57. Bölüm: Vedat

69 11 9
                                    



"Heyecan var mı?" Işık ailesiyle yüzleşecek olan Vedat' a sordu.

" Heyecan mı, korku mu bilmiyorum. " Vedat boncuk boncuk terliyordu.

" Korkma, en azından seni isteyerek bırakmadıklarını biliyoruz. " Işık kardeşini sakinleştirmeye çalışıyordu.

" Bilmiyoruz ki abla. Ya anlattıkları hikaye doğru değilse? Yeni tanıdıkları insanlara gerçekleri anlatacak halleri yok ya. "

" Bana olumsuz düşünüyorsun diyene bak. Saçma sapan konuşmayı bırak.  İnsanların ne kadar acı çektiklerini gördük. Bu kadar iyi oynayamazlar herhalde. "

Işık, arabayı park ettikten sonra Vedat'a baktı. Onunla aynı kaderi paylaşan, yıllardır kardeşim dediği adama. Son zamanlarda yaşadıkları zorluklar içerisinde en mutlu olduğu şeyler kendisinin Papatya' ya kavuşması ve Vedat' ın ailesini bulmasıydı.

" Abla, seninde hiç ortan yok yani. Önceden hiç ağlamazdın, şimdi her şeye ağlıyorsun. "

Işık, Vedat ona söyleyene kadar ağladığının farkında değildi. " Yılların birikmişliği sanırım" diyerek gözyaşlarını sildi.

"Hazırsan artık içeri girelim. " Vedat, bu duruma nasıl hazırlıklı olacağını bilmiyordu ki. Yıllar sonra insanların karşılarına çıkıp sizin çocuğınuz ölmedi, karşınızda, benim sizin çocuğunuz demeye insan nasıl hazır olabilirdi? Bir de akıbeti belli olmayan ikiz vardı tabii.

Vedat bir cesaret diyerek indi arabadan. Işık' ta onu takip etti. Bu eve ilk geldiklerinde Vedat gerginlikten etrafı incelememişti. Şimdi şöyle bir bakınca ne güzel bahçe, ne güzel bir ev diye düşündü. Burada büyüyebilirdi. Bu bahçede kardeşiyle koşup oynayabilirdi. Belki ailesi böyle bir trajedi yaşamasaydı başka kardeşleri de olurdu.

Hep böyle mi hissedecekti? Hayatındaki yaşanmışlıklarla, elinden alınanları sürekli karşılaştıracak mıydı?

Işık, Vedat'ın arkasından omuzuna dokundu "merak etme, zamanla bu düşünceler azalıyor" dedi.

" Ne?" Diye sordu Vedat.

" Seni en iyi ben anlarım Vedat ama aynı şeyleri yaşayan biri olarak değil, ablan olarak. Sen ne düşünürsün, ne hissedersin ben anlarım. "

" Abla, bu çok zor. Onlara bunu söylemek, geçen yılların acısı. Kabul görmeyeceğimi düşünmek. " Vedat cümlesini bitirirken sesi alçalmıştı.

" Yapma Vedat. Onları az çok tanıdık. Demir Bey neyse de, Arzu Hanım çok iyi bir anne olur sana. "

" Anne. " Birinin senin annen olduğunu bilmek. Birine anne diyebilmek.

" Hadi, Vedat bekletmeyelim daha fazla. " Işık, Vedat'ın koluna girip evin girişine yöneltti.

Kapının zilene basıp beklemeye başladılar. O bekledikleri süre Vedat' a çok uzun gelmişti. Kapı açıldığında onları Demir Bey karşıladı. Işık ona telefonda önceden anlatmıştı neler olduğunu. O yüzden Demir Bey direkt Vedat' ın gözlerine baktı.

Ortamdaki sessizlik ve bakışma uzadığı için Işık müdahale etme gereği hissetmişti.
" Merhaba Demir Bey. " Demir Bey başıyla onları selamlayıp kapıyı tamamen açıp eliyle içeriyi gösterdi.

Işık, Vedat' a cesaretlendirici bir gülüş verip kolunu sıvazladı. Salona geçtiklerinde etrafta kimse yoktu. " Arzu Hanım yok mu?"

" Terapide birazdan gelecek " dedi Demir Bey.

Vedat gözlerini yere çevirmişti. Demir Bey ise aynı soğukluktaydı. Vedat' ın ayağa kalkmasıyla Işık ona döndü.
" Lavaboya gidiyorum" diyerek odadan çıktı Vedat.

Ruhum KafesteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin