Vera'nın söyledikleriyle iyice aklım karışmıştı. Kimdi ve neden bana yardım ediyordu? Bilmiyorum
Vera'ya olanlarla ilgili çok bir şey dememiştim ve ona kesinlikle nerde olduğumu Erkan'a söylememesini söyleyip yeniden telefonu tamamen kapatmıştım.
Bir süre öylece annemin yatağında oturmuş olanları düşünüyordum.
Beni koruyan biri vardı ama bu beni sebepsizce korkutuyordu.
Ne gibi bir amacı vardı beni korumak için?
Benden ne istiyordu?
Beynimde cevabını bulamadığım sorularla cebelleşirken telefonu çantama yeniden koyacakken bu kez gözüme çantamda ki kağıt dikkatimi çekmişti.
Çantamdan çıkartıp okumaya başladığım da bu kağıtın mahkeme günü adliyeye giderken kapımın önünde bulmuştum.
O karmaşada tamamen unutmuştum bunu. Açıp okumaya başladım tekrar.
°Uzaktan sevmek daha güzeldir bazen..."Ne incitir, ne acıtır. Ne yaralar, ne kanatır...Gözlerinle görmediğin ama sesini duyduğun, varlığıyla huzur bulduğun bir denizin yakınında yürümek gibidir böyle sevmek..."Uzaktan sevmek en güzelidir bazen... ELİF ŞAFAK.°
Kim bırakmıştı ki bunu?
Ne demek istiyordu bu sözlerle?
Yoksa bunu bırakan kişi beni koruyan kişiyle aynı kişimi?
Beni uzaktan izlediğinimi söylüyor bu sözlerle?
Ne incitir, ne acıtır diyordu. Yoksa yaşadığım acılarımı anlatıyor?
Ne kadar aklım kabul etmemek için çırpınsa da genede ufakta olsa geliyor aklıma yoksa bunu yazan kişi bana aşık olduğunu mu söylüyor? Yokya daha neler iyice düşüne düşüne saçmaladım.
Hemen hızlıca elimde ki kağıdı da tekrar çantama koyup odadan çıktım.
Anneannemde komşudan gelmişti ve birlikte akşam için bir şeyeler hazırladık.
Önce dedeme yedirdik yemeğini daha sonrada Anneannemle birlikte ikimiz güzelce yemeğimizi yedik.
Hava tamamen kararmıştı ve ben muğlayı birde gece görmek istediğim için, hemde biraz hava almak için balkona çıktım.
Biraz soğuk olmasına rağmen genede rahatlatıcı bir havası vardı. Çiğerlerime temiz havayı doya doya çektim.
Gözlerim kapalı temiz havayı içime çekerken kulağıma bir saz sesi gelince bakışlarımı etrafta gezdirdim ve ileride kaldırıma oturmuş etrafında da bir kaç kişi dizilmiş bir adam gördüm.
Kulak verip çaldığı şarkıyı dinlemeye başladım. Çok güzel ve kalpten çalıyordu.
Hem çalıp hem söylüyordu.
Ben onu dinlerken Anneannemde yanıma gelip sandalyeye oturmuştu. Bende onunla beraber oturdum.Şarkıyı buradan açın lütfen
"Anneanne kim bu adam? Çok büyük bir derdi varmış gibi çok içten söylüyor ve çalıyor"dedim merakla
"O bizim Osman'ın oğlu Ahmet gerçekten de çok büyük derdi var. Bir kıza sevdalandı, kızla ikisi uzun zaman bir birbirlerine sevdalıydı ama kızın babası olacak zalim kızını vermedi Ahmete.... gel zaman git zaman derken kızla oğlan birbirlerin den hiç vazgeçmediler. Ama en son kızın babası, kızı başka bir adama zorla verdi. Kız ne kadar evlenmemek için dirensede genede babası zorla verdi. Kız kalbinde Ahmetin aşkıyla başkasının karısı oldu.
Geriye de aha bu içi yanık, tükenmiş Ahmeti bıraktı"dediğin de anneannem o anda göz yaşlarım bende bağımsız akıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
Teen FictionZorla yapılan bir evlilik ve içinde her şeye rağmen mutluluk arayan Zübeyde'nin aşkı ve acı geçmişi ile verdiği çabayı okumaya hazırsanız bekleriz...