Sabah erkenden kalkıp Erkan işe gideceği için ona kahvaltı hazırlamaya başlamıştım.
Gerçi boşuna hazırladığımı biliyorum çünkü o hiç bir zaman beni yaptığım yemekleri de kahvaltıyıda yemezdi ama ben genede onun için bir şeyler yapmak istiyordum.Dün gece biz düğünden çıkıp direk kuyumcuya gitmiştik Erkan ben ne kadar istemesemde bana zorla bir alyans almıştı.
Erkanla aramızda hep bir uçurum vardı bunu biliyordum ama dün geceden sonra o uçurum yani aramızdaki mesafe iki katına çıkmıştı. Ben ona yaklaşmaya çalıştıkça o hep beni yok saydı, hep beni görmezden geldi.
Bazen neden beni hiç bir zaman görmeyen, bana karşı hep kör olan o adamı seviyorum diye soruyorum kendime.Belkide onu sevmemin nedeni hiç bir zaman sevgi görmediğim içindir, yani birinin de beni sevmesini istiyorum. Babam benden yılarca nefret etti beni bir malmışım gibi sattı ama bari eşim beni sevsin istedim. Belki de çok şey istiyorumdur. Belkide ben gerçekten sevilmeye layık biri değilimdir.
Babam beni Mustafa beye yani Erkanın babasına verdiğini söylediğinde Mustafa bey benim gözümün önünde bir çanta dolusu parayı babama vermişti.
Babam benim ne istediğimi sormadı bile bana bir düğün bile yapmadı.
Beni bir eşya gibi bir mal gibi vermişti. Ben babamın evinde gelinliğimle çıkamamıştım.
Her genç kızı hayali olan o beyaz gelinliği giyip Anne baba hayır duasını alıp çıkmamıştı o evden.
Dün gece bu yüzden komşumuz benim evlendiğimi duymadığını söylemişti.İlk bu eve geldiğim günü hatırlıyorumda Erkan bana bir böcekmişim gibi iğrenerek bakmıştı.
Bana ilk o an da nikah kıyıldığı gün kulağıma söylediği söz hala kulaklarımda ve bir ömürde öyle olacak."Sana hiç bir zaman eş olmayacağım seni gibi para göz bir kız benim eşim olamaz. Sende kendini bu evliliğe fazla kaptırma en kısa zamanda senden kurtulacağım.... para göz" diyip gitmişti.
O gün anladım ki bu evde de bana hiç bir zaman sevgi yok.
Bana buları yaşayan babamdan nefret ediyorum...
Beni evladı olarak görmeyen babamdan nefret ediyorum.
Beni para uğruna satan babamda nefret ediyorum...
Benim hayalerimi satan babamdan nefret ediyorum...
Benim umutlarımı yıkan Erkan'dan nefret...
Edemiyorum neden edemiyorum. Bana bunları yaşatan adamdan neden nefret edemiyorum. Beni her gece gözümün içine baka baka aldatan adamdan neden nefret edemiyorum.Ben ona nasıl bu kadar kapıldım ben onu nasıl bu denli sevebildim...
Son olarak sofraya çayları getirirken Erkan da kendi odasından çıkmıştı.
Merdivenlerden inerken bende onu izliyordum ama o bana bir saniye bile olsun bakmadı. Sofrada kısa bir bakış atıp dış kapıya doğru yürümeye başlamıştı."Kahvaltı yapmayacak mısın?" Diye sorduğumda beni umursamadan çıkıp gitmişti.
Yine ben tek başıma kalmıştı. Beni yokmuşum gibi görmesi artık canım çok yakıyordur daha ne kadar buna katlana bilirim bilmiyordum.
Erkan gidince benimde iştahım kaçmıştı sofrayı toplayıp. Salona gelip oturup bacaklarımda kendine çekip öylece yerdeki parkeleri seyretmeye başladım.
Kendimi çok yorgun hissediyordum. Bir çıkış yolu arıyordum ama bulamıyorum. Erkandan çok boşanmak istedim ama babası Mustafa bey buna izin vermedi gidecek bir evimde yoktu. Çalışmak isteyince girdiğim bütün kapılarda da boş çevrilmişti. Buna sebep olan ise Mustafa bey.
Onun karşısında bu kadar güçsüz olduğum için kendimden nefret ediyorum aslında ben herkese karşı bu kadar güçsüz olduğum için nefret ediyorum. Bu kadar güçsüz olmak zorundamıyım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
Teen FictionZorla yapılan bir evlilik ve içinde her şeye rağmen mutluluk arayan Zübeyde'nin aşkı ve acı geçmişi ile verdiği çabayı okumaya hazırsanız bekleriz...