♖ RESİTAL 2 ♖

356K 21.7K 34.2K
                                    

Merhabalar, basılı kitabı 1. bölüm itibariyle yüklüyorum. 1 ve 2. kitap basılmıştır, 3. kitaba da yakında buradan başlayacağız. Her gün en az 1 bölüm gelecektir. Yeni bölümler 21:21'de yüklenmiş olacaktır. Keyifli okumalar dilerim 🤍 Tek ricam yorumlarda spoiler vermemeniz ve başka kitaplar hakkında konuşmamanızdır🤍

Bir ışık yak bu satıra, aydınlansın sayfalar...

Yıllar geçmiş, takvim yaprakları sararıp solmuş ve gün yine Arkana binasında başlamıştı.

Gizli örgüte ait bu binanın en üst katında bütün şehrin manzarasını izleyen üyeler vardı. Arkana, kimse tarafından bilinmeyen, tanınmayan anlamına gelen Latince bir kelimeydi. Arkana binası dokuz kattan oluşuyor üç ayrı bölümü, altı farklı girişi bulunuyordu. İçerisi cehennemi aratmıyordu.

Masanın etrafına dizilen koltuklardan sadece biri boş duruyordu. Arkana sınırları içinde zamanı bilmek yasak olduğundan vakit geçmek bilmiyor gibiydi. Loş ışığın hâkim olduğu salonun içerisinde klasik müzik ruhları besliyordu.

İkinci koltuk sahibi, boynundaki kravatı biraz gevşetti ve boğazında yer edinen yumruyu gidermek adına öksürdü. Genzinden gelen tok sesle, "Toplantıya başlamak için daha ne kadar bekleyeceğiz?" diye sordu. Bakışları boş koltuğu buldu. "Bay Alatav'ı bekleyene kadar çoktan ikinci toplantıya geçebilirdik."

Diğer koltuk sahipleri, ikinci koltuk sahibine yüzlerindeki memnuniyetsiz ifadeyle katıldılar. Ona katılmayan ilk koltuk sahibi ise dik bir şekilde baktı. Masanın oluşmasında önemli rol oynayan, sıfır numaralı ilk koltuğun sahibi baş köşede oturuyordu. Kaldırdığı kaşlarıyla, "Bay Alatav'ın oğlu ölüm kalım savaşı veriyor," dedi. "Biraz tolerans göstermekte hiçbir sakınca görmüyorum. Diğer türlü iki eli kanda da olsa gelecek bir adam."

Dakikalar sonra kapı iki yana doğru açılırken gözler oraya döndü.

Masaya yürüyen Haris, endişeli olmasına rağmen soğukkanlılıkla, "Geç kaldığım için affedin," dedi. "Haberiniz vardır diye umuyorum. Oğlum ameliyattaydı ve ameliyat masasında kalma ihtimali olduğu için o çıkmadan gelmek istemedim."

İlk koltuk sahibi meraklı bir ifadeyle, "Durumu nasıl Haris?" diye sordu. "Vârisin hayati tehlikeyi atlattı mı?"

Dünyayı yöneten altı aile, onları yöneten tek aile vardı. Sıfır numara, masadaki ilk koltuğun sayısıydı. Pozitif veya negatif olmazdı, nötrdü. Başlangıcı temsil ederdi. Altın değerindeydi. Sıfır, etkisiz bir eleman gibi gözükse de diğer numaraları yöneten kişiydi.

Altı koltuk sahibi yeni dünya düzeninde söz hakkına sahipti. Yeni düzene göre bankacılık, teknoloji, ekonomi gibi ana sektörlere hâkimlerdi. Devlet adamlarını yöneten, savaş çıkarma gücü olan bu aile düzeni sıfır numara tarafından kurulmuştu. Koltuk sahiplerinin kendilerine ait olan kartları, dünyadaki statülerini belirliyordu. Kartlar, ilk koltuk sahibi tarafından dağıtılmıştı ve her koltuk sahibinin yerine geçecek vârisi olmak zorundaydı.

Haris, kendi koltuğuna geçip oturduğunda beş numaradaki yerini aldı. Boynundaki kravatı gevşetip gömleğinin ilk düğmesini açtı. Vâris kelimesinden nefret ediyordu. Onun yerine, "Oğlum," deyip derin bir nefes alıp verdikten sonra şükredercesine, "Yaşıyor," diye devam etti. "Bundan sonra hayatına eksik bir çocuk olarak devam edecek ama yaşıyor."

Dördüncü koltuk sahibi, "Eksik bir çocuk derken?" diye sordu.

Haris açıklamak adına, "Kurşun omuriliğine isabet etmişti," dedi. "Kurşunu çıkarmak bir hayli tehlikeliydi. En iyi doktorlar ameliyatına girdi ve ölüm tehlikesi olmasına rağmen kurşun çıkartıldı. Oğlum ne yazık ki felç kaldı, artık yürüyemeyecek." Aldığı her soluk göğsüne batıyordu. "Daha çok küçük ve sonsuza kadar tekerlekli sandalyeye mahkûm kaldı."

BRONZ SERİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin