Şaşkın bir şekilde Cesura bakarken o halen eli saçında, saçını sıkıyordu. sanki neden geldiğini bilmiyormuş gibi sıkıntılı duruyordu.
"Cesur? Bir şey mi oldu neden geldin?"Diye sorduğum da derin bir nefes verdi ve daha sonra saçında olan elini indirdi. sıkıntılıydı.
"Bugün Veralar da seni öyle, yüzün kızarmış görünce merak ettim"diyip daha sonra tekrar derin bir nefes verdiğin de ben şaşkındım. Beni merak ettiği için mi gelmişti yani? Yok canım, şuan kesin yanlış duydum ben.
"Beni merak ettin?"diye emin olmak isteyip tekrar sormak istemiştim. Kulaklarımın yanlış duymuş olmasından korkuyordum. çünkü Cesur'un beni merak edip gelmiş olmasına ihtimal veremiyordum.
"Evet seni merak ettim."dediğinde bir süre sustum. Ne diyeceğimi bilmiyordum, şaşkındım.
Bir süre aramızda sessizlik olduktan sonra o sessizliği bozan ben olmuştum.
"Neden?"diye sordum. O ise bir kez daha sağ elini saçına daldırıp daha sonra başını iki yana salladı.
"Bilmiyorum"diye kısık bir sesle cevap verdiğin de bende başımı aşağı yukarı salladım.
"İyiyim ben, merak etmene gerek yoktu ama yinede sağ ol, zahmet etmişsin buraya kadar"dedim de Cesur halen üzerinde olan sıkıntıyı atamamıştı.
"Sen iyi ol da, zahmeti hiç önemli değil"dediğin de kaşlarım bir yay misali gibi yukarıya kalkmıştı.
Cesur bugün bir tuhaftı ve ben onu anlayamıyordum.
Ne demek istiyordu bilmiyordum."Neyse ben gideyim artık"diyip arkasını dönüp gittiğin de ben kalmıştım. Bir şey söylememe fırsat bile vermeyip, gitmişti.
Ben ise bir süre boş apartman merdivenlerine bakıp, daha sonra içeriye girip kapıyı kapattığım da, kızların gülerek bana baktıklarını gördüm.
"Hayırdır siz neye gülüyorsunuz?"diye sorduğum da Zeynep el işaretiyle bir şeyler anlatıp gülünce Zahide de ona katılmıştı.
İşaret dilini çok anlamasam da Zeynep sayesinde bir kaç şey öğrenmiştim.
Şuan ben ne dediğini anlamadığım için Zahide anlayıp gülmüştü.
"Ne dedi Zeynep"dediğim de Zahide gülmesini durdurup konuştu.
"Zeynep diyor ki bu Cesur seni seviyor"dediğin de Zahide gözlerim kocaman açılarak onlara baktım.
Ne saçmalıyorlardı bu kızlar böyle?
Asla öyle bir şey olamazdı, nereden çıkarmışlardı bunu böyle?
"Saçmalamayın! Daha neler, yok öyle bir şey ve olamazda"diyip mutfağa doğru gidip bir yandan da konuşmaya devam ediyordum.
"Nereden çıkartıyorsunuz böyle şeyleri? Adam sadece insanlık olsun diye merak edip gelmiş ve siz bundan bir anlamı çıkartıyorsunuz hemen. Ayrıca sevmek nedir ben ve Cesur, yok canım daha neler. Abartınız gerçekten."diyip konuşmaya devam ederken arkamdan kızların kahkaha sesini duyunca arkama doğru dönüp ellerimi belime koyup onlara baktım.
"Siz neye gülüyorsunuz gene"dediğim
"Abla neden sinirlendin sen? Hem kötümü olur Cesur yakışıklı ee sende maşallah çok güzelsin, e sen bekar, adam bekar valla çok yakışırsınız."dediğin de Zahide, Zeynep de evet der gibi başını aşağı, yukarı salladı.
Ben ise belim de olan elimi aşağı indirip bir kez daha şok için de kızlara baktım.
Delirmiş olmalılar bunlar, yoksa bu konuşmalarının başka türlü bir açıklaması olamaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
Teen FictionZorla yapılan bir evlilik ve içinde her şeye rağmen mutluluk arayan Zübeyde'nin aşkı ve acı geçmişi ile verdiği çabayı okumaya hazırsanız bekleriz...