Erkan'dan
Hiç beklemediğim bir anda hayatıma girmişti.
Sadece hayatıma değil ruhumada girmişti.
Hayatımda, ruhumda nereye koyacağımı bilmiyordum.
Onu görmezden gelip, yokmuş gibi davranmıştım ama sadece kendimi kandırmıştım. Meğersem o sadece hayatım, ruhum değil nefesimde olmuştu ve o gidince hayatım, ruhum, nefesim de onunla birlikte gitmişti.Mahkeme bizi boşadığı gün elimden hiç bir şey gelmemişti. Sedef benim kasada sakladığım o sözleşmeyi bulup getirdiğin de o an anlamıştım artık yapacak hiç bir şeyin kalmadığını. Sadece susup benim için, bizim için verilen kararı duymaktan başka.
Mahkeme bizi boşandıktan sonra Zübeyde'ye mutlu musun? Diye sormuştum.
Oda olacağını söyleyip gitmişti. Sözleri mutlu olacağını söylerken gözleri tam tersi acı ve hüzün doluydu.
Zaten en son gördüğüm günde o gündü. Evine gidip onu görmeye ihtiyacım varken benden, bu şehirden gittiğini ve banada sadece bir yabancıymışım gibi sadece not bırakmıştı.Zübeyde'nin gidişi beni bir ölüden farksız etmemişti. Avucumda sürekli bana bıraktığı not okuyup duruyordum. Her bir sözü, he bir kelimesini harfi, harfine ezberlemiştim. O günden sonra onu aramadığım yer, gitmediğim yer kalmamıştım. Sanki buhar olup uçmuştu. Ona dair tek bir iz yoktu.
Bu nasıl oluyordu bilmiyorum. Şehir dışına çıktıysa bile çıktığına dair ne uçak bileti, neden otobüs bileti vardı. Yollarda ki mobese kameralarına bile baktırmıştım ama onlar bile silinmişti ve ondan iz yoktu.
Biri onu benden uzaklaştırmak için koruyordu farkındayım ama kim?
Nasıl olur benim bu kadar uğraşmama rağmen ondan iz bulunmaz? Her kim koruyorsa çok fazla güçlü olan biri olduğu çok belliydi.
Başlarda Demir olduğunu düşünmüştüm ama onun olmadığını öğrenmiştim...
Şimdi ise yolda tekrar Demir ve Vera'nın evine gidiyorum. Nerde olduklarını bildiklerini çok iyi biliyorum. Çünkü Vera ilk başlarda Zübeyde'den haber alamayınca, onu bulamayınca çok fazla endişelenmişti ve Demir'e bulmasını söylemişti. Şimdi ise çok rahat olduğuna göre yerini biliyordu.
Arabayı hızlıca evin önünde park edip hemen arabadan indim.
Hızlı adımlarla evin kapısına gelip kapıyı çaldım.
Bir süre sonra kapı açılınca kapıyı evin çalışanı açmıştı.
Ona hiç bir şey demeden direkt salona geçtiğim de Vera ve Demir de oturuyordu."Merhaba"dediğim de ikiside hemen ayağa kalkmıştı.
"Erkan"diye bıkmış bir şekilde konuşmuştu Demir.
Sanki sesiyle gene neden geldin diye soruyordu.
"Son kez sormaya geldim"diye konuşmuştum.
"Bizden öğrenebileceğin bir şey yok"diyip bana doğru biraz daha yaklaşıp tam karşımda durmuştu.
"Demir aynı durumda sen ola bilirdin. Ve sen Vera'yı bu kadar çok severken beni anlamalısın. Unutma onuda sen zorla kaçırmıştı ve sende gidecek, seni bırakacak diye deli gibi korkuyordun. Şimdi bunları yaşayan bir adam neden beni anlamıyor? Ben ona deli gibi aşığım onu çok seviyorum."diye konuştuğum da Demir bakışları Vera'ya çevirip bir süre ona bakıp yeniden bakışlarını bana çevirdi.
"Haklısın onu kaybetmekten deli gibi korktum ve halende korkuyorum ama sen Zübeyde'ye çok büyük acılar yaşattın.... Lan oğlum sen onu başka bir kadınla aldattın bu hangi aşka, hangi sevgiye sığar"diye Demir ağır sözlerini bir bir söylediğin de bir kez daha kendimden nefret etmiştim. Haklıydı söylediklerinden ama ben de çok pişmandım. Ve neden hiç kimse benim pişmanlığımı görmüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
Teen FictionZorla yapılan bir evlilik ve içinde her şeye rağmen mutluluk arayan Zübeyde'nin aşkı ve acı geçmişi ile verdiği çabayı okumaya hazırsanız bekleriz...