Işık ve diğerleri, Işık' ın evinde terasta oturup olay hakkında fikir yürütüyorlardı.
" Yani bizim aradığımız Arzu, evdeki hizmetli olan Arzu' da olabilir" dedi Mert.
" Olabilir, bir ihtimal tabii" dedi Işık.
" Çok tuhaf, bir hastaneden çocuk kaçırıyorsun ve çocuğu yurda bırakıyorsun. Yurda bırakacaksan neden kaçırdın. Diğer çocuğa ne oldu?" Diye sordu Mert.
" Peki çocuk kaçırma hiç olmadıysa. Belki çocuklar gerçekten öldü. Olamaz mı? Belli ki kadın bunu kabullenemediği için bu durumda. "
" Bilmiyorum Işık. Keşke kadının adını önceden öğrenseydik. Konuştururduk bir şekilde. "
Işık, Vedat' ın ne kadar üzgün durduğunu fark etti. " Vedat üzülme bu kadar. En azından artık elimzde isimler var. Çok yakında gerçeği de öğreniriz. İstersen bir şekilde dna testi yaptırırız" diyerek kardeşini teselli etmeye çalıştı Işık.
" Ben kendi halime üzülmedim. Yazık o kadın senelerdir çocuklarını bekliyor. Ben onun çocuğu olmasam bile onun dediği gibiyse çocukları bulunsa keşke" dedi Vedat üzgün bir şekilde.
" Kendi ailemizi bulmamız bitti başkalarının ailelerini bulmalarını düşünüyoruz " dedi Işık.
Mert ve Vedat birbirlerine baktı Işık' ın bu sözleri üzerine.
" Bir benim ailemizi arıyoruz sanıyordum" dedi Vedat. Her iki tarafın ailesini aradığını bildiğini belli etmemek için.
Bu sözlerin üzerine bu sefer bakışma sırası Işık ve Mertteydi.
" Evet öyle çünkü benim arama işlemim tamamlandı. Işık onu kastetti muhtemelen " dedi Mert.
Vedat, Işık' tan Mert'in ailesini bulduğunu duymuştu fakat detayları bilmiyordu.
" Sonuç ne peki?" Gerçi Mert'in yüzünden sonuç az çok belli oluyordu ama.
" Sonuç... Hayal kurma Vedat. Onların nasıl insanlar olabileceğini sorma kendine. Bu hataya düşme sakın. Sonra sadece üzülen sen olursun. Bunca senenin üzüntüsü yetmezmiş gibi. "
Vedat, Mert'in söylediklerinden çok etkilenmişti. Belli ki iyi bir karşılaşma olmamıştı.
" Bu nasıl hayat ya? Nereden geldiğini, gerçekte kim olduğunu bilmiyorsun. Bizim bunu bilmeye hakkımız yok muydu? Yine isteme, görüşme bizimle ama böyle kimsesiz gibi hissettirmeselerdi bari. "
"Biz kimsesiz değiliz Vedat.Bize sahip çıkıldı. Birbirimizi bulduk, birbirimizin ailesi olduk. O yönden bak olaya. Onların yanında olsak hiç tanışamayacaktık. Sen benim kardeşim olmayacaktın" dedi Işık, Vedat' ı kolunun altına çekip sarılırken.
Işık ve Vedat sarılırken Vedat' ın gözü Mert'e kaymıştı. Mahsun gözükmüştü Mert onun gözüne. Onu bırakıp gittiği için Mert'e kızgındı ama onun sayesinde şu an olduğu yerdeydi. O günleri hatırlayınca Mert'e ne kadar minnet duyması gerektiğini anladı.
Vedat elini Mert'in omzuna uzattığında en az Mert kadar Işık' ta şaşırmıştı. Mert onun bu hareketine aynı şekilde karşılık vermişti.
Üçü elleri birbirlerinin omuzunda denizi izlemeye koyulmuşlardı.
" Acaba hayatlarımız kesişmeseydi ne olurdu?" Diye sordu Vedat.
" Sadece birbirimizi tanımazdık. Onun dışında her şey çok farklı olurdu " dedi Işık.
" Bence kader bizi bir araya getirirdi. Belki iş hayatında belki de üniversiteside falan tanışırdık" dedi Mert.
" Bakalım üniversitesiye gidebilir miydik? Hayat standartlarımız buna engel olabilirdi" dedi Işık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhum Kafeste
General Fiction"Kalbimin en derinlerinde ona karşı olan sevgi kırıntılarını kendime bile söylemeye utanıyorum. " Bütün çocuklarını evlat edinen Alihan Karahan yıllarca onlara kurduğu baskı sonucunda bütün istediklerini yaptırırdı. Şu an yetişkin olan bu insanlar...