" Abla! Nerede kaldın ? " dedi Su heyecanlı bir şekilde kapıyı açarken. Işık yorgun adımlarla içeri geçti. " İyi akşamlar " dedi salonda bulunan kalabalığa. Hep bir ağızdan karşılık aldı. " Hadi bakalım sofraya geçelim" diye ayaklandı Alihan baba. Hep birlikte güzel bir akşam yemeği yendi.
" Hadi şimdi sıra pastada " dedi Su olduğu yerden ayaklanarak. " Aa neyi kutluyoruz?" Diye sordu Ceylan heyecanlı bir şekilde. Işık ona dönerek
" bugün Vedat' ın doğum günü , onu kutluyoruz " dedi. Vedat bakışlarını kaldırıp Işık' a küçük bir gülümseme verdi.16 sene önce..
Işık saatlerdir odasında ağlayan Vedat'ın yanına geldi. " Vedat " diye seslendi yumuşak bir şekilde. Vedat, yavaşca başını kaldırıp ona baktı. Işık, onun yanına oturup başını okşadı. " Neden ağlıyorsun?" Vedat iç çekip ağlamayı sürdürüyordu. "Ben.. o gidecek. " Işık onu kendine çekip sıkıca sarıldı. " Ben buradayım ama " dedi.
Vedat ondan ayrılıp " O, gece beni o çocuklardan korudu buraya getirdi, ben sandım ki artık beni koruyan birileri var. Belki sever beni dedim" dedi hıçkırarak. Işık ona kaşlarını çatıp " ben de korurum seni o çocuklardan " dedi kollarını birleştirerek.
Vedat, onun koluna sarılıp " sever misin peki beni? " dedi yumuşak bir sesle. Işık ayağa kalkıp " hadi gel bakalım " diyerek elini uzattı. Vedat hızlıca ayağa kalkıp Işık ' ın elini tuttu sıkıca. İkili merdivenlerden aşağıya inip yemek masasının başında olan Alihan baba, Mert , Maria hanım kucağındaki Su ve yanında Deniz'i gördü. Vedat şaşkınca bir masaya bir Işık' a baktı. Işık, onu elinden çekiştirip masanın başına getirdi. Alihan baba, Vedat' a yaklaşıp kafasını okşamıştı. "Vedat, bizim sana sormak istediğimiz bir şey var?" Vedat dikkatini Alihan babaya çevirdi.
"Bak, Işık ablan sana pasta aldı." Vedat, Işık' a dönüp tuttuğu elini daha da sıktı. Alihan baba, Vedat ile aynı hizaya gelmek için dizlerinin üzerine çöktü.
" Bak Vedat biz seni çok sevdik, eğer sen de istersen burada bizimle yaşamanı istiyoruz, ne dersin burada bizimle kalacak mısın?" diye sordu Alihan baba.Vedat gözleri dolu dolu Işık' a döndü. "Sen de istiyor musun burada kalmamı Işık abla?" diye sordu. Işık, ona mutlulukla bakarak " hemde çok istiyorum , burada kalıp benim kardeşim olur musun? "diye sordu.
Vedat'ın gözlerinin içi gülmüştü. Küçük bir çocuk olarak ailenin ne demek olduğunu bu evde tadacaktı. Işık'ın ablalığı ise onu bu evde en mutlu eden şey olacaktı. "Senin kardeşin olurum abla."
Alihan baba, çömeldiği yerden kalkıp iki eliyle Vedat'ın omuzlarından tuttu. Vedat yavaşça ona döndü. " Evet Vedat şimdi söz ver bana bizi çok sevip asla bırakmak yok ,asla ailene ihanet etmek yok tamam mı? Eğer tamamsa mumları üfle bakalım." Vedat masaya yaklaşıp tek seferde mumları söndürdü.
" Ne dilek tuttun?" diye sordu Işık onun kulağına eğilip. Vedat yüksek sesle "hayır söylersem olmaz abla!" diye sitem etti. Herkes onun bu sistemine çok gülmüştü. Odadaki herkes aileye yeni katılan bu çocuğu çok sevmişti.
Günümüz..
"İyi ki doğdun Vedat! İyi ki doğdun Vedat" sesleri yankılanıyordu Işık geçmişten koptuğunda. Vedat yavaşça Işık' a yaklaştı. " Abla" diye fısıldadı. Işık, onun gözlerinin içine bakıp onu kendine doğru çekip sıkıca sarıldı. " İyi ki doğdun Vedat, iyi ki benim kardeşimsin!"
Vedat biraz geri çekilip Işık' ın gözlerine getirdi gözlerini " Işık ablam, beni hiç bırakmasın , beni çok sevsin. " Işık anlamayarak " ne " diye sordu gülerek.
" O gün dileğim buydu. Beni hiç bırakmaman ve çok sevmen. " Vedat tekrar Işık' a sıkıca sarıldı. " Beni asla bırakma abla." Işık aynı şekilde sıkıca sarılmıştı kardeşine. "Asla! ne olursa olsun seni asla bırakmam , son nefesime kadar seni çok seveceğim Vedat."
" Sıra bize ne zaman gelecek? " diye sordu Deniz. Işık ve Vedat birbirinden ayrılıp , Vedat odadaki diğer kişilerin tebriklerini kabul etti.
" Evet çok güzel bir akşam oldu değil mi çocuklar ?"
"Evet baba çok sağol " dedi Vedat. Alihan baba ona yaklaşıp " ne demek oğlum, siz benim için çok değerlisiniz, hepiniz " dedi çocuklarının üstünde gözlerini gezdirip. " Hadi bakalım geç oldu , yataklara kızlar " dedi Maria hanım, Su ve Deniz'e dönerek. Kızlar odalarına çıkarken geride kalanlar salonda oturmaya devam etti.
" Vedat , yaklaş yanıma oğlum " dedi Alihan baba. Vedat, onun yanına oturdu. Alihan baba siyah bir kutu uzattı Vedat'a " al bakalım bu senin. " Vedat, kutuyu açıp içindeki görünce şaşkınlıktan gözleri yuvalarından çıkmıştı. " Baba bu.." Işık ve Mert'te onlara yaklaşarak kutunun içine baktı. " Ooo baba .." dedi Işık, Alihan babaya dönüp. " Baba, ben bunu alamam, bu senin için çok değerli " dedi Vedat mahçup bir şekilde.
" Evet benim için çok değerli , bu yüzden sana veriyorum oğlum. "
•••
" Vedat kıpır kıpır ne yapıyorsun?" Vedat, Işık' a döndü. "Kardeşim , canım diyorsun ama hediye almıyorsun öyle mi!?" Işık yüksek bir kahkaha attı. " Biz nereye gidiyoruz sanıyorsun?!" Vedat heyecanlı bir şekilde ellerini birbirine sürttü.
" Evet ,geldik in bakalım. " Vedat efrafına şöyle bir göz gezdirdi " niye geldik yine buraya , denizi mi satın aldın? " dedi. Işık, onun kolundan tutup çekiştirerek marinaya getirdi. " Bunu aldım " dedi Işık gözleriyle yanındaki güzel tekneyi gösterip. " Hani neyi?" Vedat, Işık' ın ona aldığı tekneyi görünce ne yapacağını bilemedi. " Oha ! Bu mu? " diyerek hızlıca tekneye atladı.
Işık' ta yavaşça onu takip edip tekneye çıktı. Vedat etrafı gezerken Işık minderleri oturmuş mutlu bir şekilde Vedat'ı izliyordu. " Abla ya sende de ne para varmış he " diye bağırdı teknenin üst katından. Işık gözleri devirip " gel hadi buraya " dedi. Vedat hızlıca onun yanına gelip oturdu.
" Çok güzel bu , çok sağol abla. Ama ben senin doğum gününde yine parfüm alacağım şimdiden söyleyeyim , benim maddi gücüm kısıtlı malum." Işık arkasına yaslanıp Vedat'a döndü. "Küslüğün geçti mi?" Vedat gözlerini kısıp " kime küsmüştüm ki ben hiç hatırlamıyorum " dedi Işık' a sırnaşarak. Işık memnun bir şekilde başını salladı.
" Abla." Işık ona döndü. " Sence onlar doğum günümüzü hatırlıyorlar mıdır ?" Işık anlamamış bir şekilde göz kırptı "kim?" Vedat derin bir nefes alıp " onlar işte , yani bizim kendi seçtiğimiz doğum gününü değilde , gerçek olanı"dedi.
Işık, denize doğru dönüp " bizim gerçek doğum günümüz kendi seçtiğimiz gün Vedat , hem ben bile hatırlamıyorum, bizi istemeyip başından atanlar neden hatırlasın ki? " dedi baskın bir ses tonuyla.
Vedat, onu ikna etmeye çalışırcasına "neden öyle diyorsun, belki unutamamışlardır bizi ,olamaz mı?" diye sordu. Bu cümleler Işık'ı daha da sinirlendirmişti. "Olamaz Vedat."
Vedat üfleyip Işık' ın tam tersi yönüne döndü. Işık elini omuzuna koyup " bak Vedat ben her gün hastanede karnındaki çocuktan kurtulmaya çalışan kadınlar görüyorum. Bir tarafta onlar, bir tarafta ise bir çocuğu olması için çaba gösteren insanlar var. Bizimkiler ne yazık ki bizden kurtulmayı isteyenler" dedi. Vedat üzgün bir şekilde Işık'a döndü.
"Ama ya zorunda kaldılarsa , ya bizi arayıp bulamadılarsa?"" Vedat sakın o aklından geçeni yapma. "
" Ama abla belki buluruz, gerçekleri öğreniriz!" Işık yerinden hızlıca kalktı , Vedat' ta onun peşinden ayaklandı. "Babam bunu öğrenirse ne kadar üzülür haberin var mı? Hem sen ona söz vermedin mi, sana ihanet etmeyeceğim diye , hemde sana hayatındaki en değerli şeyi babasının antika silahını vermişken. Yapma Vedat eğer öyle bir şey yaparsan beni kayberdersin " dedi Işık tekneden inip arkasında üzgün Vedat'ı bırakırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhum Kafeste
General Fiction"Kalbimin en derinlerinde ona karşı olan sevgi kırıntılarını kendime bile söylemeye utanıyorum. " Bütün çocuklarını evlat edinen Alihan Karahan yıllarca onlara kurduğu baskı sonucunda bütün istediklerini yaptırırdı. Şu an yetişkin olan bu insanlar...