46.Bölüm: Hatırlamak

75 10 7
                                    

" Işık, nereye gidiyoruz?" Papatya eşyalarını toplayan Işık' a endişeli bir şekilde sordu.

Işık, Papatya'ya cevap vermeyip hızlıca toplanmaya devam ediyordu. " Papatya, gidip hazılansana!" Işık' ın sesi biraz yüksek çıkmıştı.

Papatya, ona korkmuş gözlerle bakarken, Işık etrafı son kez kolacan etti.

" Papatya lütfen, sonra anlatacağım. " Papatya bu sefer Işık' ı dinleyip odasına hazırlanmaya gitmişti.

Işık, onun odadan çıktığına emin olduktan sonra kasaya gidip para ve silahını almıştı. Sonra çantasınıda alıp alt kata indi.

" Alo, Kaan çok acil yardımına ihtiyacım var. Son görüştüğümüz yerde buluşalım." Işık fazla bir şey söylemeden telefonu kapatmıştı. Arkasında hazırlanmış bir şekilde Papatya duruyordu.

" Hadi, çıkalım bir an önce. Telefonunu evde bırak. " Papatya, Işık'ı dinleyip telefonunu kapatıp masanın üzerine bıraktı.  Işık, arabanın anahtarını Papatya'ya verip, evin kapısını kiltledikten sonra bavulları aşağıya indirmişti.

Bavulları hızlıca arabaya koyduktan sonra yola çıktılar. Papatya, Işık' ın iyi olmadığını anlamıştı. Ara ara ona bakarken, bir yandan da nereye gittiklerini düşünüyordu. 

Arabanın durmasıyla Papatya gözlerini açtı. Işık ile yol boyu konuşmadıkları için etrafa bakınırken uyuyakalmıştı.

Etraf oldukça karanlıktı. Sadece ağaçların olduğu ormanlık bir alandaydılar. Işık sürekli saatine bakıp etrafı kolacan ediyordu.

Yaklaşık yarım saat sonra sessizliği bozan araba sesi duyuldu. Işık arabadan indiğinde araba farlarının efrafı aydınlatmasıyla Papatya arabaların olduğu yere dikkatini verdi.

Sayabildiği kadarıyla beş araba vardı. En önde duran araçtan inen kişi Işık' ın yanına gelip üzerini aradı. Bu durum Papatya'yı korkutmuştu. Kimdi bu insanlar?

İki büyük arabanın ortasında duran daha küçük olan arabanın kapısı açıldı. İçinden birinin inmesiyle arabaların farları kapanmıştı. Etraf eski karanlık haline dönmüştü.

Papatya biraz uzağındaki Işık' ı zar zor seçebiliyordu. Ya ona bir şey yaparlarsa diye korkmuştu.

Arabadan inen adam biraz ilerisindeki Işık' a yaklaşmıştı. Işık olduğu yerde sabit durup karşısındakinin kendine daha fazla yaklaşmasını bekledi.

" Işık, uzun zaman oldu görüşmeyeli. "

" Evet çok uzun zaman oldu Kaan. "

Kaan, Işık' ın eski sevgilisiydi. Aynı lisede okumuş, aynı üniversiteye gitmişlerdi. Birlikte yaklaşık on sene geçirdikten sonra Kaan' ın babasının ölmesiyle, Kaan işlerin başına geçmişti. Alihan baba, Kaan' ın yaptığı işlerden hoşlanmadığı için Işık' a ayrılmaları gerektiğini söylemişti.

Işık, her konuda olduğu gibi bu konuda da babasının sözünü dinleyip Kaan' dan ayrılmıştı. İkilinin ayrılmasında bir süre sonra Kaan cezaevine girmiş ve yaklaşık bir sene önce oradan çıkmıştı.

Kaan cezaevine girmesinin sorumlusunun Alihan baba olduğundan çok emindi. Ayrılık kararından sonra Işık' ın kendisinden zorunda olduğu için ayrıldığını düşünen Kaan, Alihan babanın karşısına çıkmış, olay çıkarmıştı.

Kaan, Alihan babanın onun Işık' ın peşini bırakmayacağı için ona komplo kurduğunu ve bu yüzden cezaevine girdiğini düşünüyordu.

Kaan' nın gözleri arabanın içinden onları izlemeye çalışan Papatya'ya kaydı.

