Medyada yine sevdiğim bir şarkı. Diğer bölüme gelen yorumlarınız tam ısırmalıktı bu arada.
İyi okumalar.
-
"Buraya gel Kerem, bara gideceğiz."
Duyduğum cümlenin şaşkınlığıyla kulaklarım uğuldamaya başlamıştı. Evet... Gerçekten benden vazgeçmişti. Bundan emindim artık. Eski hayatına dönecekti işte. Hani şu sersem, her gece farklı bir kızla yatan tiplere dönecekti. Eskisi gibi. Hadi ama! Bundan bana neydi ki ya!?
"Niye ki?"
Güneşin dudağını ısırıp olanları izlediğini görünce ben de aynısını yaptım. Evet, niye ki? Öhöm! Ne yapıyorsun sen Aylin?
"Gel diyorsam gel!"
"Ayy, götüm."
"Kereem!"
Uyarırcasına söylediği ses tonuyla sessizce ofladım. Dünya onun etrafında dönecek değildi ya! "Sen git, ben gelmeyeceğim. Hem Güneşim var benim... Değil mi Güneş?"
"Hı hı," Dedi Güneş. Sanki benim duymamı istemiyordu.
"Ne halin varsa gör!" deyip odadan çıktı Durukan. Kapının çarpınca çıkardığı sesle irkilip yerimde hopladım. Bu his bana yine bir garip hissettirmişti.
"Ayol bu da hopluyor! Horona merak saldı galiba... Kız Aylin, horoncu mu olacaksın sen kız?"
Benim ve Güneşin kötü bakışları arasında ezilince pufladı, "Tamam be! Dur televizyonu açayım da azıcık izleyelim..."
"Beleşe mi çalışıyor bu?"
Önce yüzüme salak salak baksa da televizyondan bahsettiğimi anlayınca kahkaha attı. Beleje çalışmalıydı, yani zaten külüstürün tekiydi.
"Beleşçi seni! Merak etme ayrı para ödemiyoruz.."
Sesimi çıkarmadım. Az önce kendini daha da belli ettiren hissi yok etmek için kafamı daha başka şeylerle meşgul etmeliydim. Bal reklamı bile izleyebilirim durum o derece ciddiydi. Zaten kumandayı almaya üşendiğim için çoğu zaman izlerdim. Sorun olmazdı ki o yüzden...
"Dur Show TV'ye bakayım..."
Dediği gibi de baktı. Televizyonda şu saçma evlilik programı vardı. Seda Sayan'ın olan... Bana çok saçma gelirdi evlilik programları.
"Değiştir şunu Kerem!"
"Hayır Kerem kalsın, Mustafa var!"
Mustafa kimdi be!?
"Haklısın valla... Son bölümü izledin mi kız sen?"
"Tabi izledim.. Bir bilsen neler oldu neler... Şu kız vardı ya hani.. Yine canlı yayında stüdyoyu terk etti."
"Şimdi ben de seni dünyadan terk ettireceğim Güneş, ha! Ver şunu Kerem.."
"Vermeyeceğim vermeyeceğim benim değil mi-"
"Birincisi senin değil hastanenin. İkincisi, ver şunu!"
İstemeye istemeye kumandayı bana uzattı, "Bak zekandan dolayı veriyorum ha... Yoksa vermem yani. Vermem dedim de.. Oha lan!" Gerçekten şu çocuğun beyninden şüpheliydim.
"Mal!"
Uzanıp aldım elindeki kumandayı. Bakalım güzel bir şeyler var mıydı... Ki olduğunu falan sanmıyordum. Yani 3'te televizyonda ne olabilirdi ki? Oflayarak Keloğlan'ı açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sapık!.
HumorBizim hikayemizin olağanüstü bir güzelliği yoktu. Olağanüstü kişiler, olağanüstü olaylar... Hiçbiri. Ama bizim hikayemizdi ya... Bu en güzeliydi. Bu, o gülünce kalbimin deli gibi çırpınışının, ne kadar kırılırsak kırılalım dönüşümüzün hikayesiydi. B...