Merhaba sapıklarım. Bunu demek ne kadar zor olsa da final öncesi son bölümlerimiz bunlar. Sanırım peş peşe gelir. Bu süreçte Sapık'ı okuma listenizden lütfen silmeyin. Çünkü elbet özel bölümler gelir.
Ha bu arada, Sapık'ı baştan yazıyorum. İlk 40 bölüm baştan yazılacak. Tüm yazım hataları sıfıra indirilecek. Ve Sapık bittikten sonra yeni hikayeler de yayınlayacağım.
NOT: MULTİ BU BÖLÜME GELSİN. ŞARKIYI SÖYLEDİĞİM YERDE BAŞLATIN.
İyi okumalar, benim tatlı, güzel, sapıklarım :')
-
"Kendini nasıl hissediyorsun? Hah! Yanına su aldın değil mi? Telefon getirmedin? İyisin? Ölme, tamam mı?"
"İyiyim. Yanıma su aldım, evet. On beş kere tekrar ettiğin için unutmadım. Ölmem."
"Bak Aylincim... Stres olma, olur mu? Heyecan falan yapma. Heyecan yapacak bir şey yok zaten. İyi bir üniversiteye gideceksin, ben biliyorum kardeşimi."
"Abi, sus artık! Ayrıca bana 'heyecan yapma' deme. Daha çok stres oluyorum!"
Evet, dakikalar sonra sınava giriyordum ve abim sağ olsun şimdiden pes etmek üzereydim. Yani şu an bu kadar çok konuşuyorsa, sınavdan sonra ne olacaktı kim bilir...
"Tamam tamam, sustum. Huh... Ben iyiyim, sen de iyi olduğuna göre. Göreyim kızımı..."
Popoma vurunca pis bakışlar attım abime doğru. "Hadi Alper! Kız geç kalacak!" Bize doğru bağıran babama minnet dolu bakışlar gönderdim.
"Hadi abicim... Kış kış," dedim bu sefer abime. "Terbiyesiz! Biz sana yardımcı olmaya çalışıyoruz burada. Bak son kez söylüyorum, bir şey olmayacak tamam mı?"
Pufladım. Bu kaçıncıydı?
"Anladım! Git artık." Dil çıkarıp arkasını döndü canım (!) abicim. Sırıtıp, arkamı döndüm ben de. Ve derin bir nefes alıp YGS olacağımız binaya girdim. Kafam birkaç gündür doluydu. Nasıl bir sonuç çıkacaktı ortaya, en az ailem kadar merak ediyordum.
"Olacak," dedim. "Olacak, göster kendini Aylin Ay."
-
"Abi!"
"Abi!"
"Abi, sana diyorum!"
"Abi, duymuyor musun?"
Hah! O su buraya gelecekti!
Sesimin tonunu ayarlayıp, bir mafya babası edasına büründüm. "Aaaaaaa! Yetişiiin! Abi, yetiş! Öhö öhö öhö! Ölüyorum, yetişin! Ah boğazım intihar ediyor!"
Gelen, hızlı ayak adımlarıyla yüzüme Alison sırıtışı yerleştirdim. O karının sırıtışı başkaydı. "Ne oldu? Aylin, kız iyi misin?"
Abim endişeli yüz ifadesiyle yanıma geldi. Her onu çağırdığımda, gelmediğinde onu böyle kandırırdım. Yoksa imkanı yok poposunu kaldırmazdı.
"Şey... Abi su getirir misin?"
Önce gözlerini hızlı hızlı kırpıştırdı, sonra, ne dediğimi idrak edercesine dudaklarını yaladı, yüzündeki endişe bulutu kalktı. "Allah belanı versin Aylin."
Kahkaha attım. Bu kötülüğü yapmayı çok seviyordum. Fazla... Eğlenceliydi. "Sus! Kardeşlere bela okunmaz. Kalk kız, su getir!"
"Suyu getirdiğim bardak götüne girsin inşallah!"
Bir kahkaha daha çıktı dudaklarımdan. O arada da abim çoktan isyan ede ede mutfağa gitmişti bile.
"Al!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sapık!.
HumorBizim hikayemizin olağanüstü bir güzelliği yoktu. Olağanüstü kişiler, olağanüstü olaylar... Hiçbiri. Ama bizim hikayemizdi ya... Bu en güzeliydi. Bu, o gülünce kalbimin deli gibi çırpınışının, ne kadar kırılırsak kırılalım dönüşümüzün hikayesiydi. B...