~48~

4K 99 57
                                    

Bu bölüm baya +18 içeriyor ballı çöreklerim. Şimdiden iyi okumalar diliyorum. ❤️❤️



Saat gecenin üçüne geliyordu. Ve ben hâlâ hiç uyuyamamıştım! Uzanmış öylece tavanı seyrediyordum. Şu son yaşadıklarım kâbus gibi geliyordu. Sanki gerçek değilmiş gibi...

Nefes al Ece Naz kendine gel!

Gelemiyorum..

Ölüm hiçbir zaman bu kadar cazip gelmemişti. Ve benim bir yanım ölmek istiyor, bir yanım da ölümden deli gibi korkuyordu..

Yaşama sevincimi kaybetmiştim. Lâkin içimde bir yerlerde küçük de olsa hâlâ bir umut vardı.

Odanın kapısı açıldığında, yerimden sıçradım.

"Ecoş," diye, mırıldandı Kartal'ın terapi etkisi veren tınısı. "Uyudun mu diye sorsam çok saçma olur. Çünkü uyumadığını biliyorum."

Yavaş adımlarla yatağa doğru ilerledi. Usulca yanıma çöktü. "İyi misin minnoş suratlı?"

"İyi gibiyim." Diye, mırıldandım.

"İyisin iyisin." Dedi, yapmacık bir neşeyle. Gülümsedim. Ne kadar yapmacık olsa da, benim keyfimi yerine getirmeye çalışıyordu. Ve yüzünde ki ifadeye bakılırsa kendisi benden de beter durumdaydı. Hiç iyi görünmüyordu. Oda ne kadar karanlık olsa da, Kartal'ın yüzünde ki kasveti görmemek mümkün değildi.

"Şimdi sana bir şey söyleyeceğim." Diye, mırıldandı. Sesinde ki gerginliği fark etmemek mümkün değildi. Kalbimin hızlı çarpmasına aldırmadan derin bir nefes aldım. "Karanlık işlere, Kara ve Aras holdinge ait olan tüm hisseler benim elimde." Diye, devam ettirdiği de daha fazla heyecanlandım.

"Onları sana vereceğim. Kıyafetlerinin arasına mı saklarsın yoksa başka bir yere mi orası sana kalmış. Seni Londra'ya göndereceğim. Bir süreliğine orada kalacaksın."

Kaşlarımı çattım. Yine neler dönüyordu böyle?

"Neden?" Diye, sordum hayretle.

"Çünkü burada neler döndüğü hakkında inan ki benim de hiç bir fikrim yok. Her an tuzağa düşebiliriz. O yüzden hisseler ve senin güvende olduğundan emin olmam gerekiyor. Ve şu an senin için en güvenli yer Londra olacaktır."

"Araf mı?" Diye, sordum. İsmini anmak bile içimi titretti. Midem kasıldı. Araf'ın ismi bile bana korkunç geliyordu!

"Aynen. O yüzden güvende olduğundan emin olmam gerekiyor Ecoş. Her an çok farklı şeyler olabilir. İnan ne olacağını ben bile kestiremiyorum. Sadece sana bir zarar gelmesini istemiyorum."

Beni düşünmesi gururumu okşamıştı. Doğruldum. Sırtımı yatağın başlığına dayadım.

"Sen nasıl dersen öyle olsun." Diye, mırıldandım. Belki Londra havası bana iyi gelirdi. Hem biraz olsun şu kasvetten kurtulmuş olurdum.

"Teşekkür ederim." Diye, fısıldadı Kartal samimi bir tonlamayla. "Yarın gece yola çıkıyorsun. Öğlene doğru Londra'da olursun. Senden tek isteğim hisselere gözün gibi bakman. O hisselerden tek bir tanesi bile kaybolursa Araf'a karşı kullanacak bir şeyimiz kalmaz. Gerçi hisseler pek sikinde değil de orospu çocuğunun."

"Bu hisseler neden bu kadar önemli?" Diye, sordum.

Bu nasıl soru Ece Naz?! Adam karanlık işler ve holding hisseleri diyor!

"Benim için pek bir önemi yok aslında. Ama Rüzgâr ve Gökhan'dan bile sakınıyordum o hisseleri. Benden başka kimsenin eline geçmemesi gerekiyor. Ve bu konu da sadece sana güvenebilirim."

Bana neden güveniyordu hiç bilmiyordum. Lâkin umurumda olduğu da söylenemezdi. Rüzgâr ve Gökhan güvenilir insanlardı. Onlardan sakınması mantıksız gelse de, karanlık işler böyleydi işte. Ne kadar yakın olursalar olsunlar aralarında yine bir güvensizlik vardı.

"Bu gün yanımda uyusana." Dedim, dan diye. Niye böyle bir şey dediğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Lâkin şu hisse konusu beni baymıştı.

