İnstagram Tugceakbba
Keyifli okumalar.
6.bölüm-Siyah ve beyaz
Kalp neden bu kadar bağımsız ve özgür yaşamayı seviyor?
Neden sana sormadan, seni umursamadan birini gördüğünde patlayacak şekilde çarpıp ona aşık oluyor?
Bu haksızlık değil mi? Senin de kalbinin atacağı kişiyi seçme veyahut atacağı kişiden haberinin olması gerekmiyor mu?
Yapmıyordu kendi seçip, kendisi ona atıyordu sen ise sadece kulaklarını sağır eden o sesi her bir hücreyle hissediyor, duyuyorsun.
Karşımda duran yeşil seccadesin üzerine de oturan ve bana bakan adamı gördüğüm o anda iste kalbim benden bağımsız hızlıca atmaya başlamıştı.
Öyle hızlı ve sesli atıyordu ki şuan bana bakan bu adamın bu sesi duymasında deli gibi korkuyordum.
'Hey kalbim kendine sahip çık' diyerek ona komut vermeye çalışıyordum ama o kesinlikle benim dinlemiyor ve aynı hızla atmaya devam ediyordu."İyi misiniz?" Bir kez daha Cihan bey konuştuğun da artık cevap vermem gerektiğini biliyordum ama veremiyordum ve susmaya devam ediyordum.
Neden böyle olmuştu, neden beni dinlemiyordu bu kalp?
Ben donmuş bir şekilde, sırtımı kapıya dayamış halde dururken Cihan beyde, oturmuş olduğu seccadeden kalkıp ve seccadesini katlayıp ayakta bu kez bana bakarken "Bir sorun mu var?" Diyerek kaşlarını kaldırarak sorduğun da bu kez, ne yaptığımın şimdi farkına varınca, hızlıca bakışlarımı ondan çekip "Hayır yanlışlıkla girdim ben kusura bakmayın." Diyerek ve Cihan beyin konuşmasına fırsat bile vermeden girmiş olduğum o kapıdan aynı hızlıca ayrılıp çıktım.
Odadan çıktığım etrafta kimse yoktu ve ben bu kez o çıkmış olduğum kapıya sırtımı dayatarak elimi kalbime koyarak onun susmasını beklemedim.
Ama o çok hızlı atıyordu ve benim dizlerimde derman bile kalmamıştı. Neden böyle olmuştu ve en önemlisi ben nasıl olurda böyle pervasızca bir hareket yapıp odaya girerim? Çok utanmıştım?
Atan kalbimin sesini duyuyor oluşundan, izinsiz odasına girdiğin için, ve alık, alık adamın suratına baktığım için hepsinde utanmıştım.
Daha fazla burada durup kendimi utandıracak bir duruma sokmamak için hızlıca o kapının önünden de ayrılıp Vera'nın yanına gittim.
Belki bu deli, hoyrat kalbim biraz kendine gelirdi o sırada...
***
Günler çok acımasızdı, sormadan hızlı bir şekilde akıp gidiyordu.
Oysa belki ben belki sadece bir günde kalmak ve onu uzun uzun yaşamak isteyeceğim ama yok o acımasızca gelip geçiyordu. O bize değil biz ona ayak uydurmak zorunda kalıyorduk.
Tıpkı bizim küçük, canımız olan Liya öleli on beş gün olduğu gibi ve ben tam on beşin gündür İstanbul'daydım.
Bir daha dönemem dediğim bu şehirde tam on beş gün kalmıştım. Çok hızlı geçmişti günler ve benim artık burada son günlerimdi.
Nasıl geçmişti, nasıl bitmişti? Bilmiyorum sanki daha dün gelmişim gibi hissediyordum ama iki haftadır buradaydım.Bu sürede elbette ki sürekli Vera ile geçirmiştim ve oda birazda olsa toparlanmış, kendine gelmişti. Zaten onun artık iyi olduğunu toparlandığını gördüğüm için gidiyordum yoksa onu asla bırakıp gitmezdim.
Gazel ile kaldığımız otelde birlikte ayrılmıştık. O burada olan bir kaç arkadaşları ile görüşecek bende hastaneye gitmek için çıkmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
Teen FictionZorla yapılan bir evlilik ve içinde her şeye rağmen mutluluk arayan Zübeyde'nin aşkı ve acı geçmişi ile verdiği çabayı okumaya hazırsanız bekleriz...