" Doğruymuş demek. " Işık, Kaan'ın nereye baktığını anladığında kafasını salladı.

" Fazla vaktim yok Işık. Beni neden buraya çağırdın?" Buluştukları yer Işık ve Kaan'ın en son görüştükleri yerdi.

" Yardımına ihtiyacım var. Senden başka kimseye gidemem. " Işık, Kaan'ın ona her durumda yardım edeceğini biliyordu.

" Ne istersen, söylemen yeter. "

" Bana bir araba ve bir ev lazım. Geçici bir süre için. "

" Neden diye sormamın bir sakıncası var mı?"

Işık etrafa biraz göz gezdirdikten sonra Kaan'a yaklaştı. " Ben bazı şeyler hatırlamaya başladım " diye fısıldadı Işık.

" Gerçekten mi?" Kaan bu duruma sevinmişti.

" Onların yanında kalmaya devam edersem, iyi şeyler olmayacak gibi hissediyorum. Bu süreçte yalnız olmalıyım. "

" Peki ya o?" Kaan, Papatya'yı kastetmişti.

" O, benim eski hayatımda yoktu ki Kaan. Onu yeni tanıyorum. Hem onu kimseye emanet edemem. "

" Tamam, o zaman araban burada kalsın. Çocuklar eşyaları indirin. " Kaan'ın komutuyla arabadan inen birkaç kişi Işık' ın arabasının bagajına yönelmişti.

Papatya olanları izlerken nefesini tuttuğunu farketti. Işık,Papatya'nın oturduğu tarafa gidip kapısını açtı.

" Gidiyoruz. " Papatya arabadan indikten sonra Işık' ın koluna yapıştı.

" Işık, başımız belada mı?" Papatya içinde bulundukları durumdan korkuyordu.

" Hayır, sadece buralardan biraz uzaklaşıyoruz. Gittiğimiz yerde sana açıklama yapacağım. Gel hadi. " Işık arabayı kitleyip anahtarı cebine koydu.

Kaan' ın göstermesiyle konvoyun en önündeki araca bindiler.

Işık ve Papatya yanyana otururken Kaan tam karşılarında oturuyordu. Papatya adamdan korkmuştu ama kendini onu incelemekten alamamıştı.

Gayet yakışıklı ama bir o kadar sert bakışlı bir adamdı. Işık bu adamı nerden tanıyordu acaba diye geçirdi aklından.

Işık omzuna yaslanmış uyuyan Papatya'ya baktı. Koluna sımsıkı yapışmıştı. Kaan'dan korktu herhalde diye düşündü.

" Sana çok benziyor. " Kaan' ın konuşmasıyla Işık ona doğru baktı.

" Huyu bile benziyor inanır mısın?"

Papatya yavaşça gözlerini açtığında hava henüz yeni aydınlanıyordu. Kafasını Işık' ın omuzundan kaldırıp camdan dışarı baktı.

Her iki tarafı ağaçla kaplı toprak bir yolda ilerliyorlardı. Saatine baktı yaklaşık 2 saattir yolda olmalıydılar.

Önüne döndüğünde Kaan' ın ona baktığını gördü. Tekrar Işık' a yaklaşıp koluna sıkıca sarıldı.

Işık onu sakinleştirmek istercesine elini tuttu. " Az kaldı" dedi.

Yarım saatlik bir yolculuğun ardından hava iyice aydınlanmıştı. Uçsuz bucaksız görünen bir ormanın ortasındaydılar. Arabalar durduğunda ilk önce Kaan indi aşağıya. Onun peşinden Işık ve Papatya'da inmişti.

Papatya etrafa bakınırken burada bir şey yok diye geçirdi içinden. Kaan önde Işık ve Papatya peşinde birkaç metre yürüdüklerinde oyulmuş bir kayalığın ortasındaki evin önüne geldiler.

Kaan, Işık' a anahtarları uzattı. Papatya şaşkın bir şekilde etrafı inceliyordu.

" Biz gelmeden önce eve ihtiyacınız olan her şey getirildi. Bugün bir ara araba ve diğer şeylerde gelir. İstediğiniz kadar kalabilirsiniz."

" Teşekkür ederim Kaan. "

" Başka istediğin bir şey olursa al bu telefonu. "

" Aslında bir şey daha var. Şeçil Poyraz diye bir komiser var. Bana onu araştırabilir misin?"

Ruhum KafesteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin