Hayatım artık tam anlamıyla değişmişti. Beni sevemeyen bir adamla ömür geçirmeye çalışacaktım.
Nikah olduğunda beri Erkan eve gelmemişti. Ben ise bana ayrılan odada kalıyordum bir an olsun bu odada çıkmak istemiyorum.Beynimde sürekli Erkan'ın nikahtan sonra söylediği sözler dönüp duruyordu.
"Sana hiç bir zaman eş olmayacağım senin gibi para göz bir kız benim eşim olamaz. Sende kendini bu evliliğe fazla kaptırma en kısa zamanda senden kurtulacağım.... para göz" deyişi bir an olsun çıkmıyordu beynimden. Bana neden böyle bir şey dediğini de bilmiyorum.
Oysa benim onun parasının 1 lirasın da bile gözüm yok ki.
Asla da olmaz. Peki ona bunu düşündüren ne?Allah'ım artık düşünmekten beynim uyuşmuş gibi hissediyordum. Rabbim sen bana bir çıkış yolu göster tanımadığım bilmediğim bu adam dan beni koru... Bu ev bu hayat bana çok yabancı. Kendimi tam anlamıyla kimsesiz hissediyordum. Hayatının bu denli değiştiğine gerçekten inanamıyorum daha 1 hafta öncesine kadar işime gidiyordum arkadaşlarımla beraberdim.
Şimdi ise beni istemeyen bir adamla evli ve onun evinde kalıyorum buna inanmak çok zor.
Ve ben şuan kaldığım odanın camın önünde olan koltuğa oturmuş etrafı izliyordum.
Her yer yem yeşil ormanlık bir yer. Etrafta ise en fazla gözüken 3 ev vardı onlar ise boştu.
Burası oldukça ıssız bir yer.
Yani Erkan beni burada öldürse kimse beni burada bulamaz bile. Bir araba bile geçmiyordu çünkü.İnsan neden böyle bir yerde yaşamak ister ki yani beni eski kaldığım ev sokak arası bir mahalleydi oldukça güzel şirin bir mahalleydi.
Etrafta çocuk sesleri, kapı önlerinde oturup çekirdek çitleyen teyzeler, kahve önünde oturup arkadaşlarıyla tavla oynayan amcalar vardı.
Burada ise incin top oynuyor.Yılardır öyle bir mahallede yaşayıp sonra böyle bir yerde olmak bana ürkütücü geliyordu işte.
Ben öylece etrafı seyretmeye devam ediyorken birden kaldığım odanın kapısı tıklatıldı.
"Aşağıya gel konuşacağız" diye bağırınca bu sesin Erkan olduğunu anlamıştım.
Peki beni neden çağıyor ki? Ne konuşacak?Ama ben şuan onunla konuşmak falan istemiyorum. Ondan gerçekten korkuyordum gözleriyle sanki öldüre bilse direk beni öldürürmüş gibi bakıyordu. Onu tanımadığım halde bu derece korkmam normal mi?
Erkan beni çağırdığında beri oda da bir sağa bir sola dönüp sol elimin baş parmağımın tırnağını yiyordum. Üzerim de stres ve koku vardı. Ne diyecek ne yapacak onunla konuşmak istemiyorum ama ben..
Halen odada öylece dönüp dururken birden kaldığım odanın kapısı sert bir şekilde açılınca yerimde birden irkildim.Kapıda bana kızgın gözlerle bakan Erkan'ı da görünce şuan yaşadığım korkunun iki katını yaşıyordum. Bu nasıl bir bakış böyle ne istiyor bu adam benden?
"Kaç saattir ne yapıyorsun burada? Sana aşağıya gel dedim. Sen neyi bekliyorsun burada" diye sinirle bağırınca susup başımı eğdim. Şuan ona senden deli gibi korktuğumdan aşağıya gelemedim diyemezdim.
"Sana bir soru sordum. Neyi bekliyorsun burada?"diye bu kez daha fazla bağırınca susmanın bir işe yaramayacağını anladım.
"G...Geliyordum bende" diye zar zor bulduğum sesle konuştum.
"İn aşağı" diyip kapıyı çarpıp çıkmıştı. Bende içimden bol bol dua edip yavaş adımlarla aşağıya indiğimde salonda koltukta oturan Erkan'ın karşısına geçip oturdum.
Ben kafamı eğmiş bir şekilde dururken o ise basını cama taraf çevirmiş oturuyordu. İkimizde susuyorduk. Benim konuşacak cesaretim yoktu zaten. Sessizlik aynen devam ederken bu sessizliği bozan Erkan oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
Teen FictionZorla yapılan bir evlilik ve içinde her şeye rağmen mutluluk arayan Zübeyde'nin aşkı ve acı geçmişi ile verdiği çabayı okumaya hazırsanız bekleriz...