2. Bölüm İSTANBUL
Her hikayenin bir sonu var mıdır? Yada her son yeni bir hikaye midir?
Bazı hikayeler vardır ki sonunu bilmeden yola koyulursun. Acısını, mutluluğunu, heyecanının, zorluğunu bilirsin ama onu yaşadıkça daha fazlasını hissedersin.
Yaşadıkça her güne bir yeni hikaye gibi bakarsın. Her güne uyandığın da bugün daha iyiyim ve daha iyi günlerimde olacak dersin.
Benim hikayem ise herkes bitti dediği zaman da başlamıştı. Beni ölü bilip artık o yok dediklerinde ben aslında yeniden var olmuştum.
Başka bir ülkede, herkesten gerçek benden bile uzakta yeni bir hikayem başlamıştı. Ve ben her güne ilk günümmüş gibi sıkıca sarılıp bağlanmıştım.
Bugün ise yıllar önce ayrıldığım bu ülkeye, bu şehre ayak basıyordum. Yıllar önce bana yeniden bir hayat kurmam için en büyük iyiliği yapan dostum sırdaşım olan Vera için gelmiştim. Telefonda konuştuğumuzda bana ihtiyacı olduğunu ve gelmemi istediğini söylediği için gelmiştim.
Biliyorum ki o asla bana gerçekten ihtiyaç duymasaydı çağırmazdı, beni riske atmazdı ve onun bana ihtiyacı varsa bende onun yanında olacağım. Ona olan minnet borcum ödeyemeyeceğim kadar çoktu çünkü.
Şimdi yanımda ise bir diğer dostum olan Gazel ile havaalanında ellerimizde bavullar ile çıkıyorduk.
Havaalanının çıkışında kiralamış olduğumuz araca bavulları yerleştirdikten sonra, şoför koltuğuna ben, yan koltuğa da Gazel bindiğin otele doğru sürmeye başladım.
İstanbul'a varmamız gecenin 10'nu bulduğu için, İstanbullunun üzerine karanlık örtülmüştü.
Akşam vakti olduğu için çok trafik olmadığından dolayı internetten rezervasyon yaptırmış olduğumuz otele varmamız yarım saat sürmüştü. Yol boyunca da Gazel de ve bende tek kelime çıkmamıştı.İkimizde sanki sessizlik yemini etmiş gibi tek kelime konuşmuyorduk ve uçakta da konuşmamıştık fazla. Üzerimizde bir gerginlik bir tuhaflık vardı.
Yaşadığımız hissin anlamını bilmiyorduk. Buraya geldiğimiz için, içimizde ki o his heyecan mı, korkumu, mutluluk mu bilemiyorduk.Aracı otelin önünde durduğum da derin bir nefes verdiğim de Gazel'in bakışları bana dönmüştü ve sonunda aramızda ki sessizliği ilk bozan o olmuştu
"Bu şehri ne kadar çok seversek sevelim acısını içimizden silemeye yetmiyor sevgisi." Diyerek oda derin bir nefes vermişti.
Evet bu şehirde acılarım hep gizlenmişti ve ben buraya gelene kadar onların gizlendiği yerden çıkacağını düşünmemiştim. Zaman geçtikçe onlarda geçmiş gitmiştir diye düşünmüştüm ama yeniden buralara gelince içimi bir hüzün sarmıştı. Sanırım bütün gün içimde ki o duygunun anlamı hüzün ve korkuydu.
Korkuyorum çünkü yaşadığımı öğrendiklerinde yeniden herkesin bir oyununa oyunca olmaktan korkuyordum. Üzgünüm çünkü buradan yeniden döndüğümde biliyorum ki toparlanmam zaman alacaktır ama bir şeyi daha biliyorum ki ben artık her şeyin üstesinden gelebilecek kadar güçlü bir kadınım kimsenin beni ezmesine artık izin vermeyeceğim.
Ve sanırım bu hüzün sadece beni değil Gazel'i de sarmıştı."Hadi bu şehirde benim gerçekten kötü günlerim geçti ama senin için bu şehir vazgeçilmez olmalı çünkü sevdiğin adam burada." Dediğimde bu kez derin bir nefes çekip ve dışarıya veren Gazel olmuştu. Sevdiği adamdan ayrı başka ülkede yaşamak onu terk edip giden o olduğu için hep bir yanı yaralıydı Gazel'in.
Adını bile bilmediğim o kişiye olan aşkını, özlemini gözlerinden her gün görüyordum. Çok fazla bir şey anlatmamasına rağmen ve her konusu açıldığında bitti gitti dese de gözlerinde bitmediğini ve halen içinde kocaman yer ettiğini görüyordum. Buraya da onu bir kez daha uzaktan da olsa görmek için gelmişti. Çünkü yıllar sonra belki elleri, ayakları tutmayan yatalak biri olacağını düşündüğü için bir kez daha görmek istediği için gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
Teen FictionZorla yapılan bir evlilik ve içinde her şeye rağmen mutluluk arayan Zübeyde'nin aşkı ve acı geçmişi ile verdiği çabayı okumaya hazırsanız bekleriz...