~7~

16.1K 394 142
                                    

Kızgınlıkla karşımda oturmuş ağzını şapırdatarak önünde ki yemeği yiyen çakma sarışına bakıyordum.

Tamam ağzını şapırdatmıyor olabilirdi, lâkin o kadar itici yiyordu ki ağzını şapırdatmasına gerek yoktu!

Masa da gerginlik dolu bir sessizlik vardı. Gözlerim, çaprazımda oturan Rüzgâr'a kaydı. Kızına yemeğini yediriyordu. Yüzünde huzur dolu bir ifade vardı.

Ne yani koskoca kız kendi yemeğini kendisi yiyemiyor muydu?

Tamam biraz kıskanmış olabilirdim. Çünkü baba sevgisi tatmamış bir insandım ben!

Karşımda hemen çakma sarışın yelloz oturuyordu. Sanırım ismi Selin idi. Aslında güzel bir kadındı. Lâkin bana dünyanın en çirkin insanı gibi görünüyordu!

Rüzgâr'ı bu kadar çabuk sahiplenmem normal miydi?

Yanımda ise Gökhan oturuyordu. Gökhan'ın karşısında hemen Lin Lan vardı. 

Gökhan, Lin Lan'a öldürecek gibi bakıyordu.       

"Ben biraz hava almak istiyorum.." diye, mırıldandım. Masada ki herkesin gözleri bana döndü.

"Tabağını bitir." Diye, emretti Rüzgâr hazretleri!

"Tabağını bitirirsen, beraber turlarız Naz." Dedi, Gökhan.

Gökhan'a gülümsedim. O da hafifçe tebessüm etti.

Hızlı hızlı yemeğimi yemeye başladım. Tabağı silip, süpürmem gerekiyordu.

"Kimse bir yere gitmiyor. Bugün hep beraber oturacağız." Dedi, Rüzgar net bir dille. Dik bakışları Gökhan'ı hedef almıştı.

Gergince dudağımı dişledim. Hem beni kandırıp, gösterip elletmiyordu! Hem de emir veriyordu!

"Naz senin esirin değil Rüzgâr! İstediği zaman istediği yere gidebilir!" Dedi, Gökhan. Sinirlenmişti. Zaten bugün üzerinde bir gerginlik vardı. Bu davranışlarından açıkça belli oluyordu.

"Ben istediği zaman bir yere gidemez demiyorum zaten! Anlama kıtlığın mı var Gökhan?"

Rüzgâr'ın yüzünde tehditkâr bir ifade belirmişti.

"Rüzgâr.." diye mırıldandı, varlığını unuttuğum Selin. "Bırak çıksınlar." Diye, devam etti.

"Bu konu seni ilgilendirmez!" Diye hırladı, Rüzgâr.

Adının Güz olduğunu öğrendiğim küçük kız gerilmişti.

Selin de gergince üst dudağını dişledi. "Seninle özel olarak konuşmak istiyorum Rüzgâr." Dedi.

Kaşlarım şaşkınlıkla havalandı. Ne konuşmak istiyor olabilirdi ki? Hemde özel?!

"Bunları burada konuşmayalım istersen ha?" Dedi, Rüzgâr. Tehditkâr bakışları bu sefer Selin'i hedef almıştı.

Sanırım Selin'in kendisiyle özel olarak ne konuşmak istediğini anlamıştı. Bu ne zekâ Rüzgâr Bey?!

Ben hızlı hızlı tabağımı bitirmeye çalışıyordum. Dışarı çıkamasam da, odama çıkmam gerekiyordu!

"Baba ben seninle ve annemle yalnız kalmak istiyorum hem." Dedi, küçük kız. Rüzgâr, ağzını açtı. Geri kapattı.

Kızına gülümseyerek baktı. Yüzünde sinirlendiğini belli eden bir ifade vardı. Boynunda ki damarlar belirginleşmişti.

"İstediğin gibi olsun kızım." Diye, mırıldandı zorlukla. Hemen pes etmesi şaşırtıcı olsa da, benim için güzel bir haberdi.

"OLEY BE!" diye, bağırdım zaferle. Heyecandan masaya vurmuştum. Masada ki herkes şaşkınlıkla bana bakıyordu. Şirince sırıttım. "Pardon." Diye, mırıldandım.

Kapının Ardında ki Yüz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin