(Medya Zübeyde)Kapıda öylece donmuş kalmıştım.
Erkan akşam bir kadının yanına gideceğinin söylemişti.
Ne kadar bu evlilik mecburî bile olsada bu zoruma gitmişti. Ne olursa olsun bir sende bile olsa bana saygı duya bilirdi.
Gerçi Zübeyde saçmalama sonuçta formaliteden olan bir evlilik adam seninle evde karı koca oynayacak değil ya.
Derin bir nefes alıp banyoya girip elimi yüzünü yıkayıp tekrar odaya dönüp üzerimi hızlı bir şekilde giyinip çıktığımda odadan Erkan kapının önünde telefonuyla uğraşırken gördüm...."Günaydın"diyip yanında geçip gidecekken konuşmasıyla durdum.
"İyi görünüyorsun"
"Evet daha iyiyim"
"İnadının bedelini gördün demi"diye kızgın bir sesle konuştu
"Kusura bakama sende benimle uğraşmak zorunda kaldın ama bir daha olmaz"diyip tekrar arkamı dönecekken konuştu
"Olmasında zaten çünkü seninle uğraşmak istemiyorum"
"Tamam"diyip tekrar gidecekken durdurdu
"Nereye gidiyorsun"diye sordu
"Mutfağa gidiyorum kahvaltı hazırlayacağım"
"Hafize abla geldi kahvaltıyı da hazırladı. Kahvaltının yap tekar dinlen"dediğinde şaşırmıştım Erkan benimi düşünüyordu.
"Ben iyim dinlenmeye gerek yok"
"Sana ne diyorsam onu yap. Kahvaltını yapıp dinleneceksin. Tekrar hasta olup başıma kalmanı istemiyorum"sinirle konuşup gitmişti.
Bende Erkan'ın beni düşündüğünü zannetmiştim oysa adam başına kalmam da korkuyordu.
Sanki ben ona dedim gel bana bak...
Derin bir nefes alıp mutfağa gittiğimde kahvaltı hazırdı.
Hafize ablaya selam verip masaya geçtiğimde canımın bir şey istemediğini farkettim.
Ama birazda olsa zorlayarak yiyip ağrı gesici içtim.
Başımın içinde sanki davullar çalıyor gibiydi.
Odama tekrar çıkıp yatağa uzandım.
Sanki günlerdir uyumamışım gibi hemen uykuya teslim oldum....Gözlerimi açtığımda havanın karardığını görmüştüm. Ne çok uyumuşum öyle.
Namaz saatlerini de kaçırmıştım.
Hemen kalkıp banyoya gidip abdest alıp takrar odaya gelip secademi sarıp namazlarımı kaza yapıp rabimde den hakkımdan hayırlısını istedim.Saate baktığımda 10 du Evde benden başka kimse yoktu Erkan halen gelmemişti. Gerçi gelmez bu gece heralde sonuçta sevgilisinin yanında gitmişti.
Saat sanki durmuş gitmiyordu.
Bugün çok uyuduğum için uykumda yoktu, bende öylece boş boş televizyonu seyrediyordum ama seyrettiğim den bile bir şey anlamıyordum.
Tekrar saat baktığımda gece 12 olduğunu gördüm. İçimde de anlamsız bir sıkıntı vardı sanki.
Biraz hava almak için arka bahçeye çıkıp çardakta oturdum.
Evde durmak ruhumu daraltıyordu...
Dün geceyi düşündüm hiç bir şey hatırlamıyorum sadece hatırladığım Erkan başım dan aşağı buz gibi sus tutup sonra uyumuştu.'Ben nasil bir evliliğe mecbur bırakıldım'diye kendi kendime söylendim.
Babam beni üç kuruş için yakmıştı.
Şimdi kim bilir kimlerle geziyor, ne yapıyor babam ama ben ise hiç tanımadığım bir adamın evinde tıpkı bir besleme gibi yaşıyordum.Çok zoruma gidiyordu böyle kimsesiz kalmak. Arkamda beni savunan, bana destek veren kimsem yoktu. Oysa Annem olaydı bana kol kanat gererdi. Beni asla bunlara vermezdi, babama bile karşı gelip beni sarıp sarmalardı.
Annesizlik ne zormuş her geçen gün ona olan özlemim daha çok büyüyordu.
Onun yokluğunu şimdi daha iyi anlar olmuştum.Bir gün işe gitmek için evden çıkarken karşı komşu Nermin Annesini huzur evine götürdüğünü gördüğümde oturup ağlamıştım. Ben anneme öyle hasretken o annesine bakmak istemeyip götürüp bırakmıştı. Beni gören Melahat teyze yanıma gelip oturup konuşmuştu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
Teen FictionZorla yapılan bir evlilik ve içinde her şeye rağmen mutluluk arayan Zübeyde'nin aşkı ve acı geçmişi ile verdiği çabayı okumaya hazırsanız bekleriz...