6.bölüm(bisiklet)

11K 656 63
                                    

Sanki bütün dünya sözleşmişler de benim hayatımı mahvetmek ister gibiydi.

Kaç gündür gitmediğim şirket kalmamıştı. Her gittiğimde yerde ismimi, soyismimi duyduklarında işe alamayacaklarını söylüyorlardı.
Mustafa bey gerçektende dedini yapmıştı her yere nasıl haber yolladıysa kimse beni işe almak istemiyordu.

Oysa benim şuan gerçekten işe çok ihtiyacım vardı. Sonuçta 1 yıl sonunda Erkan'dan ayrıldıktan sonra bir düzen kurmam gerekiyordu. Bu 1 yılın sonunda gidecek bir evim bile yoktu. Babam evimizi bile satmıştı.
Ama yok Mustafa bey çalışmama izin vermiyordu.
Resmen bunların kölesi gibi olmuştum.
Sesimi bile çıkaramıyordum. Çünkü ben hiç bir zaman öyle bağırıp, yada kendimi cesaretli bulup, korkusuz bir şekilde kendimi ifade edemiyordum.
Buna en büyük sebep ise babamdı çünkü o her zaman beni ezmeyi terci ettiği için, bende ondan korktuğum için şimdi ne söylense susup kabul ediyordum...
Garip kalmışım içlerin de, kimsesiz Zübeyde olarak yaşıyorum içlerinde.
Tıpkı gurbet düşmüşüm gibiyim.
Çünkü onlarla aramızda gerekten dağlar var ben insanları kırmamak için uğraşırken onlar kırmaktan çekilmiyorlardı.
Babam üç kuruş için beni satıp kendi rahattı için yaşarken benim büyük bir derde atmıştı. Şimdi sudan çıkmış bir balık gibi çırpınıyorum, yaşamak için kedime yol arıyorum.

Bu sabah da umutlu olduğum son şirkete de gittiğimde aynı şekilde alınmayınca artık tamamen umudum kalmamıştı.
Ama daha fazla böyle olmayacak buna bir çare bulacağım sonuçta kendime düzen kurmak zorundayım.
Şimdi ise yolda Erkan'ın yanına şirkete gidiyordum.
Buna bir çare kendisi bulacak sonuçta düşünmesi lazım ayrıldığımız dan sonra benim düzen kurmam gerektiğini bilmesi lazım ve babasıyla konuşmalı. Bu saçma şeye biran önce bir son verdirmeli.

Şirkete 10 dakikalı uzaklıkta olan yerde dolmuş durunca indim ve yürümeye başladım.
Zamanında çalıştığımda kendime birazda olsa biriktirdiğim bir param vardı ve onun kullanıyordum. Bu sebeple çok çarçur etmemek için dolmuşa binmiştim sonuçta bu paranın beni 1 yıl götürmesi lazım gerçi 1 yılda değil 2 aylık evli olduğumuz için geriye 10 ay kalmıştı ve bu paranın da bana yetmesi lazım.
Nede olsa Erkan dan para alacak halim yok ne kadar eşim olsada sonuçta anlaşmalı bir evlilik ve benim ondan hiç bir beklentim yok. Olmazdı da zaten bana sürekli paraya düşkün biriymişim gibi davranıyordu.

Şirkete girip Erkan'ın odasının olduğu 10. Kata çıktığımda kapının önünde olan asistanını gördüğümde şaşırmıştım, çünkü asistanın benim yakın arkadaşım Kader di.

Ona doğru gittiğimde benim gördüğünde hemen ayağa kalktı.

"Zübeyde hoş geldin"diyip sarıldığında bende karşılık verdim.

"Hoş buldum canım..... seni burada asistan olarak beklemiyordum açıkçası"

"Mustafa bey öyle istedi."dediğinde şaşırmıştım kim bilir mustafa bey gene ne peşindeydi.

"Anladım canım. Erkan odasında mı"

"O toplantı odasında birazdan çıkarlar zaten. Gel birlikte bir kahve içelim zaten o zamana kadarda toplantı bitmiş olur"dediğinde peki diyip bilikte onun masanın orda oturduk.

"Eee neler yapıyorsun evlilik nasıl gidiyor.... alışa bildin mi"diye sorduğunda Kader bir süre öyle durdum. Nasıl bir cevap vermem gerektiğini bile bilmiyorum. Zaten şirkete Erkan'la evli olduğumu bilen tek kişi Kader di oda benim yakın arkadaşım olduğu için. Babamın beni zorla verdiğini biliyordu ama para karşılığında sattığını ve Erkan'la sözleşmeli bir evlilik olduğunu bilmiyordu.

"İyi gidiyor alıştım"diye tam cevap verecekken toplantı odasının kapısının açılmasıyla yalan söylemekten kurtulmuştum.

Oda dan ilk Erkan ve arkasında Mustafa beyin sürekli iş yaptığı Zafer bey çıkmıştı.
Birlikte konuşa konuşa gelirken Zafer bey beni gördüğünde gülerek bana doğu geldi.

DİLHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin