~51~

4K 96 94
                                    

Öğlene doğru Londra'da indim. Kartal bana takım elbiseli bir adamın gelip beni alacağını söylemişti. Londra havası garip hissettirse de umursamadım.

"Ece Naz Hanım!" Diye, bağırdı kibar bir erkeğin sesi. Arkamı dönmemle birkaç saniye de yanımda biten takım elbiseli adamı görmem bir oldu. "Benim adım Orhan. Kartal abinin güvendiği nadir adamlardan sadece birisiyim." Dedi, sıcak kanlı bir ifadeyle.

"Memnun oldum." Diye, mırıldandım.

"Yorulmuş olmalısınız sizi eve bırakayım. Biraz dinlenin. Daha sonra sizinle Londra turu yapacağız." Dedi, neşeyle. Neşeli olması biraz olsun içimi rahatlatmıştı. Gülümsedim. Her şeye gülen avanak gibi görünsem de pek umurumda olduğu söylenemezdi.

Elimden bavulu alıp, önden ilerlemeye başladı. Ben onu takip ettim. Siyah bir hondanın yanına geldiğimizde durdu. Arabanın arka kapısını açtı. Ben bindikten sonra kapıyı kapattı. Ben şoförlüğü Orhan'ın yapacağını zannederken, şoför koltuğunda başka bir adamın olduğunu fark ettim.

Adam gülümseyerek baş selamı verdi. Aynı şekil karşılık verdim. Orhan bavulu bagaja yerleştirip, yolcu koltuğuna oturdu. "Gidelim Ramo." Diye, komut verdi ve adı Ramo olan adam arabayı çalıştırdı.

Ben ise Londra'nın eşi benzeri olmayan yollarını izlemeye koyuldum. Tabii yollara odaklanamamam ayrı bir dertti. Kartal'ın yüzü bir türlü gözlerimin önünden gitmek bilmiyordu.

Yeşil gözleri bir ormanı andırıyordu. Tıpkı Araf'ın gözleri gibi...

Ama ikisi de birbirinden farklıydı işte. Araf soğuk bakıyordu. Bakışları insanın içine işlemiyordu. Kartal'ın bakışları insanın içine işliyor. Ve bakışlarıyla adeta insanın içini ısıtıyordu.

Aynı gözler, farklı bakışlar...

Dün gece Kartal ile birlikte olmuştuk. Acaba beni basit bir kız olarak görmüş müydü?

Ama beklediğimin aksine hiç soğuk yapmamış, aksine bana haddinden fazla iyi hissettirmişti. Üstelik havaalanında bundan sonra ki hayatına benimle devam etmek istediğini söylemişti..

Ona inanıp, güvenebilir miydim?

Güvensem bile mutlu son olacak mıydı?

Bu soruların cevaplarını zaman bana gösterecekti. Benim şu an için bildiğim tek şey Kartal'dan deli gibi etkileniyordum. Bu Rüzgâr'a veya Gökhan'a hissettiğim gibi değildi. Ya da Araf'a.. bu çok başkaydı. Hiç böyle hissetmemiştim. Kalbim ağrıyordu. Ben şu an Kartal'ın yanında olmak istiyordum. Doyasıya sarılmak, sadece ona sığınmak istiyordum. Beni öpsün, bana her şeyin geçeceğini söylesin.. yalan olsa bile ben buna inanmış olayım ve yanımda sadece Kartal olsun.

Ve ben sonumun Gökhan ile Pera gibi olmasından deli gibi korkmaya başlamıştım...

                                  .....

                                  🦅

Ece Naz gideli, saatler oluyor. Ben hâlâ uyuyamadım. Yokluğu fazlasıyla belli oluyor. Ne ara bu kadar bağlandım bilmiyorum. Sadece yanımda olmasına, kokusuna ihtiyacım var.

Onu kaybetmekten sonunun Pera gibi olmasından deli gibi korkuyordum. O yüzden Londra'ya göndermek zorunda kaldım. Ece Naz'ı kaybetme düşüncesi bile kalbimin sıkışmasına sebep oluyor..

Onu ilk gördüğümde anlamıştım aslında bu denli bağlanacağımı. Lâkin Rüzgâr'a ayıp olmasın diye kendimi uzak tutmaya çalıştım. Ece Naz her şeyiyle bambaşka bir kız. Diğer kızlar gibi değil..

Kapının Ardında ki Yüz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin