Yaşadığımız her şey bir imtihandır. Önemli olan bizim için hazırlanmış olan imtihanı, doğru şekilde atlata bilmektir.
Şuan Erkan'da büyük bir imtihanda geçiyordu ama bu imtihanı nasıl geçer di Allah bilirdi.Erkan'ın cezaevine götürüldüğü haberini aldığım da bir an şaşkınlıktan şok geçirmiştim çünkü kesinlikle onun cezaevine gidebileceğine ihtimal vermiyordum. Ben onun her zaman kurtulacağına, yani suçsuz olduğu ortaya çıkacağına inanıyordum.
Şuan ise ne zaman hazırlandığımı, ne zaman taksiye bile bindiğimi hatırlamadığım bir şekilde Silivri cezaevine gidiyordum. Aklımda ise şuan tek bir soru vardı.
Erkan nasıldı?
Şuan kendini oldukça kötü hissediyor olmalı. Haksızlığa uğraması, yapmadığı bir şey tarafından ceza alması onu kötü hissettiriyordur.
Yol ise bugün ısrarla bitmek bilmiyordu. 1 saattir yolda olmama rağmen halen varamamış olmam beni daha fazla bunaltmıştı.
Yolda sık sık Vera ile konuşmuştum ve onlar çoktan oraya varmışlardı. Herkes Erkan için oraya gitmişti ama ben henüz bir türlü bitmek bilmeyen yoldaydım.
Çok şükür ki 2 saatin sonunda Silivri cezaevinin oraya gelebilmiştim. Taksiciye ücreti ödeyip tam arabadan inerken Cezaevi arabası da gelmişti.
Ben hemen arabadan inerken Erkan da cezaevi arabasından indiriliyordu.
Etraf oldukça kalabalıktı. Erkan'ın tanıdıkları, Annesi, Demir abi, Vera ve bir çok gazeteci vardı.Hızlıca yanlarına doğru koşup, birazda olsa kalabalığı geçip yanlarına varabilmiştim.
Erkan bileğinde kelepçeler ile götürülürken kalabalığın içinde bakışları beni bulmuştu.Aynı şekilde bende ona bakıyordum. Bir insan nasıl olur da bir gecede bu kadar değişebilir di.
Yüzü çökmüş, göz çevreleri morarmış, sakalları uzamış yorgun bir halde duruyordu.
Sanki günlerce uyamamış gibi duruyordu.
Etrafında gazeteciler tarafında ona sorulan soruları, yada yanı başında ağlayan Annesini, destek olmak için konuşan Demir abiyi görmüyor, duymuyor gibiydi. Sadece uzaktan bana bakıyordu. Gözlerinde anlayamadığım garip bir duygu ile.Biraz daha kalabalığı geçip tam yanına varacakken bana arkasını dönüp cezaevinden içeriye girdi ve daha sonra gürültülü bir şekilde Demir kapı herkesin yüzüne aynı anda kapatıldı.
Sanki o anda kapatılan sadece kapılar değildi, Erkan'ın kalbinin kapılarında kapatılmış gibi hissetmiştim.
Sanki Erkan benden kaçıyor gibiydi. Neden bilmiyorum ama o gözlerde bunu görmüştüm. Ben ona gidecekken bana arkasını dönüp gitmesi üzmüştü beni.
Oysa ben onu görmek için gelmiştim buraya ama demek ki o beni görmek istemiyormuş. Yoksa beni mi suçluyordu? Ama ben hiç bir şey yapmamıştım ki. Neydi bu tavrının sebebi?
Üzgün bir şekilde o demir kapıya bakarken kalabalıkta dağılıyordu.
Gazeteciler yavaş yavaş giderken Vera da yanıma gelmişti."Üzülme. Erkan, güçlü biridir ve ne olursa olsun onu kurtaracaklar buradan" bana üzülme demesine rağmen sesinde ki üzüntüyle söylediğin de Vera, demir kapıda olan bakışlarını ona çevirdim. Gözleri buğuluydu belli ki ağlamıştı. Oda Erkan için üzülüyordu. Onun böyle görünce benim de gözlerim buğulanmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN
Teen FictionZorla yapılan bir evlilik ve içinde her şeye rağmen mutluluk arayan Zübeyde'nin aşkı ve acı geçmişi ile verdiği çabayı okumaya hazırsanız bekleriz...