Işık, önce koluna sonra da kolunu tutan o kişinin gözlerine çevirdi bakışlarını. "Bugün yeterince konuştuğumuzu düşünüyorum Mert" diyerek kolunu Mert'in elinden kurtarıp merdivenlere yöneldi. Aşağıya indiğinde Alihan babanın yakın dostları, bir takım iş insanları oradaydı.
Işık, odanın en uzağındaki Vedat' ın yanına gitti. Vedat gözlerini kısıp , küçük bir kafa sallamaya ne oldu der gibi baktı Işık' a. Işık boşver anlamında başını salladı. Alihan, bütün gece Mert' i diğer insanlarla tanıştırdı. Vedat, Işık'a bakıp başını yana çevirip kafasını ellerinin arasına aldı.
"Iyy senin ki geliyor" dedi Vedat. Işık arkasını dönüp yanlarına yaklaşan Cenk'i gördü. Samimiyetsiz bir gülümsemeyle " hoşgeldin Cenk ,nasılsın? " diye sordu Işık. Cenk, Işık' a yaklaşıp elini kolunda yukarı aşağı gezdirdi. " Seni görünce çok daha iyi oldum. "
Vedat, Cenk'e dönüp " hayırdır Cenk babansız mı geldin? " diye sordu. Cenk tam cevap verecekken, Işık araya girip "Vedat şuradaki çocuk Su' yu rahatsız mı ediyor?" Vedat efrafında hızlıca dönüp "hani nerede?!! " diyerek yanlarında uzaklaştı.
"Kaç gündür sana ulaşmaya çalışıyorum , neden ulaşamıyorum? " Kendine bu denli boş güvenen insanları Işık hiç sevmezdi. Hele Cenk'i hiç mi hiç sevmezdi.
"Bu aralar çok yoğunum işler var, malum Mert'te geldi. " Yine de sakinliğini korumasını da bilirdi. Cenk, ellerini cebine sokup Işık' ın kulağına eğildi " yakında çok daha meşgul bir insan olacaksın" diye göz kırpıp yanından ayrıldı. Işık arkasından ne saçmalıyorsun der gibi suratını büzüştürürken kendini uzaktan izleyen Mert'i gördü.
Kalabalık dağılmıştı. Alihan baba uzun bir aradan sonra çocuklarını bir arada gördüğü için hepsinin bu gece burda kalmasını istedi. Işık lavabodan çıkınca yatağın üzerine oturmuş olan Mert'i görünce olduğu yerde sıçradı.
Mert küçük bir gülümsemeyle " korkuttum mu? " diye sordu. Işık'ın bakışlarından ne kadar rahatsız olduğu anlaşılıyordu.
" Müsadenle yatacağım. " Mert olduğu yerden kalkıp Işık'ın yanına yaklaştı. "Konuşmak istediğimi söylemiştim. "
Işık derin bir iç çekti. " Ben de bugün yeterince konuştuğumuzu söyledim hatırlarsan. " Mert cama yaklaşıp dışarıyı izlemeye koyuldu. " Evet bugün ikimiz dışında küçük bir konuşma gerçekleştirdik."
Işık, Mert'in arkasına yaklaştı. "İkimiz ile ilgili konuşabileceğimiz ne var Mert Ali?" Mert, yavaşca arkasını dönüp bir süre Işık'ın gözlerinde takılı kaldı. " Sadece sinirli olduğunda bana Mert Ali diyorsun. " Işık arkasını dönüp yatağın ucuna oturdu. "Senin adın Mert Ali değil mi? Ben mi yanlış biliyorum yoksa."
Mert, yavaşça odada dolaşmaya başladı. "Bana kızgınsın biliyorum. Kendince haklısın da , ama haksız olmadığımı biliyorsun ben yapılması gerekeni yaptım. "
Işık hızlıca ayağa kalktı.
" Yapılması gereken öyle mi!? Yapman gereken babana ihanet mi etmekti? Bu muydu tek çözüm? " Işık, sesinin yükseldiğini anlayınca kendini sakinleştirmek için derin derin nefes almaya başladı.Mert, ona yaklaştı. " Seni de bu karanlığın içine çekti , sana bakınca, seninle konuşunca.. sanki karşımda o varmış gibi hissediyorum."
Işık bedenini dikleştirip, onu küçümser şekilde güldü. " Ben bu durumdan çok memnunum , en azından beni yanına alıp, kızı olarak gören , benim için bir çok şey yapan babam dediğim adama benziyorum. Sen kime benziyorsun Mert Ali , bu ihanetin kimin yansıması? " Işık senelerdir içinde tuttuğu şeyleri söylemişti Mert'e.
" İhanet öyle mi, peki sen bu ihaneti bilip susarak o çok sevdiğin babana ihanet etmiyor musun? "
Işık, Mert'in bu sözleri karşısında olduğu yerde kalakaldı. Mert, odadan çıkmaya yeltendiğinde asıl can alıcı noktaya değindi. "Belki de o herkesten çok sevdiğini düşündüğün babandan bile fazla seviyorsun beni , yoksa hiçbir güç seni susturamazdı. " Mert, yavaşca odadan çıkarken, Işık o sözlerin haklılığından korkarak yatağına geçti.
Ertesi sabah herkes kahvaltı sonrasında bir aradaydı. Işık, boğazını temizleyerek herkesin ona bakmasını sağladı. " Uzun zamandır sizinle paylaşmak istediğim bir şey var baba. " Herkes pür dikkat Işık' a odaklanmıştı.
" Evleniyor musun yoksa abla?" diye araya girdi Deniz. Etraftan öksürük sesleri yükseldi. " Ablaa!!" Diye bağırdı Vedat.
" Saçmalamayın, çok daha ciddi bir şeyden bahsedeceğim. " Mert gözlerini Işık' a dikip ne diyecek diye bakınırken Işık derdini anlatmaya başladı. "Baba, ben uzun zamandır senden saklamamam gereken bir şey saklıyorum. " Işık, ilk defa Alihan babanın gözlerine bakmadan konuşuyordu.
"En başında sana söylemeliydim fakat korktum." Işık, Alihan babaya dönüp
" sırf sen üzüleceksin , hayal kırıklığına uğrayacaksın diye korktum. Bundan yedi, sekiz sene önce biri seni ihbar etmişti ve sen cezaevine girip aklanana kadar birkaç ay kalmıştın orada" diyerek konuyu açtı. Herkes pür dikkat dinlerken Mert rahat bir şekilde arkasına yaslanıp anlat bakalım dercesine kafasını salladı." Seni ihbar edeni arayıp bulamamıştın hatırlarsan. " Alihan baba onaylar bir şekilde kafasını salladı. " Ben.. ben en başından beri o kişinin kim olduğunu biliyordum. " Masadan şaşırma nidaları yükseldi. Herkes bir Alihan babaya, bir Işık'a baktı.
"Yani bunca zaman sustun öyle mi! ? Babama nasıl yaptın bunu!? "diye bağırdı Deniz. Işık onu hiç dinlemeyerek Alihan babaya döndü ve elini tuttu. " Özür dilerim baba, sana ihanet etmeyeceğime söz vermiştim , sözümü tutamadım. Ben sadece düşündüm ki.. sen o kişinin kim olduğunu öğrenirsen hapishaneye girdiğinden çok daha fazla üzüleceksin. Ben, senin üzülmeni istemedim , cezam neyse çekmeye hazırım. "
Herkes pür dikkat Alihan baba ne söyleyecek diye bakarken Alihan baba yerinden kalkıp odasına gitti. Işık derin nefes vererek Mert'e döndü. " O kişiyi bu kadar saklayıp savunduğuna göre senin için önemli olmalı " dedi Deniz, Vedat'a dönerek. Vedat bir hışımla yerinden kalkarken Alihan baba odaya elinde bir tabancayla geri döndü.
Vedat, babasının yanına gelip " baba ablama bunu yapmayacaksın değil mi!?" Alihan baba elindeki tabancayı Işık'a uzattı. " Al bunu." Işık yutkunarak elindeki tabancaya uzanıp aldı. Odadaki herkes şaşkın korkulu gözlerle onlara bakıyordu. " Evet bana ihanet etmeyeceğine söz vermiştin , ben de sana inanmıştım. Fakat beni hayal kırıklığına uğrattın. " Işık bir tabancaya bir Alihan babaya baktı.
" Şimdi kendini affettir. Bana ihanet edenin cezasını kes ki senin ihanetini affedeyim." Herkes Işık'a bakarken Vedat, Işık' ın elindeki tabancaya hamle yaptı. "Ben yaparım, onun yapmasına gerek yok !" Alihan baba, Vedat'a sert bir bakış atarak " herkes kendi yaptığının bedelini öder Vedat. Buna Işık da dahil" diyerek sandalyesine geçti.
Işık derin bir nefes alarak Mert'in yanına kadar yavaşça yaklaştı. Mert yavaşca yerinden kalkıp Işık'ın tam karşısında durmuştu. Işık, tabancanın namlusunu Mert'in başına dayadı. " Napıyorsun sen , Mert'in bu işle bir ilgisi olamaz !! Baba bir şey söylesene vuracak onu !! " Deniz bütün evi ayağa kaldırmıştı.
Vedat, hızlıca Işık'ın yanına geliyordu ki Işık eliyle durmasını işaret etti. Alihan baba ifadesizce olayı izlerken, Su, annesi Maria hanıma sarılmış ağlıyordu. Işık derin bir nefes aldı ve tetiğe bastı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhum Kafeste
General Fiction"Kalbimin en derinlerinde ona karşı olan sevgi kırıntılarını kendime bile söylemeye utanıyorum. " Bütün çocuklarını evlat edinen Alihan Karahan yıllarca onlara kurduğu baskı sonucunda bütün istediklerini yaptırırdı. Şu an yetişkin olan bu insanlar...