Işık' ın babasından Papatya için yardım istemesinin üzerinden bir hafta geçmişti. Işık, Mert'in de yardımıyla bazı prosedürleri halledip Papatya' nın temelli yanında kalması için gerekli izinleri almıştı.
" Heyecanlı mısın?" diye sordu Vedat yurdun bahçesine girdiklerinde. Papatya' nın henüz haberi yoktu bu durumdan. Işık son ana kadar bir aksilik çıkması durumunda izinleri alamazsa diye Papatya' ya anlatmamıştı yapmak istediği şeyi.
" Hem de çok" dedi Işık gergin bir şekilde. Bugün Papatya' ya durumu anlatıp onu eve götürmek için gelmişti yurda.
Işık ve Vedat arabadan inip binaya girdiler. Hemen yanlarına gelen yurt müdürü onları odasına götürüp Papatya' yı çağırdı oraya.
Kapı çalınıp Papatya içeri girdiğinde Işık' ı görünce şaşırmıştı. Şu son bir haftada Işık ile çok az konuşmuştu. Bu hafta sonu Işık işi olduğunu söylediği için onun yanına gidememişti. Durum böyle olunca Papatya farklı şeyler düşünmeye başlamıştı.
Işık odaya giren Papatya' yı görünce ona gülümsedi ama Papatya' dan bir tepki alamadı.
Vedat durumu anlayıp Papatya' nın yanına gitti. " Nasılsın Papatya?"
" İyiyim, sen nasılsın?" Papatya çok buruk duruyordu.
" Ben de iyiyim. Müdüre hanım bana yurdu gezdirebilir misiniz? Bakalım neler var, neler yok. Bir yardımımız dokunur belki" dedi Vedat. Müdüre hanım yardım lafını duyunca gözlerinin içi parladı. " Tabii Vedat Bey memnuniyetle, buyurun " diyerek Vedat ile birlikte dışarı çıktı.
Işık yerinden kalkıp yavaşça Papatya'nın karşına geldi. Papatya ona bakmıyordu.
" İyi misin görüşmeyeli?"" İyi miyim? Değilim ve bunun son birkaç gündür sebebi sensin. Ben senin gel dediğinde gelen, git dediğinde giden oyuncağın değilim. Bir gün iyi davranıp sonra beni görmezden gelemezsin. Eğer benimle görüşmek istemiyorsan bana bunu söyle. Ben çıkarım senin hayatından. Yok işim var yok sonra görüşelim deme bana!" Papatya bu sözleri söylerken ağlamaya başlamıştı.
Işık, onun nasıl bir ruh halinde olduğunu anlıyordu az çok. O yüzden bu sözlere alınmamıştı.
" Benim gerçekten önemli bir işim vardı Papatya. Seni de ilgilendiren bir şey. Başta sana söyleyemezdim çünkü gerçekleşmeme ihtimalinden ötürü seni umutlandırmak istemedim. "
Papatya burnunu çekip eliyle gözyaşlarını siliyordu. " Neymiş o önemli iş?"
" Ben senin sürekli benim yanımda kalman için uğraşıyordum. Önemli prosedürler vardı. Bunları halledebilmek için biraz zamana ihtiyacım vardı. "
Papatya' nın yüzünde buruk bir tebessüm oluştu. " Halledebildin mi peki?"
Işık gülümseyerek başını salladı. " Eğer sen de istersen, artık benim yanımda kalabilirsin. "
"Ben çok isterim ama sen emin misin benim gibi biriyle yaşamak isteyeceğine. Baksana bana, iki gün aramadın diye olay çıkarttım. Kim bilir daha neler yapıp seni zor durumda bırakırım. " Papatya, Işık' a böyle davrandığı için utanmıştı.
" Bunlar senin yaşında biri için normal şeyler Papatya. Ben de senin yaşlarındayken böyleydim. Hem büyüyeceksin elbet. Bu günlerde geçecek. Eğer sen benimle yaşamak istersen ben sadece mutlu olurum."
Papatya, Işık'ın duygularının samimi olduğunu hissetmişti. Ona zarar vermişti ama Işık onun yanındaydı. Uzun zamandır ilk defa saf hislerle mutlu olmuştu. Kendini artık kimsesiz hissetmeyecekti belki de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhum Kafeste
General Fiction"Kalbimin en derinlerinde ona karşı olan sevgi kırıntılarını kendime bile söylemeye utanıyorum. " Bütün çocuklarını evlat edinen Alihan Karahan yıllarca onlara kurduğu baskı sonucunda bütün istediklerini yaptırırdı. Şu an yetişkin olan bu insanlar...