~46~

3.8K 105 55
                                    

Merhabalar efeniim. Yanlışlarım olduysa şimdiden çok özür diliyorum. Bu sıralar iyi hissetmiyorum kendimi, ama sizi de bölümsüz bırakmak istemiyorum. O yüzden yanlışlarım olduysa dahi affınıza sığınıyor,iyi okumalar diliyorum bebeklerim❤️❤️


"Oğlum sen kafayı mı yedin Ece'yi arayıp kendini ifşa ediyorsun amına koyayım?! Biz boş yere mi öldü gösterdik seni dangalak!" Diye, tısladı Araf. Yüzünde sinirli bir ifadeyle Rüzgâr'a bakıyordu. Rüzgâr sinir bozucu bir ifadeyle güldü.

"Ne oldu çakma Pera'ya psikolojik baskı yapmam sinirini mi bozdu?"

Ne kadar böyle söylese bile, içinde kötü bir his vardı. Ve bu his Rüzgâr'ı içten içe deli ediyordu. Fakat bunu Araf'a belli etmeyecek kadar akıllı bir adamdı. Çaktırmadan avucunun içinde ki buruşmuş fotoğrafa baktı. Bu Araf ile Ece Naz'ın mum ışığında öpüştüğü fotoğraf idi.

"Ece bu saatten sonra sadece bana ait olacak Rüzgâr. Sen hisseleri aldıktan sonra, Ece de her şeyiyle benim olacak!" Diye, tısladı Araf.

Rüzgâr yapmacık bir ifadeyle güldü. Araf, Pera'ya olduğu gibi, Ece Naz'a da takıntı yapmıştı. Ve Rüzgâr adı gibi emindi ki, bu böyle giderse Ece Naz'ın da sonu Pera gibi olacaktı.

Ama olmayacaktı. Çünkü Rüzgâr, hisseleri ele geçirdikten sonra Araf'ın da işini bitirmeyi düşünüyordu...

Ece Naz'a ise psikolojik baskı yapıp, ona kafayı yedirmek istiyordu. Sonra da alıp küçük bir bebek gibi bağrına basmak istiyordu.

Selin'in dediği gibi, Rüzgâr'ın da Pera'ya karşı hisleri vardı, ve bunu hiç dışarı yansıtmamıştı. Selin dışında kimse bilmiyordu. Hoş! Selin'in de yanlışlıkla haberi olmuştu ya!

Pera'nın deniz mavisi gözleri geldi aklına. Yutkundu. Selin, Gökhan ve en çok da Araf'tan nefret ediyordu onu kendisinden kopardıkları için..

Selin ile severek evlenmemişti zaten. Sadece Selin sevmişti. Rüzgâr asla Selin'e karşı bir duygu kırıntısı beslememişti. Ama ona rağmen ondan bir kız çocuğu vardı..

Kızını her şeyden çok seviyordu ve kızının mutluluğu için elinden gelen her şeyin en iyisini yapacaktı.

"Gökhan hastaneden çıkmış." Diye mırıldandı Rüzgâr, düşüncelerinden sıyrılarak.

"Bir ölmek bilmedi orospu çocuğu!" Diye, çemkirdi Araf. "Keşke o silahı onun götüne sokup, içinde patlatsaydım da, geberip gitseydi yarrak kafası!"

"Öldürmeyen Allah öldürmüyor işte." Diye, mırıldandı Rüzgâr.

Ne kadar Araf'tan da nefret ediyor olsa da, hisseleri ele geçirene kadar ona ihtiyacı vardı.

"Hani Ece Naz'ı, Pera'nın yerine koyamazdın?" Diye, sordu Rüzgâr dan diye. Neden böyle bir şey sorduğunu kendisi de bilmiyordu.

"Kimseyi Pera'nın yerine koyamam zaten.." diye, mırıldandı Araf. "Ama Ece de benim olacak!" Diye, devam ettirdi kendinden emin bir ifadeyle.

"Olur olur tabii.." dedi, Rüzgâr. Sesinin tınısında Araf'ın anlayamayacağı alayvâri bir ifade vardı.

