve Deniz bu sahneyi mutlulukla izlerken Işık , Vedat ve Su tepkisiz bir şekilde izliyorlardı onları. Mert Ali ve Alihan baba ayrılırken, Mert Maria Hanıma döndü "Maria hanım nasılsınız? " Maria büyük bir heyecanla " hoşgeldin oğlum" diyerek Mert'e sarıldı. Mert ile Su en son göz göze geldi.
" Hoşgeldin abi.""Hoşbuldum."
" Hadi içeriye geçelim" dedi Maria Hanım.Hep birlikte masaya geri döndüler. Mert sırayla herkese göz gezdirdi, en son gözleri Işık'ta takılı kaldı. Işık, onu görmezden gelerek kahvaltısına devam etti. " Ee Mert Amerika nasıldı?" diye sordu Deniz. " Abi.. Deniz , Mert abi diyeceksin" diye uyarır bi ses tonuyla araya girdi Alihan baba.
Deniz huysuzca cevap verecekken Maria Hanım atıldı öne. " Mertciğim burada bizimle mi yaşayacaksın, yoksa başka bir yerde mi yaşamayı düşünüyorsun? "
Mert, Maria hanıma dönüp " ben yalnız yaşamaya alışkınım Maria hanım , burada da Amerikadaki düzenimi sürdürmek istiyorum" diyerek babasına döndü.
" Ayrıca hastanede de çalışmayacağım." Işık ve Vedat şaşkın bir biçimde Mert'e bakıyorlardı. " Ben, o konuda kararı verdim Mert sana da fikrini sorduğumu hatırlamıyorum." Mert sandalyesinde doğrulup Işık ve Vedat' a döndü.
" Kimsenin düzenini bozmak istemiyorum baba."Vedat kıkırdayarak " sen şuna canım sıkılınca arkama bile bakmadan, size haber bile vermeden gideceğim yine, bu yüzden de pis işlerinize alet olmak istemiyorum desene " dedi tek nefeste. Mert Vedat' a minik bir gülümseme verip " kincisin Vedat, çocukken de böyleydin " dedi kahvesinden bir yudum alarak.
Vedat, bir hışımla yerinden kalkıp, Mert'in yanına gidecekken Alihan baba, Vedat' ın kolunu tuttu. " Yeter artık senelerdir aynı mevzu. Ben karar verdim , Mert hastanede çalışacak kimsede neden diye sormayacak " dedi kelimelerin üzerine basarak. Vedat, Alihan babanın elinden kurtulup kapıya yöneldi, Işık bakışıyla babasından izin alarak Vedat' ın peşinden çıktı. Işık ve Vedat arabaya binip hastaneye karşı yola koyuldular.
16 sene önce...
Karahan köşkündeki sessiz geceyi çalan zil bozmuştu. Alihan baba hızlıca kapıyı açmaya giderken Işık da onun peşindeydi. Alihan baba endişeyle kapıyı açarken yüzü gözü kan içinde Mert'i ve sırtındaki küçük çocuğu gördü. " Baba.." Işık ağzı açık Mert'e ve çocuğa bakıyordu. "Oğlum ne bu hal?" Mert sırtındaki çocuğu oturma odasına taşıdı.
" Bir açıklama bekliyorum Mert Ali " dedi huysuzca Alihan baba. Mert Ali anlatmaya başladı. " Eve gelirken bir kalabalık gördüm, kavga ediyorlardı, aslında karışmayacaktım ama biraz yaklaştıkca aralarına küçük bir çocuğu almış dövdüklerini gördüm."
"Arabadan inip çocuğa yardıma gittim, karşı taraf biraz kalabalıktı, çocuğu kurtardım ama işte ben de biraz hırpalandım " dedi yaralarını göstererek. Maria hanım aşağı inerek " aaa ne olmuş bu çocuklara , Mert iyi misin oğlum? " Diyerek Mert'in yaralarını inceliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhum Kafeste
General Fiction"Kalbimin en derinlerinde ona karşı olan sevgi kırıntılarını kendime bile söylemeye utanıyorum. " Bütün çocuklarını evlat edinen Alihan Karahan yıllarca onlara kurduğu baskı sonucunda bütün istediklerini yaptırırdı. Şu an yetişkin olan bu insanlar...