52- Doğum günü hediyesi.

33.5K 844 220
                                    

Merhaba Sapıkatörlerim! Sınav haftam yaklaşıyor ve biliyorsunuz sınav haftalarımda yb yok. Facebook grubumuza katılmayı unutmayın: Sapıkatör Ailesi (Watty)

Medya da karakterler. Bölüm çoook uzun ve ekşınlı oldu sjsjjsj -anladınız- Geçen bölümde yorum rekorumuzu kırdık. Bu bölümde de bir sürü yorum ve oy isterim! Paragraf aralarınız ve uzun yorumlarınız ilham veriyor, çok seviyorum...

İthaf: EvinPopisii_

Dediğim gibi oy ve yorum isterim, eleştiri isterim.

Böyle, iyi okumalar!

--

Gözlerimi kırpıştırıp, yatakta doğrulmaya çalışıyordum. Ancak başarılı olamıyordum, sanırım karnımda bir öküz oturuyordu. Evet, bu sözde 'deyimin' karşılığı şuan ki durumumdu.

Son bir kez daha kalkamayınca, gözlerimi tamamen açmayı yeni akıl edebilmiştim. Çıplak karnıma başını koymuş Durukan'la karşılaşınca ağzım on metre açılmıştı, çıplak karnım mı? Durukanın kafası mı? Sutyenime utançla bakıp, Durukanın kafasını yastığa yerleştirdim. Allah'tan ki sutyenim yerindeydi. Benim roketler de güvendeydi, tabi.

Usul usul yataktan kalkıp, bacaklarımı önüme serdim. Bacaklarım.. Süt gibiydi maşallah. Bir dakika, yine saçmalamıştım değil mi? Dün geceden kalma bir saçmalıktı bu. Dün gece... Dudağımı ısırıp odanın mini buzdolabına gittim, kendime su doldururken Durukanın uyurken ne kadar masum olduğunu bir kez daha farketmiştim. Oysa dün masum değildi, tamam... Dün sadece birkaç dil darbesi yemiştim. Evet, tişörtsüz olarak. Evet, tamam kesin şunu!

Suyu yudumladım, bugün eve dönme günümüzdü ve işkence tekrar başlayacaktı... Keşke bir hayvan olabilseydim, mesela bir kuş olmak isterdim. Sıcağı da severdim zaten, seve seve göç ederdim. Ya da her ne kadar salakça olsada kargalarla arkadaşlık eder, evlerden nutella çalmalarını izlerdim. Nutellam gelince de bir evin camından hem nutellamı gagalar, hem de Nurellamın yarışmasına bakardım. Maksat, üşengeçlik...

Odaya gelip, saate baktım. Ah, harika! Saat yine 8'di. Oflaya puflaya kendime yeni bir tişört çıkardım, bazı öküzler gibi acımasız değildim ben. Uyumasına izin verirdim bay öküzün. Ayrıca o uyurken, Kerem ve Güneş salağıyla dolaşabilirdim de. Kötü espri saldırısına uğrarsan kendimi karantina altına alırdım, orası ayrı mesele.

"Uyandın mı?"

"Ha?"

Ani duyduğum sesiyle yüzümü hızla ona çevirdim, ayıydı bu çocuk öküzlük bir yana. İnsan bi'konuşmadan haber verir di mi! "Ben konuşacaktım, hazır mısın?" falan derdi!

"Uyandın mı diyorum? Hani şu soru cümlelerinden olan? Lan var ya, sınava hiç çalışmıyorum, senden çok şey biliyorum Aylin."

"Evet, hatta öyle ki ilk doğduğunda doktorların, "Bu çocuk çok zeki, dayanamam ölürüm," diyip beynini patlatmışlar.Bunlar kalan son beyin parçacıkların..."

"Şuan uykulu olmasam öpebilirdim de..."

Dün gece tekrar aklıma gelirken, hızla önüme döndüm. Valizden birkaç kıyafet daha çıkardım, "Neden uyandın?"

"Neden bu kadar çok soru soruyorsun Durukan? Yakında patlayan beyninin nerede olduğunu da sormazsın di mi?"

Gülme sesi çıkarıp, boğuk sesiyle konuştu, "Neden bu kadar çok merak ediyorsun? Yakında bekaretinin nerede olduğunu da sormazsın di mi? "

On metre açılan ağzım ve gözlerimle, hızla ona baktım, bu hiç ama hiç komik değildi. Keremin kötü espri yapmayı gibi bir şeydi bu ya! Ya da tüm gün bana esprilerini dinletmesi gibi...

Sapık!.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin