Bir hafta sonra...
Mert, tutuklama talebiyle çıktığı mahkemece tutuklanmış ve cezaevine gönderilmişti. Alihan baba ise bir haftadır Işık' ı arıyordu.
Vedat, gps sinyallerinden arabayı terk edilmiş bir şekilde ormanlık bir alanda bulmuştu. O gün bugündür ablasını arıyordu.
Seçil, bir şekilde görüşme ayarlayıp Mert'i görmeye gitti. " Onu bulamıyorum. Hiçbir yerde yok. " Seçil de aynı Vedat gibi Işık' ı arıyordu. Vedat bu olanların onun yüzünden olduğunu söyleyip işbirliği yapmamıştı Seçil'le.
" Bilmiyorum. Beni görmeye gelir sanmıştım. Buradan hiçbir şey yapamam. Babamda arıyor ama yok. " Mert gitgide endişeleniyordu.
•••
Işık ve Papatya bahçede oturmuş kuş sesleri eşliğinde kahve içiyorladı.
" Burası çok huzurlu bir yer. " Papatya burada olmaktan çok memnundu. " Hem okulda yok" demişti gülerek.
" Okul işini daha sonra halledeceğim Papatya. Bu geçici bir süreç unutma. " Işık kitabından kafasını kaldırmıştı.
•••
Mert, müdürün odasında özel izinle Vedat ile görüşüyorladı. " Ne demek yok Vedat!? Nereye gider ve kimse nasıl görmez!?"
"Siz ve dahi plânınız yüzünden. Babama hastaneyi sana verdiği için kızdı. Bana da bildiğimi düşündüğü için kızdı. Bir de o kadın var tabii. " Vedat bütün bunların sorumlusu olarak Mert ve Seçil' i görüyordu.
" Gidebileceği kim kaldı başka?" Mert umutsuzca sordu.
" Aslında aklıma biri geldi ama babama söylemeye çekindim. "
" Kim?"
" Kaan' a gitmiş olabilir mi?"
Kaan ve Mert liseden arkadaştılar. Hatta oldukça yakın arkadaşlardı. Mert üniversiteye gidince Kaan, ara sıra Işık' a nasıl olduğunu sorardı bu sayede de yakınlaşmışlardı.
" Onunla görüşüyor muydu?" Mert, Işık' ın Kaan'ı hayatından çıkardığını düşünmüştü.
" Hiç duymadım görüştüklerini ama neden olmasın. Kaan ona yardım eder. "
" O zaman git bir soruştur bakalım haberi var mı, ama babama şimdilik söyleme. "
" Tamam. " Vedat daha fazla zaman kaybetmeden cezaevinden çıkar çıkmaz Kaan' ın ofisine gitti.
Vedat, Kaan' ın ofisine gitmişti.
" Hanımefendi birazdan gelir dediniz yarım saat oldu. "
Vedat, asistan kıza sürekli Kaan'ın ne zaman geleceğini soruyordu." Efendim biraz-"
Vedat asansörden inen Kaan'ı görünce hızlıca ayağa kalktı.
Kaan, Vedat'ı görünce kaşlarını kaldırdı.
" Vedat. "" Kaan ağabey. "
" Hoşgeldin, uzun zaman oldu görüşmeyeli. Bir sıkıntı mı var?"
" Evet ağabey çok önemli bir şey var. Yardımın lazım. " Vedat çok telaşlıydı.
" Gel. " Kaan odasına girerken Vedat' ta onu takip edip odaya girdi.
" Otur şöyle. Anlat bakalım ne oldu. Niye bu kadar telaşlısın?"
" Ağabey, bir haftadır ablamı arıyoruz ama hiçbir yerde yok. En son çare sana geldim. Yardım et lütfen. " Vedat yavaş yavaş Işık' ın başına bir şey geldiğini düşünmeye başlamıştı.
