61- FİNAL 1.PART

22.6K 811 281
                                    

Bir dahaki bölüm final. Kim bilir, belki final 3 part olur o konuda emin değilim. Veda yazımı finalden sonra 1-2 gün içinde yayınlarım. Lütfen okuma listenizden silmeyin. Sizinle yeni hikayelerde, yeni karakterlerle, farklı şekillerde, tek bir bütün olup buluşalım. Ve o bütün asla bozulmasın.

Not: Facebook grubu bazı nedenlerde dolayı silinmiştir. Bu nedenlerden biri de aktifsizlik. Bu yüzden yeni bir grup açtım: Justsmileandsleep Hikayeleri. Lütfen katılım olsun, ve aktif olun :*

Not2: Medyada tanıtım videomuz var. Bakarsanız sevinirim. Bölüm şarkısı bence: Heartache

Diyecek söz kalmadı... Sadece iki kelime fısıldayabilirim kulağınıza. Duyan duyana... Son kez, iyi okumalar.

-

Bir his vardır. Yüreğinizden koparıp atmak istediğiniz. Ama başaramadığınız. Yutkunmak istediğiniz; ancak boğazınızın acıdığı. O his ise yıllardır kurulan emeklerinizin bir anda tuzla buz olmasıdır. Örneğin; 10 yıldır edindiğiniz arkadaşlarınızla temasınızın kopulması. İşte ben o sınırı çoktan geçmiştim.

Güneş'le, Kerem'le ve Durukan'la irtibatı keseli tam tamına 4 sene oluyordu. Koskoca 4 sene. 4 yeni doğum günü...

Ah, gerçekten psikolojim bozuktu. Yataktan kalkmadan önce neler düşünüyordum böyle?

"Kapa çeneni seni yaşlı budala," dedim ve yataktan kalktım. 22 yaşıma girdiğimden beri kendime yaşlı budala diyordum. Tamam belki yüzümde beni yaşlı gösterecek kırışıklıklar falan yoktu; ama ölüme doğru yavaş adımlar atmıyor muyduk?

35 yolun yarısıydı zaten! Yoksa o 30 muydu?

"Cidden düşünecek bir şey yok... Yoksa böyle salak salak şeyler düşünür müydüm? Yaşlanmaymışmış..."

"Yine ne konuşuyorsun öyle kendi kendine?"

İçeri biricik (!) oda arkadaşım Saliha girince kendi kendine konuşan düşüncelerim de sus pus oldular. Ben Saliha'ya Sali diyordum. Saliha çok uzun değil mi sizce de?

"Ya ne konuşacağım... Yatağımı topluyordum."

Bana alaylı bakışlar atıp kendi yatağına oturdu. İşte en yakın arkadaşım...

Güneş'i ne çabuk unuttun?

Fısıldayan iç sesime, yine içimden susmasını söyleyip Sali'ye döndüm tekrar, "Sen ne yapıyorsun bakayım?"

Omuz silkti, "Hiiç, ne yapayım işte... Sevgilimle mesajlaşıyordum."

Aa, neden şaşırmadım acaba? Günün 24 saati sevgilisinden bahsettiği için olabilir mi? Yok daha neler (!)

"Arada çişini de yap, idrar kesende dondular."

Kıkırdadı, "Çiş yaparken mesajlaşıyorum zaten."

Bu kızı benim gibi garip olduğu için seviyorum!

"Salak," dedim ve saatime baktım. Kahvaltı saatimiz gelmişti, "Ooo, kahvaltı saati gelmiş bile. Ben gidiyorum, biraz süt falan içip çiş depolayacağım. Tuvalette mesajlaşmak için. Anlarsın ya..."

Gerçekten hiç olgunlaşamamıştım.

"İyi de senin benden başka samimi olduğun arkadaşın yok ki..." dedi ve kahkaha attı. Acı gerçekler...

Yüzümü bilerek sinirli hale sokup, "Konumuz o mu geri zekalı?" dedim ve odadan çıktım. Sensin arkadaşı yok. Hayvan gibi bir şey y-

Gerçekten olgunlaşamamışsın.

Sapık!.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin