Zübeyde' den
Zor da olsa bir şekilde ayakta kalmaya çalışıyordum. Hayata tutunmaktan başka çarem olmadığını biliyordum.
Sesiz, sakin bir şekilde her gün düzenli olarak işe gidip geliyordum.
Erkan'la ise aramızda hiç bir sorun yoktu. İkimiz de bir birimizle fazla konuşmuyorduk. Gerçi ben onunla pek konuşmak istemiyordum.Öyle garip hissediyordum ki kendimi sanki hayatım da kimseyi artık istemiyordum. Yalnız olmak istiyordum.
Ama bu süre boyunca bana Erkan destek olmaya çalıştı ne kadar onu ben istemesemde bir şekilde destek olmaya çalışıyordu. Belki bu da bir oyundur, belki bu da beni kullanmak için bir planıdır bilmiyorum.
Önüm deki son kalan tasarımları da onayladıktan sonra çantamı alıp iş yerinden çıktım. Bugün erken çıkmak istiyordum. Evde biraz kalmak istiyordum.
Hemen taksiye binip başımı cama yaslayarak yolu izlemeye başladım.
Akıp giden yola bakıyordum ama ne gördüğümü bile farkında değildim. Beynim sanki artık donmuş gibiydi. Ne yaptığımı bile bilmiyordum..
Aradan geçen yarım saatin sonunda eve gele bilmiştim. Taksici durunca ücreti ödeyip arabadan indim.
Çantamdan anahtarı çıkartı eve girdim. Etrafta görünür de kimse yoktu.
Hanife ablada yoktu sanki.
Kimsenin olmaması iyi olmuştu biraz tek kalmak iyi gelecekti banada.
Üzerimi değiştirmek için üst katta ki odama çıkmaya başladım.
Belki bir duş aldıktan sonra yemek yapardım.
Odamın önüne geldiğim de kapıyı açıp içeriye girdigim de gördüğüm şeyle kala kaldım.Bu kadarı olmazdı. Şuan kesin beynim bana bir oyun oynuyordu. Bu gerçek olmaz. Ben yanlış görüyorum...
Çünkü eğer doğru görüyorsam benim odamda, benim yatağım da Erkan bir kadınla birlikteydi...Ben şok olmuş gözlerle onlara bakarken Erkan beni görünce hemen yataktan şimşek hızıyla çıkmıştı. Benim görmeyi beklemediği çok açıktı. Şaşkın bir şekilde bana bakıyordu.
"Zübeyde"diye sorduğunda yüzümü buruşturup bir ona birde halen benim yatağımda uzanan kadına bakıyordum.
Bu nasıl bir iğrençlik, nasıl aşağılık bir şey?
Bir insan nasıl bu kadar karaktersiz nasıl bu kadar iğrenç olmayı başarıyor?"Sen iğrenç herifin tekisin"diye iğrenerek söyleyip hemen odadan çıkıp merdivenlerden inmeye başladım.
Daha fazla bu adamla aynı evin içinde yaşayamazdım. Bu kadar karakter yoksunu biriyle aynı evde bunca zaman nasıl kaldım ben?"Zübeyde"diye Erkan bağırmasına rağmen durmadım hemen üzerimi giyinip gitmek istiyordum burdan.
Birde utanmadan halen bana sesleniyordu. İsmimi bile söylemesinden iğreniyordum.Tamam belki gerçek anlamda karı koca değildik. Ama ne olursa olsun bunca zaman bir şeyler paylaştık insan biraz da olsa buna saygı duyardı. Hem ayrılmamıza zaten 18 gün kalmıştı insan en azında boşanan kadar beklerdi.
Daha fazla bu iğrençliğe dayanmayacağım dış kapıyı açıp tam çıkacakken kolumdan tutulmamla olduğum yerde kaldım.
Dönüp baktığımda beni tutan Erkan'dı"Nereye gidiyorsun"diye sorduğunda hemen kolumu onun elinden kurtardım. Bu adamın bana dokunmasını istemiyordum.
"Sana ne? Sen git yarın kalan işini tamamla"diye bir anda kendimi kaybederek bağırarak konuşunca ne dediğimin bile farkında değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
Teen FictionZorla yapılan bir evlilik ve içinde her şeye rağmen mutluluk arayan Zübeyde'nin aşkı ve acı geçmişi ile verdiği çabayı okumaya hazırsanız bekleriz...