Kartal neye uğradığını şaşırdı. Ne cevap vereceğini bilemediği için birkaç saniye boyunca sustu. Bana uzun gelen o saniyelerin ardından, "tehlikeli." Diye, mırıldandı.

"Umurumda değil. Yanımda olmanı istiyorum." Diye, fısıldadım. Kaşınıyordum.

Kartal bana biraz daha yaklaştı. "Pişman olacağın bir şey yapmanı istemiyorum. O yüzden odama gideceğim." Diye, fısıldadı.

"Pişman olacağımı kim söyledi?" Diye, sordum kendimden emin bir ifadeyle. Bu ani ruh değişimimizin nedeni neydi bilmiyordum. Lâkin birazdan buralar alev alacaktı ondan emindim.

Kartal ve ben aynı an da birbirimizin dudaklarına yapıştık. Büyük bir açlıkla birbirimizi öpüyorduk. Kartal ani bir hamleyle beni yatağa uzattı. Kendisi de üzerime uzandı. Tutkulu bir şekilde öpüşmeye devam ederken, beni üzerimde ki askılıdan ve sütyenden kurtardı. Ben ise onu üzerinde ki bisiklet yaka ince tişörtten kurtardım. Kalıbı yerinde, fazlasıyla sertti. Ellerim Kartal'ın göğsüne gitti.

Kartal ise bir eliyle göğüsümün tekini yoğurarak beni daha çok zevke getiriyordu. Ben inlerken, o da benimle beraber hırlıyordu. Bir eli eşofmanımın içine girdi. Külodumun üzerinden en hassas yerimi okşamaya başladı. Aniden dudaklarımı bıraktığında boşluğa, düşmüş gibi oldum. Omuzlarına tutundum. Boynumu öpmeye başladı. Bir eli göğsümde, diğer eliyle de külodumun üzerinden klitorisimi okşuyordu. Ben ise zevkten çıldırmıştım. Kartal'ın altında deli gibi inliyordum.

"Beni istiyor musun?" Diye, fısıldadı.

"Evet! Çok istiyorum!" Dedim, alelacele. Kartal gülüyormuş gibi hırladı. Haşin bir şekilde göğüslerimi emmeye başladığında, altında çıldırmış. kıvranmaya başladım. Göğsüme küçük küçük ısırıklar bırakıp, sert bir şekilde emiyordu. Yarın göğüsümün mosmor olacağına adım kadar emindim... 

"Kartal hadi!" Dedim, aceleyle. Onu içimde hissetmek istiyordum... Ve altında deli gibi kıvranmak beni bir hayli yoruyordu.

Kartal beni tamamiyle soyduğunda, gülümsedim. Ağır ağır vücudumu inceliyordu.

"Lanet olsun çok güzelsin!" Diye, söylendi hayranlık yüklü bir tonlamayla. "Her şeyinle bambaşkasın.."

Zevkten gözlerimi kapadım. Kartal boynuma küçük küçük öpücükler kondurdu. Boynumdan göğsüme, göğsümden göbeğime indi. Birkaç dakika sonra dili en hassas noktamdaydi. Ağlayacak duruma geldim.

Bu yaptığımız ne kadar doğruydu hiçbir fikrim yoktu. Ya da bundan sonra birbirimize yaklaşımımız nasıl olacaktı? Sonrasında ikimiz de pişman olacak mıydık?

Kartal yanağımı öptü. Aleti en hassas noktama değindi. Titredim. "Şimdi yavaşça içine gireceğim. Kasma kendini olur mu gülüm?" Diye, fısıldadı.

"Ah lütfen!" Diye, hayıflandım. Onu içimde istiyordum. Ve sonrası hiçbir şekilde umurumda değildi..

Yavaşça kendini içime itti. İnledim. O kadar ıslanmıştım ki acı bile hissetmiyordum! Tek hissettiğim şehvetti.

"Lanet olsun daracıksın!"

"Ah Kartal!" Diye, inledim.

Kartal yavaşça içimde gelgit yapıyordu. "Gözlerini aç güzelim." Diye, fısıldadı. Usulca gözlerimi açtım. Göz göze geldik. Gülümsedi.

Dudağıma küçük bir öpücük kondurdu. İçimde yaptığı hafif gelgitler bana patlayacakmışım gibi hissettiriyordu. Ama bu his tarif edilemezdi. Çok güzeldi!

Bu geceden sonra Kartal'ın bana karşı nasıl davranacağını deli gibi merak etmeye başlamıştım. Çünkü her ne kadar Araf ile sevişmiş, Rüzgâr ile öpüşmüş olsam da, Kartal ile birlikte olmuştum!

Her şeyimle Kartal'a ait olmuştum!

Peki bu geceden sonra bana soğuk yaparsa zoruma gider miydi?

Evet. Giderdi..

Kapının Ardında ki Yüz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin