Size iki yeni duyurum var. Birincisi, kendi hikayemde başka hikayelerden bahsedilmesinden hoşlanmadığımı belirtmek istedim. Eskiden sorun yoktu ama, ne bileyim... Dikkate alırsanız öperim sizi :**
İkincisi, facebook grubumuza katılın lütfen. Linkini yoruma bırakacağım.Medyada bölümle alakalı yaptığım küçük videolardan biri. En başta baloda kullandığı eşyalar var Aylin'in. Giydiği kıyafet, taktığı taç, saçı ve makyajı. Ayrıca şarkı olarak Güneşin Kızları jenerik müziği var. Sözlerinin kitabımıza uyduğunu düşündüm. Şarkıyı açın dediğim yerde açabilirsiniz. Ayrıca bol müzikal bir bölüm oldu. Youtube hazır edin bence.
Ailemize yakışır bir final yapmaya çalıştım. Umarım beğenirsiniz :**
--
Dejavu, dejavu, dejavu... Yıllar önce biz de böyle bir masada oturmuştuk Durukan'la. Ama bu sefer ben onla "sevgilicilik" oynuyordum. Şimdi yine sevgililerdeydik. Tek bir farkla: Karşı karşıya.
"Eee, artık yemekleri sipariş etsek mi?" dedim ve üçü arasında süren saçma salak sohbete bir nokta koydum. Ayça futbol oynuyor... Ve tabii ki lig hakkında konuşuyorlardı. En bir nefret ettiğim konu. Durukan, ligi çok takip etmezdi oysaki, şaşırdım.
"Olur," dedi "sevgilim" ve yanağıma ufak bir öpücük kondurdu. Hayır niye gereksiz samimiyet? Neden? Neden ben?!
Garson çağrıldı, siparişler verildi. Ve ah ben, üçlüyü dinlemiş gibi yapıyor, sıkıntıdan patlıyordum. Nerede benim sıpaydim?
"Ee Aylin, sen de biraz kendinden bahsetsene."
Durukan'ın sesiyle çoktan şok olmuştum bile, "Ha ben mi? Ben?"
"Evet, sen."
"Ben... Ne anlatayım ki," diyerek gülmeye çalıştım ve Bora'ya döndüm yardım dilenircesine. Eliyle anlatsana yaptı domuz kafalı sevgilim.
"Şey... Adım Aylin."
Dayak yemeyi severim. Adının Aylin olduğunu herkes biliyor geri zekalı.
"Ya tam bir dizi hastasıyım falan. Çok anlatılacak bir şey yok."
"Bora ile nasıl tanıştınız?" diye bir soru yöneltti bana Ayça.
Hay senin soruna da sana da limon sıkayım.
"İnternetten," diye sallamasyon bir cevap verdim Ayça'ya. "Ayy, ben böyle şeyleri çok tatlı buluruum! İlk kim yazdı, ne yazdı?"
Sıkıcı kız.
"Bora yazdı bana."
Götüm yazdı. Orada ortam nasıl? Teallam ya!
"Selam yazdı, başka ne yazabilir ki?"
"Ne bileyim ateşli geceler için ara falan." Ya bu cümleye kahkaha atılır mı? Bu kızın espri anlayışı IQ'sünden düşük yemin ediyorum.
O öyle deyince, Durukan'ın tepkisini inceledim. Boş gözlerle karşısına bakıyor, yüzünde bir mimik bile oynamıyordu. Bir dakika ya, onun buna tepki göstermesi beni niye ilgilendirsin ki canım? Aa, deli miyim ne. Psh, bir de beni kıskanacak ha!
"Ahahaha, Ayça ya ne komik kızsın sen canım benim ya!"
Yapmacıklıkta master yapıyorsun şu an be Aylin, vallahi tebrikler.
"Sayın müşterilerimiz..."
Duyduğum kalın sesle bakışlarım çevrede dolandı. Ve orada durdu. Vay canına... Burası cidden lüks bir lokantaydı ya hani, böyle tam zengin işi. Lokantanın köşesinde de küçük bir sahne vardı. Sahnenin üzerinde de bir adam. Buradan şirin görünüyordu. Öhöm, adam değil, sahne!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sapık!.
HumorBizim hikayemizin olağanüstü bir güzelliği yoktu. Olağanüstü kişiler, olağanüstü olaylar... Hiçbiri. Ama bizim hikayemizdi ya... Bu en güzeliydi. Bu, o gülünce kalbimin deli gibi çırpınışının, ne kadar kırılırsak kırılalım dönüşümüzün hikayesiydi. B...