"Ne yaptığını zannediyorsun lan sen?" Diye bağırdı, Rüzgâr. Oturduğu sandalyeden öfkeyle ayaklandı. Sandalye ise çoktan yeri boylamıştı.
"Gökhan'ın benim hakkımda söylediği yalanları düzeltiyorum." Dedi, müdür. Rüzgâr'a tezat gayet rahat bir tavırla. Bakışları Gökhan'ı buldu. Gökhan her an müdürün üzerine atlayacakmış gibi görünüyordu. Araya girsem mi, girmesem mi bilemedim..
"Üstelik Gökhan Bey her şeyi bir bir anlattı! Merak ettiğim tek bir şey var..." Dedi. Bakışları Rüzgâr'ı buldu. Alavari bir şekilde gülümsedi. "Sahi gerçekten de Ece'yi seviyor musun Rüzgâr?"
Rüzgâr'ın yutkunduğunu fark ettim. Derin bir nefes alıp, gözlerini yumdu.
"O'nu benden önce buldun eyvallah. Sırf benim için yaptıkların ve eski dostluğumuz hatrına şu piç hâlâ nefes alıyor ona da eyvallah!" Dedi, sinirle Gökhan'ı işaret ederek.
"Ulan bu piç hangi hakla beni bu kıza kötülüyor!" Diye, bağırdı. Yerimden sıçradım.
"Demek ki arabama dinleme cihazı koydurttun ha." Dedi, Gökhan alayla.
Lütfen sus Gökhan!
"Sence ben sana güvenip o kızı seninle gönderir miydim? Bu işin içinde bir bokluk olduğunu biliyordum." Dedi, müdür.
"Ece Naz yukarı!" Dedi, Rüzgâr. Sanırım konuşulanları dinlememi istemiyordu.
"Hayır!" Dedi, müdür. "Madem siz benim hakkımda gaddar ve tehlikeli bir adam demeyi biliyorsunuz. O da bugün herkesin gerçek yüzünü görecek!"
Dediklerini umursamadan yerimden kalktım. Rüzgâr'ın sandalyesini düzeltip, tekrar oturdum.
"Ece Naz yukarı!" Dedi, Rüzgâr tekrardan. Hayır çıkmayacağım canım.
"Sakın Rüzgâr! Sakın bana karşı gelmeye kalkma! Yoksa tüm ateşkesi bozar hepinizi diri diri mezara gömerim!" Dedi, müdür. Sesinin tınısı korkutuyordu.
Ama korku morku bize işlemez bacım.
"Ne ateşkesinden bahsediyorsun lan!" Diye bağırdı, Gökhan.
Lin Lan ve ben sessiz kalmayı tercih ediyorduk. Sonuç olarak ikimiz de bu konuya Fransız kalıyorduk.
"Sırf onun sevgisinin karşılığını alamadın diye ölmesine izin verdin değil mi? Senin yüzünden onu kaybettim lan ben!" Diye, bağırdı müdür.
Karşılık? Sevgi? Ne diyor bunlar Ece Naz?
"O gün ölmesi gerekiyordu!" Diye, bağırdı Gökhan.
"Böyle diyerek mi avutuyorsun kendini?" Diye, sordu müdür. Alayvari bir ifadeyle gülümsüyordu.
Bu gülümseme hiç de sağlıklı görünmüyordu.
Gökhan hızla başını iki yana sallamaya başladı. "Kes sesini!" Diye, bağırdı.
"Evet Ece şimdi sana her şeyi anlatacağım.." dedi, müdür. Bakışlarımı gergince müdüre çevirdim. "Sırf Pera'ya benziyorsun diye Gökhan piçi sana kafayı takmış! Ha Rüzgâr'ın sevgisine saygı duyarım temiz bir sevgiymiş.." dedi, alayla.
"Rüzgâr'a lafım yok. Sana olan sevgisi temiz olabilir lâkin sen dul ve çocuklu bir adamı kabul etmezsin. Sonuçta davul bile dengi denginedir öyle değil mi?" Dedi.
Sağlıksız düşünüyordu. ben Rüzgâr'ı her hâliyle kabul ederdim..
Şimdi Gökhan, müdürün kollarında ölen sevgilisi Pera'ya aşıktı. Ve Pera şu an hayatta değilse bu da Gökhan yüzündendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kapının Ardında ki Yüz (+18)
HumorHer şey Ece Naz'ın üvey babasının kendisini borçları karşılığında bir adama vermesiyle başlıyor. Lâkin Ece Naz klasik kitaplarda da ki kızlar gibi değil. Kafasına göre hareket eden vurdum duymazın teki. Siz de Ece Naz ile gülüp, eğlenmeye hatta yer...