Belki de Araf anlıyordu, ama çaktırmıyordu?

Rüzgâr, Araf'ın bir şey demesini beklemeden ayaklandı. "Küçük bir işim var. Halledip geleceğim."

"Ortalıkta fazla dolanma!" Dedi, Araf. Rüzgâr'ın arkası dönük, olduğu için yüzünde ki sinsi ifadeyi göremedi. Rüzgâr çıktı. Araf sinsi bir ifadeyle gülümsedi.

"Ne halt ettiğini fark etmeyeceğimi mi zannediyorsun Rüzgâr Aras!" Diye, mırıldandı. "O hisseleri kolay kolay sana vereceğimi mi düşünüyorsun gerçekten?"

Yüzünde alaylı ifadeyle, dilini üst dudağında gezdirdi. "Bir de Gökhan ve Kartal'a aptal der. En büyük aptal kendisi haberi yok koduğumun salağı!"

                                   .....

                                  🦅

Ece Naz'ı sakinleştirdikten sonra, Gökhan ile terasa çıktık. Şimdilik biraz uyuyup dinlenmesi gerekiyor. Daha sonra iyi olması için elimden gelen her şeyi yapacağım.

"Naz'ın neyi var? Ne yaptınız lan kıza?!" Diye, tısladı Gökhan. Sen bir sus amına koyayım!

"Araf yüzünden bu hâle geldi. Ama iyi olacak." Diye, mırıldandım. Şu an için Rüzgâr'ın öldüğünü söylemek istemiyorum. Zamanla söyleyeceğim. Alıştıra alıştıra...

"Rüzgâr nerede peki?" Diye, sordu. Sorulacak soru mu bu şimdi Gökhan? 'ebenin amında' desem, Rüzgâr mezarında ters döner miydi?

"Pera'nın yaşadığını öğrendi. Biraz şaşkın." Dedim, pat diye. İyice mahallelerin yüz karası yalan söyleyen dedikoducu Hayriye nineye döndüm anasını satayım. Her mahalle de vardır böyle nine değil mi?

"Ulan harbi Pera yaşıyor lan!" Dedi, Gökhan heyecanla. Yavşak pezevenk. "Allah'ım şükürler olsun! Binlerce kez şükürler olsun!"

Pera'nın yaşadığı, hatta birkaç aya kalmaz ayaklanacağı gerçeği beni de sevindiriyor. Lâkin biliyorum ki, Pera geldikten sonra ne Araf ne de Gökhan Ece Naz ile ilgilenmeyecek. Kısacası Ece Naz'ın pabucu dama atılacaktı. En acısı ise Rüzgâr hayatta olsa ve Pera'nın yaşadığını öğrense, o bile tüm ilgisini Ece Naz'dan çekecekti.

Ama Gökhan gerçekten Pera'yı seviyor ve kavuşacağı için fazla heyecanlı. Ama bunu Araf'ın öğrenmemesi gerekiyor. Pera ayaklanmadan Araf'tan kurtulmamız gerekiyor.

Şu an adım kadar eminim ki, Araf Ece Naz'ın peşine düşecek...

Telefonumun melodisiyle yüzüm istemsizce buruştu. Hangi orospu çocuğu beni arayıp rahatsız etme cüretini kendinde bulmuştu? Telefonu cebimden çıkardım.

"Kim arıyor?" Diye, sordu Gökhan. Ekrana baktım. Kaşlarım çatıldı.

Beni arayan kişinin Rüzgâr olmasına mı, yoksa Rüzgâr'ın numarasının hâlâ bende kayıtlı olmasına mı şaşırayım bilemedim. Yutkundum. Yüz ifademi gören Gökhan telefonu elimden aldı.

"Oğlum Rüzgâr arıyor işte. Senin suratın niye öyle sik gibi oldu ki?" Dedi, Gökhan.

Rüzgâr'ın telefonundan arayanın Araf
olduğuna yemin edebilirim.. ve Gökhan telefonu açarsa her şeyi öğrenmiş olacak...

Kapının Ardında ki Yüz (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin