Saye- 7.bölüm○ Gidene kal denir mi?

1.7K 101 8
                                    


İntagram Tugceakbba

7.bölüm Gidene kal denir mi?

Yılar değil, asırlar bile geçse,
kaçtığınız şeyden bir şekilde karşılaşıp ve onun ile yüzleşmek zorunda kalıyorsunuz.

Bazı yüzleşmezler acı olurken, bazıları ise huzur oluyordu. Bizimki ne olurdu, nasıl bir kapı açılırdı sonunda bilmiyorum ama ben buna hazır değildim galiba.

Erkan ile yüzleşip ve geçmişi konuşmak bize bir fayda sağlayacağını düşünmüyordum. Sonuçta kolay şeyler yaşanmamıştı ve tekrar her şeyi konuşmak kabuk tutmuş yaraları kanata bilirdi. Ve kanayan yara bir daha kabuk tutamazdı, en azından benim tarafından böyle olurdu.

Kursağıma oturan yumruğun gitmesi için hafifçe yutkunduğumda ise o yumruk gitmediği gibi göğüs kafesimde sancılı bir ağrı da sarmıştı.

Bu duyguları, bu hissi bile hissetmeyeli yıllar olmuştu. Şimdi ise bunları hatırlıyor olmam bana acılı geçmişimi anımsatmıştı.

Kolay bir geçmişim yoktu. Çok fazla acılı ve sancılı bir geçmişti. Yüreğimde bıraktığı yer yer izi kalmış o yaraların açılmasını istemiyordum.

Konuşmak istemiyordum, konuşacak bir şeyimizin olduğunu da düşünmüyordum.
Özelikle bu odada, yapamazdım bunu.

Evet her şey değişmişti ben, Erkan bu oda ve hatta yıllar bile, ama yine de tek değişmeyen şey, ben onun ile hayaller kurduğum bu odada beni aldatmış olduğu gerçeği.
Bu değişmemişti, beni bu odada en acımasız şekilde yaralamıştı.
Unuttum, bitti, geçti, yıllar bile tükendi desem de asla gururum unutmuyordu.

Bir kadın olarak kendi odamda, eşim tarafından aldatılmıştım.

Ha belki sahte bir evlilikti ama sevdiğim gerçeği, ona aşık olduğum bir gerçeği vardı.

Başımı hızlı iki yana olumsuz bir şekilde sallayıp "Gerek yok buna" dedim.

Bir şeyleri konuşmak çare olacağını sanmıyordum. Acılı bir geçmişi yeniden açıp bununla yüzleşmek fayda vermezdi.

Oda bende bir hayat kurmuştuk ve geçmişi konuşmamak gerekiyordu.

"Eğer sen bu eve gelmeseydin, buna gerçekten gerek olmayacaktı ama şimdi var" kapının önünde bir an bile kıpırdamadan konuşmuştu. "Çok uzun süremeyecek, inan bana." Sesi sonra doğru mırıltılı bir şekilde çıkmıştı.
Gelmemi istiyor gibiydi ama sanki oda geçmişi konuşmaktan korkuyor gibiydi.

"Bu iyi bir fikir değil." Avucumda sıkıca tuttuğum mektubu biraz daha sıkınca avucum da buruşmuştu. Sanki ondan güç alıyordum.

"Yaşamadan bilemeyiz. Lütfen çok kısa sürecek, söyleyeceklerimi dinle ve benim bu yıllardır susmak bilmeyen vicdanım rahat etsin."
Bana karşı vicdan azabı mı çekiyordu?

Ne çok bugün bana karşı vicdanını rahatlatmak isteyen kişi vardı.
Önce Gülüş, şimdi Erkan.
Ama benim artık onlara karşı bir kırgınlığım ve ya bir kinim yoktu.

Ben onları geçmişimde ki yılların içine gömmüştüm acılarım ile. Şimdi ise onlara karşı fazlaca hissiz ve duygusuzdum. Sadece şuan ki korkum geçmişi hatırlayıp zorluklarla geçen acılarımın yeniden gün yüzüne çıkmasıdır.

Korkuyordum yeniden o acıları hatırlayıp, hissetmekten.
Evet değişmiştim artık kendimi çok güçlü hissediyordum, kolay, kolay yıkılmayacağımı da biliyordum ama bazı zayıf yanlarımız yine de olabiliyordu, benimde zayıf yanım geçmişimde ki acılarımdı.

DİLHUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin