4.bölüm
Ölü
Bu hayata kaç insan öldü bildiği kişiyi karasında görür?
Kaç insan, geçmişinin toprak altında değilde, karşısında görür?
Ben yaşamamıştım, bu duyguyu ama yaşatmıştım.
O yaşatmamıştı ama yaşıyordu.
Nasıl bir duygu, nasıl bir acı bilmiyordum? Şuan bildiğim duygu, beni saran duygu korku ve utançtı.Yakalanmış olduğum için korkuyordum, herkesi kandırmış olduğum için ise utanıyordum.
Şuan karşımda o vardı.Erkan vardı.
Bir gün olurda dönersem ve biz karşılaşırsak ne yaparım, ne yapar diye çok düşünmüştüm ve sonunda ise benim susmam, Erkan'ı bana bağırıp hesap sorması ile sonlanıyordu düşüncelerim.
Yıllardır bana yaşattığı şeyler bunlardan ibaret olmuştu. Beni dinlemeden, sormadan hep kırıp geçmişti ve bugün de diğerinden farklı olmayacaktır.
Utançlığın verdiği duyguyla bakışlarımı, bakışlarına tuttuğum da o anda farklı bir yere ışıklanmış gibi oldum. Çünkü o gözler hem çok tanıdık hem çok yabancı. O tanıdıktı ama, bu bakışlar çok yabancıydı. Bana baktığı zamanlarda hiç o gözlerde görmediğim farklı bir bakış vardı.
Oysa ki o yeşil gözler, uzun kirpikler, çekik göz çevresi çok tanıdık ama bu bakış çok yabancı.
Bana yabancıymışım gibi bakıyordu.
Sanki beni hiç tanımıyor, hiç tanımamış gibi.
Neydi bu bakışın sebebi? Yoksa beni hatırlamayacak kadar çabuk mu unutmuştu?
Oysa ki o gözlerde şaşkınlık, korku, öfke, olmasını beklerdim, yabancılık değil.
Sonuçta karşısında baktığı kişi ölü bildiği kişiydi, hiç tanımadığı biri değil.
Yılar önce de hep yaptığı gibi gözlerini, yine gözlerimi kilitlediğin de bende aynı şekilde, kendime engel olamayıp gözlerine bakıyordum. Ve o anda herkes, her şey silinmiş, sesler susmuş, etraf bulanıklaşmıştı da sadece o ve ben kalmıştık.
Yıllar sonra sadece o ve ben.
Yıllar sonra Erkan ve Zübeyde bir araya gelmişti.
Onu görmemle yıllar önce hep hissettiğim o hissi, hissettim. Boğazıma dizilen yumrukları. Ve yine benim nefes almam izin vermiyorlardı. Benim ciğerlerime nefes gitmesine onlar izin vermedikçe canım açıyordu.
Zaten bedenimi saran korku ve utanç duygusu varken, birde can yakan bu duyguya yer vermek istemiyorum.
Erkan'ın karşısında utandığım için, annesinin en değerli eşyasını kırmışta suçluymuşum gibi duran küçük bir kız gibi duruyordum. Yada süt dökmüş kedi gibi hissediyordum kendimi.
Sanırım bu suçlu gibi hissetmemin tek sebebi onu kandırdığımı düşünmem di.
Sonuçta herkesi kandırmıştım kendim için sahte bir mezar bile yaptırmıştım ve karşımda yalanımı öğrenen kişi duruyordu, farklı bir duygu hissedemezdim ki.
Suçluluk hissiyle alt dudağımı dişlerimin arasına alıp ısırırken, gözlerini gözlerimden ayırmadan halen bakmaya devam ediyordu.
Aramızda ki bu sessizliği kim bozacak bilmiyordum ama ilk bozan ben olmayacağım kesindi. Çünkü şuan söyleyecek bir sözüm yoktu. Açıklama yapmalı mıyım onun bile bilmiyorum.
Hem galiba benden açıklama bekleyen biride yoktu karşımda.
Çünkü cümleler sustuğu gibi, gözler susmuştu ve birbirine bakan bu gözler, yabancı bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
Teen FictionZorla yapılan bir evlilik ve içinde her şeye rağmen mutluluk arayan Zübeyde'nin aşkı ve acı geçmişi ile verdiği çabayı okumaya hazırsanız bekleriz...