" Hiçbir yerde yok derken Vedat? "
" Yok işte ağabey, babama kızdı çekti gitti. Nerede bilmiyoruz. "
" Uzaklaşmak istemiştir Vedat. Kocaman kadın. Endişelenme bu kadar. "
" Yardım etmeyecek misin?"
" Vedat, aslında bakarsan senin baban için kılımı kıpırdatmam. Işık onu görmek istemiyorsa görmez. Siz de rahat bırakın kadını. "
" Ya başına bir şey geldiyse? "
" O zaman şöyle yapalım. Ben araştırayım bulursam ona söylerim sana iyi olduğunu bildirir. "
" Ya iyi değilse?" Vedat tek kaşını kaldırarak sordu.
" İyi değilse, iyi olması için elimden ne geliyorsa yaparım Vedat. "
" Tamam ağabey, seni daha fazla meşgul etmeyeyim" diyerek Kaan ile tokalaşıp ofisinden ayrıldı Vedat.
•••
" Araba sesi. " Papatya cama yaklaşıp kimin geldiğine baktı.
" Kim?" Işık masayı hazırlamayı bırakıp Papatya'nın yanına gitti gelen kişiye bakmaya.
" Kaan. " Işık camdan uzaklaşıp kapıyı açtı.
" Kaan, ne oldu? Neden geldin?" Işık buraya geldiği günden beri Kaan' ı görmemişti. Sadece bir kere telefonda konuşmuşlardı.
" Gelemez miyim?"
" Yok canım gelebilirsin tabii. Seni görmeyi beklemiyordum ondan şaşırdım. Geçsene. " Işık kapıdan biraz uzaklaşıp Kaan'ı içeriye çağırdı.
"Nasılsınız? Bir sıkıntı yok değil mi?" Kaan etrafı incelerken sormuştu.
" Gayet iyiyiz. Bizim oralarda ne var ne yok?"
" Her yerde seni arıyorlar. Vedat bana geldi seni bulmasına yardım etmem için. Çok endişelenmiş Işık. "
" İyi olmuş ona. Burnu sürter belki. " Işık sofrayı hazırlamaya devam ediyordu.
" Aç mısın?" Işık sofrayı hazırlamayı bitirmişti.
" Biraz. " Kaan ceketini çıkarıp masaya oturdu.
" Taze fasulye ve pilav var. Sen sevmezsin ama. "
Kaan, Işık' ın kendiyle ilgili şeyleri hatırladığını duyunca gülümsedi. " Artık yiyorum. "
" Işık. " Papatya' nın, Işık' a seselenmesiyle gözler ona döndü.
"Bari Vedat dayıma söyleyelim burada olduğumuzu. Hem seni çok merak etmiş baksana. "
Işık, Kaan' a küçük bir bakış attıktan sonra
" Yarın onu buraya getirebilir misin?"•••
" Ağabey, niye gözümü bağladık?" Vedat, Kaan' ın Işık' ı buldum seni görmek istiyor diye telefon etmesinden sonra yola çıkmışlardı.
" Yerinin bilinmesini istemiyor çünkü. "
" Sen nasıl buldun ki? Ben o kadar yere baktım bulamadım, sen yarım günde buldun."
" İstihbaratım sağlam. "
Uzun bir yolculuktan sonra Işık ve Papatya'nın bulunduğu yere gelmişlerdi.
Vedat gözlerindeki bağın çözülmesiyle gözlerini kırpıştırıp ışığa alışmaya çalıştı.
" Burası neresi böyle? İstanbul dışındayız herhalde. "Vedat, Kaan' ın yürüdüğü yöne doğru yürüyüp evin önüne geldiğinde onu bekleyen Işık' ı gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhum Kafeste
General Fiction"Kalbimin en derinlerinde ona karşı olan sevgi kırıntılarını kendime bile söylemeye utanıyorum. " Bütün çocuklarını evlat edinen Alihan Karahan yıllarca onlara kurduğu baskı sonucunda bütün istediklerini yaptırırdı. Şu an yetişkin olan bu insanlar...