Acıyla devam eden 2-3 günün sonunda şükürler olsun ki iyileşmiştim. Bugün alışverişe gidecektik. Neyse ki Güneş'i Kerem'in de gelmesine ikna edebilmiştim. Herhalde Kerem sapık bir katil çıkmaz diye düşünüyordum.
"Anne, ben çıkıyorum."
"Tamam, çok geç kalmayın."
Mutfaktan mis gibi kokular geliyordu. Güneş gelecek diye döktürmüştü. Mantı yapıyordu be, mantı!
"Oooo, bakıyorum da börekler mantılar falan. Noluyoruz?"
"Hepsi Güneş geliyor diye, kızım. Tabii ki yapacağım. Gerekirse evlatlık bile alırım onu."
"Ha yani ben öleyim?"
"Ben öyle bir şey mi dedim kız? Hadi git artık, bekletme çocuğumu."
Durukan ne ara çocuğu oldu?
"Ha ben zaten senin ço..."
"Sus Aylin!"
Gülümseyip annemin yanağından bir makas aldım ve kapıya yöneldim. Hala özel günümde olduğum için hey heylerim tepemdeydi. Aslında her zaman hey heylerim tepemde ama olsun...
"Pişt."
Sesin geldiği tarafa döndüm. Durukan kırık bir duvarın üzerinde oturuyordu, şaşırmadım.
"Buradayım."
"Görebiliyorum. Bir dakika, göremiyorum. Ne yapıyorsun karanlıkta be?"
"Ayin yapıyorum."
"Ne ayini?"
"Satanist ayini. Kestiğim bu kediyi şeytana sunacağım. Ne yapabilirim karanlıkta Aylin? Düşünüyorum."
"Neyi düşünüyorsun?"
"Hayatımı."
"Bir dal sigara getireyim mi abi? Yakarsın."
"Ben yanmışım sigara yansa kaç yazar?"
Vay be, durum vahimdi. Cidden vahimdi.
"Kay bakayım."
Hafifçe yana kaymasıyla biraz yer açılınca duvara tırmanıp yanına oturdum. "Böyle sık sık karanlıkta düşünür müsün?"
"Pek değil."
Bu kadar efkar içinde olmasına ve bir kıro gibi davranmasına alışkın değildim. Beni korkutuyordu.
"Ne bu efkarın sebebi? Üstün açık falan mı uyudun sen? Başına güneş mi geçti? Ateşin mi var?"
Elimi alnına koydum, normaldi.
"Ben yanmışım güneş beni yaksa, ateş dört bir yanımı sarsa ne yazar?"
"Eyvaaaaaaah! Allllaaaah! Vallahi billahi baydın içimi. Anlatacak mısın yoksa seni sürükleyerek alışveriş merkezine götürmemi mi tercih edersin?"
"Anlatacak bir şey yok. Hadi sürükle."
"Umarım özel gününde falan değilsindir. Hadi kalk, bad boy musun sen. Karanlıkta düşünürüm falan. Fazla alacakaranlık mı izledin anlamıyorum ki."
Duvardan atladım. "Hadi dedim!"
"Vampirim ben biliyor musun? Rooaağr rooağr!"
"Salak salak davranma Durukan. Daha alışverişe gideceğiz, senin benden hevesli olman gerekiyordu. Bir de bizimkileri alma meselesi var tabi."
"Çok yorgunum."
Gözlerimi devirip elinden tuttum ve zorla aşağı indirmeye çalıştım. Pek başarılı olduğum da söylenemezdi ya hani, neyse ki bana acıyıp kendi indi. "Sonunda."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sapık!.
HumorBizim hikayemizin olağanüstü bir güzelliği yoktu. Olağanüstü kişiler, olağanüstü olaylar... Hiçbiri. Ama bizim hikayemizdi ya... Bu en güzeliydi. Bu, o gülünce kalbimin deli gibi çırpınışının, ne kadar kırılırsak kırılalım dönüşümüzün hikayesiydi. B...