36.bölüm(LİYA)

6K 447 100
                                    

Bana bu hayata bir şey öğreten hiç bir zaman olmadı. Neyi öğrendiysem, ben kendi çabalarımla öğrendim.
Bugüne gelebildiysem, kendi çabamla geldim. Birilerinin yardımıyla gelmedim.

Küçük yaşta Annemi kaybettiğim için, bana yol gösteremedi. Bir babam vardı, oda olmasaydı keşke. Çünkü bana yaptıklarının halen bedelini ödüyordum, hemde en ağır şekilde.

Ben bu cezanın bedelini, yüreğim ile ödedim. Beni kurban olarak o adamların önüne attığın da babam, ürkek bir kuş gibiydim.
Titriyordum, korkudan kalp atışlarım bedenimin dışından belli oluyordu.

Ya sonuç ne oldu? O ürkek kuşun, umutlarla onlara sığınan kuşu, acımasızca kanadını kırıp can çekişini izlediler.

Şimdi ben de onlardan köşe bucak kaçıyorum çünkü yüreğim de deli bir nefret vardı onlara ve en çokta Erkan'a

Birde bana bunları yaşatan insanın, sanki halen üzerimde bir hükmü varmış gibi, hesap sormasıda ayrı bir beni deli ediyordu...

Yine Erkan'ı yok sayarak hayatıma devam ediyordum.

Bu sabah işe gitmeyip Vera'nın yanına gidecektim.
Erken den kalkıp kahvaltımı yaptıktan sonra, üzerimi değiştirip çıktım evden.

Vera 1 haftadır hastaneden çıkmıştı ve evdeydi bende akşamları iş çıkışı gidip yanında bir kaç saat kalıyordum. Ama bugün bütün gün cimcime ile olmak istediğim için işe gitmemiştim.

Çarşının içinde dolanıp bebek mağazalarını gezip küçük Liya için eşya bakıyordum.

O kadar güzel çocuk eşyaları vardı ki insan hepsini almak istiyordu.
Çeşit, çeşit etekler, tokalar, elbiseler vardı ve ben hapsinden almak isiyordum.

Liya bu bir haftada öyle bir içime işlemişti ki, ancak öz evladı olsa bir insan bu kadar seve bilirdi.

Her akşam iş çıkışnı dört gözle bekleyip hemen yanına gidiyordum.

Sağ olsun Vera da ne zaman gitsem hep bana veriyordu.

Biraz daha bir şeyeler aldıktan sonra doğru Vera gile gitmek için dolmuşa binip evlerine gelmiştim.

Bahçe kapısını güvenlik açtıktan sonra evin zilini çaldığım da kapıyı, çalışan abla açmıştı.

Selam verip salona gectiğim de evde Demir abi ve Vera vardı.

"Yine ben geldim"dediğim ikiside bana gülerek baktı.

"Hoş geldim canım"dedi Vera

"Hoş geldin"diye Demir abi de demişti.

"Hoş buldum. Umarım rahatsız etmiyorum dur?"diye çekinerek konuşup yanlarına gelip oturdum.

"Saçmalama o nasıl söz? Her zaman buranın sonuna kadar kapıları sana açık. Ayrıca insan kendi evine rahatsızlık verir mi"diye kaşlarını çatarak konuştu Vera

Bana her zaman gerçekten kardeşleri gibi davransalar da yinede rahatsız etmek istemiyordum ama Liya için dayanamayıp geliyorum işte.

"Biz seni öz kardeşimiz olarak gördük ve burası senin evin ama eğer sen bizi abin, ablan olarak görmeyip ve bu evde misafir gibi durmak istiyorsan onada bir şey diyemeyiz"diye Demir abide konuştu.

"Yok olurmu öyle şey, siz benim bu hayata olan tek ailemsiniz"dedim bana alınmalarını, kırılmalarını asla istemiyordum. Onlar bana en zor zamanım da kol kanat germişlerdi, haklarını asla ödeyemezdim.

Hemen yanımda duran poşetleri elime alıp konuşmaya devam ettim.

"Bunları Liya'ya aldım"dedim

"Canım ne zahmet ettin. Bir sürü şey almışsın"dediğin de Vera, Demir abi poşetleri elimden alıp kızı için olan eşyalara heycanlı bir şekilde bakmaya başladı. Demir abinin kızına olan sevgisi gözlerinden belli oluyordu.

DİLHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin