40. Bölüm: İsimler

65 11 6
                                    

Işık akşam için hazırlandıktan sonra Papatya' nın odasına gitti. " Ben çıkıyorum, sakın kapıyı kimseye açma. Çok geç olmadan gelirim zaten. Acıkırsan yemek var dolapta,ısıtabilirsin değil mi?"

Papatya, Işık'ın tek bir nefeste söylediği şeyleri anlamaya çalışıyordu.

" Ya da sen dur ben ısıtıp öyle gideyim" diyerek odadan çıkmaya yeltenmişken Papatya durdurdu onu.

" Işık dur. Kapıyı kimseye açmam. Aç değilim, bugün geç yemiştim. Eğer acıkırsam ısıtmamı gerektirmeyen şeyler yerim. Sen beni merak etme. "

" Tamam o zaman ben gidiyorum Vedat gelmiş. Telefonun hep yanında olsun. Ters bir durumda ara beni. "

" Tamam hadi geç kalma. " Işık, Papatya'ya el salladıktan sonra evden çıktı. Arabanın yanında duran Vedat' ı gördü.

Vedat eliyle kolundaki saati gösterdi Işık' a.
" Ne var Vedat iki dakika bekleyemedin mi? "

" Ben bekledim de " başıyla arabayı gösterdi. Işık hafif eğilip sürücü koltuğundaki Mert'i gördü. Tekrar doğrulup Vedat' a baktı.

" Ne işi var bunun burada?!"

" Ben çağırdım. Yardımı dokunur belki. Adam bizden çok hoşlanmadı onu sevebilir. "

Işık üfleyip gözlerini belertti Vedat' a.
" Ablam hadi lütfen, benim için. "

" İyi tamam geç. " Vedat, Işık' ın direktifiyle arka koltuğa geçti. Işık' ta sert bir şekilde kapıyı açıp Mert'in yanına oturdu.

" Nasılsın görüşmeyeli?"

Işık, Mert'i görmezden geliyordu. Onu Seçil ile gördüğünden beri ona çok kızgındı. Arkasından bir iş çevirdiğini düşünüyordu ve aklının bir köşesinde bunu araştırmak vardı.

Işık telefonunu eline alıp Papatya' ya mesaj atmıştı. " Kim o abla?"

" Papatya, ben çıkarken odasındaki cam açıktı. Şimdi aklıma geldi kapatsın da hasta olmasın çocuk. "

Mert ve Vedat Işık' ın bu tavrına gülmüşlerdi.
Işık bir Mert'e bir Vedat' a baktı.

" Ne gülüyorsunuz?!"

" Abla ne çocuğu ya kaç yaşında kız, üşürse kapatır yani. Ben onun yaşındayken dil okuluna gitmiştim, tek başıma İngiltere'ye hatırlarsan. "

" Hatırladım Vedat ama sen unutmuşsun belli ki. Ühü ühü abla ben sensiz ne yaparım orada diye ağladın ya giderken " dedi Işık, Vedat' ın o halini taklit ederken.

Işık' ın bu hali Mert' e çok tatlı gelmişti. Deminkinden daha fazla gülmüştü.

Mert bu seferde bu duruma bozulan Vedat' ın kötü bakışlarına maruz kalmıştı. " Ne öyle bakıyorsun Vedat? Çok tatlı taklit etti seni" dedi Mert.

Mert bu sözlerinin ardından hem Işık hem Vedat tarafından öldürücü bakışlar altındaydı. " Size de şaka yapılmıyor. Gergin olmayın bu kadar. "

Yolculuğun geri kalanı sessizce geçmiş, Demir Bey'in evine varmışlardı.

" Güzel evmiş" dedi Işık arabadan inerken.
Eve doğru yürümeye başladılar. " Çiçeği iyi düşünmüşsün Vedat. "

" Mert dedi alalım diye" dedi Vedat. Evin kapısına geldiklerinde üçü biribirine kısa bir bakış atmıştı.

Işık, Vedat' ın heyecanını görünce koluna dokundu " sakin ol, her şeyi bu akşam öğrenmek zorunda değiliz. Sadece yanlış bir şey söyleme. "

Ruhum KafesteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin